Hayatta bazen öyle şeyler oluyor ki, bunların bir tesadüften ibaret olduklarına ihtimal veremiyoruz. Peki sizce burada bahsettiğimiz olaylar birer tesadüf mü, yoksa değil mi? Karar sizin...
Hayatta bazen öyle şeyler oluyor ki, bunların bir tesadüften ibaret olduklarına ihtimal veremiyoruz. Peki sizce burada bahsettiğimiz olaylar birer tesadüf mü, yoksa değil mi? Karar sizin...
Bu olaylar yaşanırken ailelerin birbirlerinden haberleri yoktu. John ve Arthur aynı zamanlarda hastaneye kaldırıldılar ve her ikisi de hastaneye vardıktan kısa bir süre sonra hayatını kaybetti.
Kadının erkek kardeşi, intikam alma arzusuyla Ziegland'ı tabancayla vurdu. Daha sonra, adamın öldüğünü düşünüp kendisine ateş etti. Ama Ziegland ölmemişti, mermi sadece yüzünü sıyırmış ve arkasındaki ağaca saplanmıştı. Ziegland, muhtemelen ne kadar şanslı olduğunu düşünmüştür. Tabii, olaylar bununla sona ermedi. Aradan geçen birkaç yılın ardından Ziegland, merminin saplandığı ağacı kesmeye karar verdi. Ağacın gövdesi çok iri göründüğünden işini kolaylaştırmak için dinamitle patlatmak istedi. Patlama yüzünden mermi fırladı ve Ziegland'ın kafasına isabet edip onu öldürdü.
Eski kitabı alıp kocasına gösteren Parrish, kitabı şefkatle tutarak nasıl sevdiğinden bahsetti. Kocası kitabı aldı, kapağını açtı ve eski sahibinin yazdığı notu gördü. Notta, 'Anne Parrish, 209 N. Weber Street, Colorado Springs' yazıyordu. Kitabın eski sahibi Anne Parrish idi.
İlk seferinde, 18 yaşındaydı ve kendini asmaya çalışmıştı; bu girişimi bir Fransisken rahibi tarafından engellendi. 22 yaşında tekrar kendini asmayı denedi, aynı rahip tarafından bir kere daha kurtarıldı. Sekiz yıl sonra, siyasi faaliyetlerinden ötürü idam cezasına çarptırıldı, aynı rahibin müdahalesiyle hayatı yine kurtuldu. Aigner, 68 yaşına geldiğinde bir kere daha intihar etmeye kalktı ve bu sefer amacına ulaştı. Cenaze törenini yapan ise 3 kere hayatını kurtaran o rahipti.
Nick'in bu fotoğrafı İngiltere, Cornwall'daki bir plajda çekilmişti. Fotoğrafa yakından baktıkları zaman, Aimee'nin arkada duran çocuk olduğunu fark ettiler. Üstelik bu fotoğraf 11 yıl öncesine aitti ve o dönemlerde ikili birbirlerini tanımıyorlardı. Genç çift, fotoğrafın çekildiği sahilde hayatlarını birleştirdi.
Her iki James'in de ilk eşlerinin adı Linda'ydı. James kardeşler, boşandıktan sonra tekrar evlendiler ve bu kez ikisinin de eşlerinin adı Betty'di. İkizlerden her birinin iki oğlu oldu ve adlarını James Alan ile James Allan koydular. Her ikisinin de Toy adlı bir köpeği vardı ve aynı eğitimi alıp şerif olmuşlardı. James kardeşler, 39 yaşındayken tekrar bir araya geldiler ve birbirlerinin o güne kadar ne yaşadıklarına dair en ufak bir fikirleri bile yoktu. Bütün bunlar bir tesadüf olabilir mi? Bize pek öyle gelmedi...
Fallon öldükten sonra, kimse kazandığı parayı almak istemedi, çünkü o paranın lanetli olduğuna inanıyorlardı. Yeni bir oyuncu Fallon'ın parasını almayı kabul etti ve o parayla 2200 dolar kazandı. Polisler, Fallon cinayetini araştırdıkları sırada ise yeni oyuncunun Fallon'ın yedi yıldır görmediği oğlu olduğu ortaya çıktı. Üstelik, genç adam paranın babasına ait olduğundan bile habersizdi.
Rolüne hazırlanmak için bahsi geçen kitabı okumak isteyen ancak kitabın kopyasını Londra'nın herhangi bir yerinde bulamayan Hopkins, tren istasyonundaki bir bankta aradığı kitabın durduğunu fark edince oldukça şaşırdı. Sonradan bu kitabın, Feifer'in bir arkadaşına ödünç verdiği ve arkadaşının arabasından çalınan kendi kişisel kopyalarından biri olduğu ortaya çıktı.
Düşmanı Hector ile yaptığı zorlu bir dövüş sahnesi sırasında yukarı zıplayan ve kötü bir şekilde yere düşen Pitt'in aşil (achilles) tendonu yırtıldı ve çekimlere ara vermek zorunda kaldı. İşin ilginç tarafı, Brad Pitt'in filmde canlandırdığı karakterin, bizzat bu tendona ismi verilen Achilles olmasıydı.
Çift, 2001 yılındaki İkiz Kule saldırısı sırasında New York'u ziyaret ediyordu; Temmuz 2005'te üç metronun ve bir otobüsün bombalandığı sırada ise birkaç günlüğüne Londra'da bulunuyorlardı. Daha sonra, 2008 yılında Mumbai'de yaşanan silahlı saldırıya tanık oldular. Bu kadar olayın üzerine hayatta kalmış olmaları bile bir mucize...