Aslında kimsenin sorunu yok...
Aslında kimsenin sorunu yok...
Bu iki kutup arasında sık sık bu mesele tartışmalara ve tansiyonun yükselmesine neden olmuştu.
Dönemin başbakanı Bülent Ecevit, Kavakçı'nın Meclis'e başörtülü gelerek devlete meydan okuduğunu söylemiş ve engel olunmasını istemişti.
Bakalım toplumun derdi gerçekten başörtüsü mü?
Genel için yorumlayacak olursak vatandaşlarımız başörtülü bir şekilde insanların istedikleri alanlarda yer almasını destekliyor.
Yorumlarda konuşalım!
Çünkü siyasiler için ekmek yiyecek başka yer yok. Hele ki Erdoğan beş kuruş parasız bıraktı ülkeyi bu bokun da bir şekilde üstünün kapanması lazım. Bu da ayrı ve büyük bir konu. Bunların tabanı sallanmaya başlayınca her türlü çirkinliği ortaya sürecekler göreceksiniz. Tabi kişisel olan hakka karşı dini vecibelerini bir partinin yerine getirdiğini düşünen ahmak ordusu bu fikir ve düşüncelerin peşinden ölürcesine gidecek. Kaos maos kimsenin umurunda değil, onca can helak olur o zaman birlik olmayı düşünürler...
Şuanda başörtü konusu tamamen siyasi bir üniforma haline geldi hükümeti desteklemeyen bir başörtülü kadın zorbalığa uğruyor ya fetöcülükle ya da vitrin mankenliği ile suçlanıyor zamanında yapması gerekeni yaptığı için bu kadar olaya rağmen hala sırf başörtüsü üzerinden insanların kendilerini desteklemelerini istiyorlar aksi halde nankör olup iftiraya uğrayabiliyorsunuz tabi durumun başka bir yönü de var zamanında zorbalığa uğrayan başörtülü bazı kadınlar da şuan başkalarının yaşam alanlarına karışıp başka insanlara zorbalık yapmaktan geri durmuyor yani güç ellerine geçince kendileri de zorba olabiliyor .Burada çözüm kimsenin yaşam alanlarına karışmadan ırk din dil yönelim fark etmeksizin herkese saygıdan geçiyor .2021 yılında hala insanların yaşayış biçimlerini tartışmak bile oldukça abes zaten .
Neden hala sunuluyor ben size söyleyeyim. Sizin de yazdığınız gibi bu ülke tam 31 yıl bu cehaletle savaştı. Hem de o fotoğraflardaki kadar değil daha zordu yaşadıkları. Daha sonra birileri geldi ve onlara böyle bir hak tanıdı. Denize düşen yılana sarılır evet. Yılan da olsa özgürlüklerine kavuşan bir toplum özgürlüğünü çok önceden de olsa elinden alan tarafın adını bile anmaz. Bu bir yanlıştı diyorlar. Bu yanlış sadece bir yanlış olarak nitelendirilmeyecek kadar büyük bir hataydı. Toplumun fikirlerini almışsınız, sayılar ile ölçmüşsünüz fakat bunu geçmişte yaptıkları bir hata olarak gören o partilerin üyelerinin hala ağzından kaçırarak uzattığı diller yüzünden denize düşenler yılana sarılmaya devam edecek.