Talihsiz biçimde yaşamlarını yitirerek yine bu talihsizlikleriyle tarihe geçenleri tanıyoruz. Ölümün şakası olmaz ama şaşırmamak elde değil!
Talihsiz biçimde yaşamlarını yitirerek yine bu talihsizlikleriyle tarihe geçenleri tanıyoruz. Ölümün şakası olmaz ama şaşırmamak elde değil!
Kafasını yere çarpmadı ama dilini ısırdı, ısırık kangrene dönüştü ve Pinkerton'un ölümüne sebep oldu.
O bunu pek ciddiye almadı ve traş olurken bu ısırığı yanlışlıkla kesti. Yılancık enfeksiyonu adı verilen bir rahatsızlığa kapıldı ve yaşamını yitirdi. Sadece bir sinek ısırığından.
Görevi sonlanıp eve döndüğünde vücudunda sebebi bilinmeyen bir iltihap keşfetti. Doktorların çözüm bulamadığı bu durum gün geçtikçe etkisini artırdı ve septik şok sonucu yaşamını yitirdi.
Fransız besteci ve sanatçı Jean-Baptiste Lully yaşadığı dönemde büyük ve ağır olan batonunu yere düşürdü ve ayak baş parmağı yaralandı. Bu yaranın kangrene dönüşmesi ve yaşamını yitirmesi arasındaki süre hayli kısaydı...
Tıbbi olarak böyle bir teşhis olmadığı için otopsisinde kalp krizi geçirdiği tespit edildi.
Hepimizin vereceği o klasik tepkiyle kasaya bir tekme salladı. Kasa açılmadı ama ayak parmağı kangren oldu, doktorlar sonunda bacağını kesmek zorunda kaldı...Fakat kangren tüm vücudunu etkilemişti, kısa süre sonra hayatını kaybetti.
İddiası hiçbir yumruktan, hatta en sertinden bile etkilenmeyeceğiymiş. Seyirciler arasından bir gönüllü istemiş ve kendisine sert biçimde vurmasını rica etmiş. Şans bu ya, profesyonel bir boksör gönüllü olmuş.
Bir adam dördüncü kattaki evinden düşer ve ufak yaralarla mucizevi biçimde kurtulur. İyileştikten sonra ona inanmayan dostlarına nasıl hayatta kaldığını anlatabilmek için yine aynı balkondan, aynı yükseklikten atlamayı dener.
Bu sefer ölür.
Tarihe geçen Leach bu olaydan ne kadar sonra gerçekleşti bilinmez, bir portakal kabuğuna bastı ve kayıp düşerek yaşamını yitirdi.
Doğayla olan dostluğunun sadece timsahlarla sınırlı olmadığını ispatlamak için suyun dibinde bir vatozu gözlemlemeye başladı. Bu anlar kayıt altına alınırken vatoz ona göğsünden saldırdı, aldığı yara sonucu kısa süre sonra yaşamını yitirdi.
Ne trajik...
Bir gün bu şovu tekrarlaması istendi ve o da var gücüyle kendini cama fırlattı. Cam kırılmadı fakat bağlantılı olduğu yerden koptu, Hoy'u da peşinde götürerek 24. kattan aşağı düştü.
Jimi Heselden adında bir adam bundan 9 yıl önce kendine satın aldığı Segway'in asla devrilmeyeceğini kanıtlamak için engebeli bir arazide bir oraya bir buraya gitmeye başladı. Segway devrilmedi fakat bu riskli rotada kendisi bir uçurumdan aşağı düştü.
1920 yilinda yunan krali kavga eden kopegini ve maymununu ayirmaya calisir, maymun krali isirir. yara bir sure sonra iltihap kapar ve kan zehirlenmesinden olur. bu ornek ve yukardaki pek cogu bugun bize komik geliyor ama antibiotik oncesi devirde yasanan olagan seylerdi. basit ufak bir yara iltihap kapar ve kisa surede insani olume surukler. basit bir dis enfeksiyonu eski devirde olum icin yeterli neden olabiliyordu. bu yuzden antibiotiklerin degerini iyi bilip dikkatli kullanmak gerek. keza dikkatsiz kullanimi yuzunden etkileri gun ve gun azaliyor. yakin gelecekde kendimizi antibiotik oncesi devrin komik olumleriyle karsi karsiya bulabiliriz.
Eski zamanlarda ufak yaralardan enfeksiyon ve kangren sebebi ile ölmek doğaldı. Şimdinin yeni yetmeleri "vay amk" tepkisi versede. Cem Yılmaz'ın A.R.O.G filminde bir sahne vardır. Ozan Güven yürürken başını taşa çarpar ve bileğini büker. Yanında ki arkadaşları hemen cenaze merasimine başlar. Komedi filminde bir komedi olsa da zaman taş devri de olsa, 15. yüzyılda bile insanlar kemik kırılması sebebi ile ölebiliyorlardı ve gayet normal bir durumdu.. Hatta orta çağda ortalama insan ömrünün 35 yıl olma sebebi savaşlar değil hastalık ve kırıklardır.
#2 insanların en büyük ölüm nedeni sivrisinek ısırmalarına bağlı hastalıklardır.