Bir yanıyla asilliği temsil ederken bir yanıyla kayboluştur. Kalabalıkların içinde dahi kaybeder bizleri. Matemin rengidir siyah, üzüntüdür, yok oluştur. Bütün renkli pencereleri kapattırır. Mavi gökyüzünü ele geçirir. Açan güneşi yok edip kara bulutlarla kaplar gökyüzünü. Fırtınalıdır siyah, yağmur yağarken çakan en güçlü şimşektir. Üzüntülü olduğumuz anlarda akla gelen ilk renktir. Ezberlediğimiz diğer tüm renkleri unutturandır. İşte bu yüzdendir her cenazede siyahlara bürünüşümüz.
Görmek istemeyiz renkleri çünkü kaybettiklerimiz sahip olduklarımızdan daha fazla acıtır canımızı. Dün rengarenk olanlar, bugün bütün renklerini yitirmiştir. Şimdiye kadar bildiğimiz tüm baharları kışa çevirendir. İşte siyah giymek içimizde yaşattığımız kış mevsimidir. Bazen fırtınalı, bazen soğuk hissettiren bazen ise bembeyaz karlar kadar özgürleştirendir. Ama herkes bilir ki kıştan sonra baharlar yine gelecektir. İşte bu yüzden her şeye rağmen güçsüzlüğün içinde yanan tek ışıktır siyah. Korkularımıza teslim olmadan ayakta tutar bizleri. Asaletinin arkasına sığınıp kaçış yolunu bulmamızı sağlar.
Neden halk arasında kurtarıcı renk olarak anılır? Neden vazgeçilmezdir üzerimize giydiklerimizde? Çünkü bizim güçsüz yanlarımızın yara bandıdır. Saran ve gizleyendir. Gizemi vardır bu siyahın. Saklarken bile merak uyandırır. Tüm renksizliğiyle renklerin arasındaki uyumsuzluğun en güzel uyumunu yaratandır. Korkutmadan, aksine güç vererek o çevrenin bir parçası olduğunu hissettirir bizlere. En önemli toplantıların, buluşmaların, en özel günlerin en çok tercih edileni hep siyah olmuştur. En basit örneği ile iş yerlerinde neden hep yüksek mevkilerde çalışanlar siyahı tercih eder? Çünkü siyah bulunduğumuz ortama karşı bende varım buradayım der.