Adıyaman vilayet olduktan 8 yıl sonra (1962) doğdun, 8 yaşında baban Ziya Amca'yı kaybettiğinde hayatın acımasızlığıyla tanıştın. 'Önderler' dendiğinde 'Adıyaman'ın komünistleri' derlerdi size.
Ziya Amca 1960'lı yıllarda Türkiye İşçi Partisi'nin Adıyaman'daki kurucusuydu ve il başkanlığını yapmıştı, haksız da değillerdi.
Ama ne senin komünistliğin ne sosyalistliğin ne solculuğun tarif edilemiyordu. Yaşantın buna izin vermiyordu. Herkesin ezberini bozuyordun.
Ailen tam Adıyaman kültürüydü.
Dayın Said-i Nursi'nin talebesiydi
Çok kültürlülük aileden sana mirastı.
Sen Türkmen'din ve Adıyaman'da Kürtlerin arasında büyümüştün.
Herkesin seni Kürt zannetmesi bu yüzdendi ama sen hem Türk hem Kürt olmayı becermiş bir çilekeştin.
Baban Ziya Amca vefat ettiğinde annen ve 4 kardeşinle birlikte dedenin evine sığındın.
Deden de solcu bir adamdı ama İşçi Partili değildi, CHP'liydi. Sizin aile fikir cümbüşüydü.
Ellerinden öptüğüm Zeliha anne, Ziya amcadan sonra evlenmedi. Ziya Amca'dan sonra saçını sizin için süpürge etti, seni ve kardeşlerini büyüttü.
Annen diyordu ya 'Para ile tapu bizi sevmiyor' diye; haklıydı.
'Bir ev alayım' dedin annene, evi aldın o da Adıyaman depreminde yıkıldı.
Çok şükür ki anne İstanbul'da yanındaydı ve ona bir şey olmadı.
Sen şimdi o yoğun bakımda yalnızsın ya annenin yüreğindeki depremleri bir bilsen, çok çabuk ayağa kalkarsın.