Sırf Meraktan Kendini Defalarca Asarak Deneyler Yapan Acayip Bir Bilim İnsanı: Nicolae Minovici

Bir bilim insanının bilgi uğruna ne kadar ileri gidebileceğinin ilginç bir örneği...

Kaynaklar: 1, 2, 3.

Nicolae Minovici 1868 ve 1941 yılları arasında yaşamış Romanyalı bir adli tıpçı ve kriminologdu.

Dövme ve suç arasındaki bağı araştırdığı çalışmalarıyla bilinse de, aslında bugün daha ilginç bir çalışmasından söz edeceğiz.

Minovici, asılmayı ve asılmanın insan vücudu üzerindeki etkilerini oldukça merak ediyordu.

steemitimages.com

Bu merakını gidermek için kendisi üzerinde çeşitli deneyler gerçekleştirmişti ve bu deneylerin her biri yaklaşık birkaç saniye sürüyordu.

Minovici'nin biraz kaçık olduğunu düşünebilirsiniz fakat aslında kendisi oldukça zeki bir adamdı ve ülkesi için de oldukça önemli pozisyonlarda çalışmış, bir dönem vali bile olmuştu.

Gönüllü bulamadığından mı bilemiyoruz fakat, Minovici kendisini denek olarak kullandığı tam 12 deney yaptı.

steemitimages.com

Kullandığı ilmeğe bir dinamometre bağlayıp daha sonra ilmeği kendi boynuna bağlıyor ve çeşitli pozisyonlarda deneyler yapıyordu. Bunun içinse çeşitli düzenekler tasarlamıştı. Bu deneylerle asılmayla bağdaştırılan görüş kaybı, ten rengi değişimi ve kulaklarda çınlama ve bu olayların başlama hızı gibi olayları gözlemleme şansı buluyordu.

İlk elden deneylediği bu olayları raporlaması da, bir denek üzerinde çalışırken olacağından daha detaylı olabiliyordu.

Yaverlerinin yardımıyla 6-7 kez de asma deneyleri yapmaya kalkışmıştı.

Bu asma deneylerinden yalnızca birinde ayakları yüzeyle teması kaybettiğinde acı hissetmişti. Bu sırada asistanlarından biri deney için önceden kararlaştırılan süreyi sayarken, Minovici'nin bağlı olduğu ipi çekiyordu.

Bu deneylerin hiçbirinde ilmek sıkışık olmasa da, Minovici'nin ayakları yerden 2 metreye kadar yüksekte oluyordu.

Gerekli işareti verdiğinde ise hizmetindeki asistanlar tarafından hemen yere indiriliyordu. Romanyalı bilim adamı bu şekilde gerçekleşen deneylerinin her birinde, bir öncekinden daha uzun süre asılı kalıyordu. Asılı kaldığı süre 25 saniyeye kadar da çıkmıştı.

Son deneyinde ise işi ileri götürmek istemiş olacak ki, bu sefer gerçek bir urgan ile sıkıştırılmış ilmeği bıynundan geçirmiş ve yaverlerine deneyi durdurmaları için sinyal vermeden önce yalnızca 4 saniye asılı kalabilmişti.

Üstelik bu deney boyunca ayakları yerden bile kesilmemişti. Minovici, bu deneyin ardından bir ay boyunca yutmakta zorluk çektiğini kaydetmiştir.

Bu deneyler daha sonra 200 sayfalık bir araştırma yazısı halinde Romence olarak yayınlandı.

Minovici'nin akla hayale sığmayan deneyleri bu kadarla da sınırlı değil!

Son asma deneyinin ardından gönüllüler üzerinde de 'boğma' deneyleri uygulamışlığı var. Boyun arterlerine ve şah damarlarına deneklerin yüzleri kızarana kadar 5 saniye boyunca baskı uyguladığı deneyler yapmış. Deney sonrası alınan kayıtlara göre bu denekler görme sorunları başta ateş hissi ve vücutlarının çeşitli yerlerinde karıncalanma hissetmişler.

