Siyasilerin Sürekli Önümüze Isıtıp Isıtıp Çıkardığı Başörtüsü Meselesi Hakkında Toplumun Şaşırtan Düşünceleri

1980 darbesinin ardından çıkarılan 'kamuda kılık kıyafet yönetmeliği' nedeniyle kadınlara hem üniversitelerde hem de kamu kurumlarında başörtüsü yasağı getirilmişti ve tam 31 yıl boyunca da kadınlar, kurumların önlerinde başörtülülerini çantalarına koyarak okullarına, iş yerlerine girebilmişti.

Siyasal İslam'ın simgesi olduğu için bu yasağı özellikle bazı partiler laiklik adına desteklerken; milliyetçi ve İslamcı partiler de bunun hak olduğu düşüncesiyle karşı çıkmıştı.

Bu iki kutup arasında sık sık bu mesele tartışmalara ve tansiyonun yükselmesine neden olmuştu.

Yasağa karşı okullarda ve sokaklarda kadınlar çeşitli eylemler düzenlerken TBMM'de bu yasağa karşı mücadele veren vekiller vardı. 1999 senesinde Fazilet Partisi'nden milletvekili seçilen Merve Kavakçı, o dönem büyük bir krize yol açmıştı.

Dönemin başbakanı Bülent Ecevit, Kavakçı'nın Meclis'e başörtülü gelerek devlete meydan okuduğunu söylemiş ve engel olunmasını istemişti.

2002 yılında AK Parti'nin iktidara gelmesiyle birlikte yavaş yavaş birçok alanda başörtüsü yasağı değişime uğradı. İlk önce üniversitelerde daha sonra da kamu kurumlarında kadınların başörtüsüyle yer almasının önü açıldı.

Şu anda böyle bir yasak yok fakat yine de sık sık gerek toplumun bazı kesimleri gerekse meclis üyeleri bu meseleyi gündeme getiriyor. Neredeyse her sene biz başörtüsünü tartışmak zorunda kalıyoruz. Söz hakkı kadınlarda olması gerekirken siyasi arenada bulunan erkekler bu meseleyi kendilerine yıllardır görev edinmiş durumdalar.

Peki sürekli birilerinin televizyonlarda ve diğer alanlarda gündeme getirdiği bu başörtüsü meselesiyle ilgili toplum ne düşünüyor? Türkiyeraporu.com isimli internet sitesi bu sorunun cevabını araştırdı ve Türkiye çapında 12 ilde 1517 kişi ile yapılan anket çalışmasının sonuçlarını açıkladı.

Bakalım toplumun derdi gerçekten başörtüsü mü?

"Kamu kurumlarında çalışanların başörtüsü giymesine izin verilmelidir" ifadesinin yöneltildiği insanların %92’si katıldıklarını ifade etmiş.

Genel için yorumlayacak olursak vatandaşlarımız başörtülü bir şekilde insanların istedikleri alanlarda yer almasını destekliyor.

Ankete katılanların %82’si AK Parti içerisinde laik yöneticilerin, %76’sı CHP içerisinde dindar yöneticilerin olabileceğini düşünmüş.

Son olarak da "Mevcut hükümet değişirse hayat tarzım tehlikeye girer." ifadesinin yöneltildiği katılımcıların %31'i katıldıklarını fakat %69'u da böyle bir endişeleri olmadığını belirtmiş.

Geçmişi bir kenara bırakacak olursak; şu anda başörtüsüne dair toplumun herhangi bir endişesi, karşı duruşu yok. Sorun anlayacağınız gibi bizim için çözülmüş durumda. E peki siyasiler neden hala başörtüsü üzerinden tartışma yürütüyor?

Yorumlarda konuşalım!

