Kurucusu Del Keens dahil bütün modeller alışılmışın çok uzağındalar ama hayata herkesi imrendirecek kadar özgür ve umursamaz bakıyorlar. Bu cesur girişimin hikayesini Aplus'tan sizler için derledik.
Kurucusu Del Keens dahil bütün modeller alışılmışın çok uzağındalar ama hayata herkesi imrendirecek kadar özgür ve umursamaz bakıyorlar. Bu cesur girişimin hikayesini Aplus'tan sizler için derledik.
Del Keens.
Bu mankenlik ajansı 'güzellik' kelimesini standart Batı algısında alışılagelenden çok daha farklı tanımlıyor. Del Keens'in kurduğu Misfit Models portföyündeki mankenlerde genç, zayıf, uzun boylu, mükemmel simetride vücüt yapısı, kusursuz ten veya eşsiz saçlar aramıyor. Aksine bu mankenler sıradışı.
Ajansın internet sitesinde, katılmak isteyen modellere şöyle bir çağrı yapılmış ve aslında bu çağrı her şeyi gayet iyi anlatıyor: 'İçinizde kim veya ne olduğunuzu dışınızda da temsil ediyor fakat modanın zorla kabul ettirmeye çalıştıklarını, 'iki haftalık diyet planlarını' ve toplumda beğenilen burun şeklini umursamıyorsanız; ve mükemmel bir vücut kitle endeksine sahip değilseniz, o zaman bir sonraki gerçek 'MISFIT MODEL' siz olabilirsiniz.'
Geçtiğimiz yıl New York Moda Haftası'nda podyumda boy gösteren Down Sendromlu manken Madeline Stuart ve baş örtüsüyle H&M'in reklam yüzlerinden birisi olan Mariah İdrissi, sıradışı modellerin de artık yaygınlaştığının çok başarılı örnekleri.
Keens bu konuda daha çok fazla çalışma yapılması gerektiğini ve dünyada bu işi yapan daha fazla ajans olması gerektiğini söylüyor. Kurduğu ajansın gelensekelin dışında görünüme sahip olan modeller için hem gerçek bir iş imkanı hem de bir bakıma bir birliktelik hissi oluşturduğuna inanıyor.
'18 yaşında Oğuz adında genç bir adam. Boyu yaklaşık 1m; boyu ve kilosu yüzünden okulda onunla dalga geçiyorlardı. Ama artık hem bizim ajansla hem de farklı ajanslarla çalışmalar yapıyor. Modellik ona hayatta yeni bir umut getirdi, televizyonda işler yapıp para kazanıyor. Üstelik onu sokakta görüp peşinden koşmuştum, normalde böyle bir şeyi hayatta yapmam. Gidip kartımı verdim, 'Merhaba, aramıza katılmak ister misin?' dedim.'
Keens'in geleneksel tanımlarda güzelliğe sahip olmadığını inanan kişilere bir tavsiyesi de var:
'Dünyayı s***r edin! Kalkın hayatınızda bir şeyler yapın. Başkalarının ne dediğini takmayın. İyi yapabildiğiniz bir şeyler bulun ve yapın. Bir araba tamircisi olabilir ya da modellik yapabilirsiniz. Sizin için en iyisi olduğuna inandığınız şeyi yapın, kinci insanları boşverin, onlar her zaman nefret içinde olacaklar zaten. Başkaları ne diyor umursamayın. S***r edin onları. Hayatınıza, yolunuza devam edin. Ben öyle yapıyorum.'
"Geçenlerde birisi bana 'Ne tür engelliler var portföyünüzde?' diye sordu. Bilmiyorum ki. Çünkü 'engelli' tam olarak ne demek ki?" Hayatım boyunca duyduğum en önemli sözlerden biri
herşey zihinde bitiyo dış görünüş sanıldığı kadar mühim değil peki ya düşünceleri engelli insanları ne yapalım
helal olsun be!