İlginç adam 1941 yılında hayatını kaybettiğinde, bu şaşırtıcı şekilde deneylerinden dolayı değil, ses tellerindeki bir rahatsızlıktan dolayı oldu. Öldüğünde bekardı ve hiç çocuğu olmadığı için tüm mirasını Romanya'ya bıraktı. Şimdilerde evi bir müze olarak kullanılıyor.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir!

Hayatlarımıza Hiçbir Şey Yokmuş Gibi Devam Ederken Arka Planda Yaygınlaşan "Simülasyondayız" İnanışı
Amerikan Polisini Adeta Parmağında Oynatan Cani Bir Katil: Zodyak
İnsanların Bir Lokasyonun İki Yerde Birden Olduğunu Düşünmesine Neden Olan Kabus Gibi Rahatsızlık: Reduplikatif Paramnezi
Acayip Bilgiler Kuşağı: Muhtemelen Daha Önce Hiç Karşılaşmadığınız 15 Şaşırtıcı Gerçek

Popüler İçerikler

İki Torunlu Mücevher Kralı 30 Yıllık Eşinden Genç Sevgilisi İçin Tek Celsede Boşandı
Beklenen Gün Geldi: Birbirinden Ünlü İsimler Saygı1 Formatının İkinci Konuğu Sertab Erener İçin Sahneye Çıktı!
ATM’lerde 200 TL Krizi: Fatih Altaylı’dan 5 Bin Liralık Banknot Önerisi
YORUMLAR
01.02.2020

1998'de bir fransız oldukça karmaşık bir intihar girişiminde bulunur. Bir deniz kıyısında yüksek bir yamacın tepesine çıkıp boynuna bir ip bağlar, ipi de büyük bir kayaya bağlar. Sonra zehir içer ve kendini ateşe verir. Uçurumdan atlarken de tabancayla kafasına ateş eder. Devamı daha da ilginç çünkü kurşun onu ıskalayıp ipi keser, böylece adam suya düştuğünde asılı kalmaz. Soğuk su yanan elbiselerini söndürmekle kalmaz aynı zamanda onu şoka sokarak yuttuğu zehri kusmasını sağlar. Sudan, bir balıkçı tarafından çıkarılıp hastahaneye götürülen adam orada “hipotermi” (vücut ısısının aşırı düşmesi) den dolayı ölür. 😀

31.01.2020

Evli olsa masabaşı bir iş tercih etmek zorunda kalırdı 😅

01.02.2020

Adamın doğduğu yıllarda OSMANLI: Rusya ile savaşta kullanacağız diye aldığımız borç para ile Dolmabahçe Sarayının inşaatını bitireli henüz 10 yıl olmuştu. İstanbul/Bebek mahallesinde, çoğunlukla zengin İngilizler ikamet etmekteydi. Kız Kulesi henüz bugünkü halini alacağı tadilattan geçirilmemiş, boğazda buharlı vapurlar henüz kullanılmamaktaydı. Mekteb-i Sultani, yani Galatasaray Lisesi henüz yeni kurulmuştu. Haliç'ten ötesinde yerleşim yeri yoktu ve bugünkü Bakırköy, Başakşehir, Kağıthane, Ümraniye, Üsküdar'ın arka sırtları tamamen dazlak / bozkır ovalarıydı.

01.02.2020

Adana'da pamuk yetiştirmek denenmişti ve bunu İngiltere'ye satarak borçlar ödenmeye çalışılıyordu. İngiltere'nin sadece kumaş satarak kazandığı para bile, Osmanlı'nın tüm ihracatından fazlaydı. İstibdat Dönemi yaşanıyordu ve kahvehanelerde bile casuslar, padişah hakkında halkın ne söylediğini not edip kayıtlara geçiriyordu. İngiltere ve Fransa, borçlarını alabilmek için İstanbul'da Duyun-u Umumiye adlı kurumu kurmuş ve Osmanlı'nın vergilerini toplayıp ülkelerine aktarmaktaydılar :(

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