Popüler İçerikler

Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan 'Audi A8' Savunması: 'İhtiyaç'
Kızıl Goncalar Naim'in Yıllar Öncesinin Efsane Dizisinde Oynadığı Ortaya Çıktı!
İstanbul Esenler’de Sokaktan Geçenlere Kök Söktüren Kedi “Yedi Bela Hüsnü”
YORUMLAR
07.01.2021

Çünkü siyasiler için ekmek yiyecek başka yer yok. Hele ki Erdoğan beş kuruş parasız bıraktı ülkeyi bu bokun da bir şekilde üstünün kapanması lazım. Bu da ayrı ve büyük bir konu. Bunların tabanı sallanmaya başlayınca her türlü çirkinliği ortaya sürecekler göreceksiniz. Tabi kişisel olan hakka karşı dini vecibelerini bir partinin yerine getirdiğini düşünen ahmak ordusu bu fikir ve düşüncelerin peşinden ölürcesine gidecek. Kaos maos kimsenin umurunda değil, onca can helak olur o zaman birlik olmayı düşünürler...

07.01.2021

Şuanda başörtü konusu tamamen siyasi bir üniforma haline geldi hükümeti desteklemeyen bir başörtülü kadın zorbalığa uğruyor ya fetöcülükle ya da vitrin mankenliği ile suçlanıyor zamanında yapması gerekeni yaptığı için bu kadar olaya rağmen hala sırf başörtüsü üzerinden insanların kendilerini desteklemelerini istiyorlar aksi halde nankör olup iftiraya uğrayabiliyorsunuz tabi durumun başka bir yönü de var zamanında zorbalığa uğrayan başörtülü bazı kadınlar da şuan başkalarının yaşam alanlarına karışıp başka insanlara zorbalık yapmaktan geri durmuyor yani güç ellerine geçince kendileri de zorba olabiliyor .Burada çözüm kimsenin yaşam alanlarına karışmadan ırk din dil yönelim fark etmeksizin herkese saygıdan geçiyor .2021 yılında hala insanların yaşayış biçimlerini tartışmak bile oldukça abes zaten .

07.01.2021

Neden hala sunuluyor ben size söyleyeyim. Sizin de yazdığınız gibi bu ülke tam 31 yıl bu cehaletle savaştı. Hem de o fotoğraflardaki kadar değil daha zordu yaşadıkları. Daha sonra birileri geldi ve onlara böyle bir hak tanıdı. Denize düşen yılana sarılır evet. Yılan da olsa özgürlüklerine kavuşan bir toplum özgürlüğünü çok önceden de olsa elinden alan tarafın adını bile anmaz. Bu bir yanlıştı diyorlar. Bu yanlış sadece bir yanlış olarak nitelendirilmeyecek kadar büyük bir hataydı. Toplumun fikirlerini almışsınız, sayılar ile ölçmüşsünüz fakat bunu geçmişte yaptıkları bir hata olarak gören o partilerin üyelerinin hala ağzından kaçırarak uzattığı diller yüzünden denize düşenler yılana sarılmaya devam edecek.

07.01.2021

Açıkcası fikrinin ana mantığında haklı olsan da yine de yetersiz ve sadece özgürlüğü bir baş örtüsüne endekslemiş gibi geldin. Bana sorarsan olması gereken dini inançların halk içinde bile konuşulmayacak, kimsenin ağızına tartışma konusu olmayacak şekilde kutsallaştırmalı ve bir dine mensup olan insanların kendileri ile Tanrıları arasında olan bitenleri diğer insanların gözüne sokmadan mahremiyetinde yaşaması gerekli. Zira bizim toplumumuzun sorunu din veya baş örtüsü değil, tamamen karşı tarafa duyulmayan saygıdan kaynaklıdır. Sen bu gün baş örtüsü olayı bitse yarın çarık diğer gün şalvar bir diğer gün de sakal mevzu olmayacak mı sanıyorsun. İnanan inancını kendi içinde yaşasın, inanmayan da inançsızlığını kendi içinde yaşasın. Ancak bu şekilde dini olgularda saygı başlar..

TÜM YORUMLARI OKU (69)