Çünkü siyasiler için ekmek yiyecek başka yer yok. Hele ki Erdoğan beş kuruş parasız bıraktı ülkeyi bu bokun da bir şekilde üstünün kapanması lazım. Bu da ayrı ve büyük bir konu. Bunların tabanı sallanmaya başlayınca her türlü çirkinliği ortaya sürecekler göreceksiniz. Tabi kişisel olan hakka karşı dini vecibelerini bir partinin yerine getirdiğini düşünen ahmak ordusu bu fikir ve düşüncelerin peşinden ölürcesine gidecek. Kaos maos kimsenin umurunda değil, onca can helak olur o zaman birlik olmayı düşünürler...
Şuanda başörtü konusu tamamen siyasi bir üniforma haline geldi hükümeti desteklemeyen bir başörtülü kadın zorbalığa uğruyor ya fetöcülükle ya da vitrin mankenliği ile suçlanıyor zamanında yapması gerekeni yaptığı için bu kadar olaya rağmen hala sırf başörtüsü üzerinden insanların kendilerini desteklemelerini istiyorlar aksi halde nankör olup iftiraya uğrayabiliyorsunuz tabi durumun başka bir yönü de var zamanında zorbalığa uğrayan başörtülü bazı kadınlar da şuan başkalarının yaşam alanlarına karışıp başka insanlara zorbalık yapmaktan geri durmuyor yani güç ellerine geçince kendileri de zorba olabiliyor .Burada çözüm kimsenin yaşam alanlarına karışmadan ırk din dil yönelim fark etmeksizin herkese saygıdan geçiyor .2021 yılında hala insanların yaşayış biçimlerini tartışmak bile oldukça abes zaten .
Neden hala sunuluyor ben size söyleyeyim. Sizin de yazdığınız gibi bu ülke tam 31 yıl bu cehaletle savaştı. Hem de o fotoğraflardaki kadar değil daha zordu yaşadıkları. Daha sonra birileri geldi ve onlara böyle bir hak tanıdı. Denize düşen yılana sarılır evet. Yılan da olsa özgürlüklerine kavuşan bir toplum özgürlüğünü çok önceden de olsa elinden alan tarafın adını bile anmaz. Bu bir yanlıştı diyorlar. Bu yanlış sadece bir yanlış olarak nitelendirilmeyecek kadar büyük bir hataydı. Toplumun fikirlerini almışsınız, sayılar ile ölçmüşsünüz fakat bunu geçmişte yaptıkları bir hata olarak gören o partilerin üyelerinin hala ağzından kaçırarak uzattığı diller yüzünden denize düşenler yılana sarılmaya devam edecek.
Açıkcası fikrinin ana mantığında haklı olsan da yine de yetersiz ve sadece özgürlüğü bir baş örtüsüne endekslemiş gibi geldin. Bana sorarsan olması gereken dini inançların halk içinde bile konuşulmayacak, kimsenin ağızına tartışma konusu olmayacak şekilde kutsallaştırmalı ve bir dine mensup olan insanların kendileri ile Tanrıları arasında olan bitenleri diğer insanların gözüne sokmadan mahremiyetinde yaşaması gerekli. Zira bizim toplumumuzun sorunu din veya baş örtüsü değil, tamamen karşı tarafa duyulmayan saygıdan kaynaklıdır. Sen bu gün baş örtüsü olayı bitse yarın çarık diğer gün şalvar bir diğer gün de sakal mevzu olmayacak mı sanıyorsun. İnanan inancını kendi içinde yaşasın, inanmayan da inançsızlığını kendi içinde yaşasın. Ancak bu şekilde dini olgularda saygı başlar..
Çünkü siyasiler için ekmek yiyecek başka yer yok. Hele ki Erdoğan beş kuruş parasız bıraktı ülkeyi bu bokun da bir şekilde üstünün kapanması lazım. Bu da ayrı ve büyük bir konu. Bunların tabanı sallanmaya başlayınca her türlü çirkinliği ortaya sürecekler göreceksiniz. Tabi kişisel olan hakka karşı dini vecibelerini bir partinin yerine getirdiğini düşünen ahmak ordusu bu fikir ve düşüncelerin peşinden ölürcesine gidecek. Kaos maos kimsenin umurunda değil, onca can helak olur o zaman birlik olmayı düşünürler...
Şuanda başörtü konusu tamamen siyasi bir üniforma haline geldi hükümeti desteklemeyen bir başörtülü kadın zorbalığa uğruyor ya fetöcülükle ya da vitrin mankenliği ile suçlanıyor zamanında yapması gerekeni yaptığı için bu kadar olaya rağmen hala sırf başörtüsü üzerinden insanların kendilerini desteklemelerini istiyorlar aksi halde nankör olup iftiraya uğrayabiliyorsunuz tabi durumun başka bir yönü de var zamanında zorbalığa uğrayan başörtülü bazı kadınlar da şuan başkalarının yaşam alanlarına karışıp başka insanlara zorbalık yapmaktan geri durmuyor yani güç ellerine geçince kendileri de zorba olabiliyor .Burada çözüm kimsenin yaşam alanlarına karışmadan ırk din dil yönelim fark etmeksizin herkese saygıdan geçiyor .2021 yılında hala insanların yaşayış biçimlerini tartışmak bile oldukça abes zaten .
Neden hala sunuluyor ben size söyleyeyim. Sizin de yazdığınız gibi bu ülke tam 31 yıl bu cehaletle savaştı. Hem de o fotoğraflardaki kadar değil daha zordu yaşadıkları. Daha sonra birileri geldi ve onlara böyle bir hak tanıdı. Denize düşen yılana sarılır evet. Yılan da olsa özgürlüklerine kavuşan bir toplum özgürlüğünü çok önceden de olsa elinden alan tarafın adını bile anmaz. Bu bir yanlıştı diyorlar. Bu yanlış sadece bir yanlış olarak nitelendirilmeyecek kadar büyük bir hataydı. Toplumun fikirlerini almışsınız, sayılar ile ölçmüşsünüz fakat bunu geçmişte yaptıkları bir hata olarak gören o partilerin üyelerinin hala ağzından kaçırarak uzattığı diller yüzünden denize düşenler yılana sarılmaya devam edecek.