Sıradan Birinin Hayaliyken Gerçek Oldu! Tutkulu Meşalesiyle Modern Olimpiyatlar Nasıl Ortaya Çıktı?

19. yüzyılda neredeyse bitmek üzere olan spor sektörünü yeniden canlandıran şey modern olimpiyat oyunlarıydı. Tarih boyunca olimpiyatlar, uluslararası ilişkilerin, finansal zorlukların ve otoriter girişimlerin de oyunlara müdahale olması sebebiyle karmaşık bir hale gelmiş durumdaydı. Bu sorun ortadan kaldırıldı ve olimpiyatlar günümüz uluslararası ilişkilerinin bir sembolü haline geldi. Hem de sadece bir kişi sayesinde. Peki nasıl? Detaylar haberimizde. 👇

Olimpiyatlar ilk olarak MÖ 776 tarihinde Antik Yunan'da ortaya çıktı.

Antik Yunan tarihinin çok önemli bir parçası olsalar da, Roma imparatoru I. Theodosius, MS 393'te Hıristiyanlığı teşvik etmek ve imparatorluk sınırları içindeki putperest uygulamalara son vermek için olimpik oyunları yasadışı ilan etti. Böylece Baron Pierre de Coubertin'in 19. yüzyılda insanları aktif bir yaşam tarzına teşvik etmeye yönelik çabalarından bugün bildiğimiz olimpiyat oyunlarına kadar, modern olimpiyat oyunlarının yeniden canlanmasını görmek uzun bir yolculuk olacaktı.

Sıradan bir adamın spora olan tutkusu nasıl bu kadar ileri gidebildi?

19. Yüzyıla gelindiğinde, Olimpiyat Oyunları tarihin uzun zamandır unutulmuş ve antik bir parçasıydı. Özellikle Fransa'da birçok insan fiziksel aktivitenin enerjiyi zihinsel gelişimden uzaklaştıracağına inanıyordu. Okulda bile ülke çapındaki öğrencilere resmi beden eğitimi dersi verilmezdi. Bütün gün sınıflarda oturmak tercih edilirdi.

Bu Fransız yaşam tarzı, Baron Pierre de Coubertin'i memnun etmiyordu. O şanslı doğan bir aristokrattı ve yüksek statüsü, arzuladığı aktif yaşam tarzına sahip olmasına izin verdi.

At binicisi, kürekçi, boksör ve eskrimci olmayı başardı.

Pierre de Coubertin, çok daha spor odaklı olan ingiliz ve Amerikan eğitim sisteminden etkilendi. Hem İngiltere'ye hem de Amerika Birleşik Devletleri'ne gitti ve spor sevgisi kısa sürede aktivizme dönüştü. Pierre de Coubertin ülkesindeki insanların tembelliğine kayıtsız kalamayarak, kendisi gibi aktif bir yaşam tarzına sahip olmayı insanlara yaymaya ve sevdirmeye çalıştı.

Paris'ten tüm dünyaya yayılacak olan bir akım başlattı.

Kendisi bu büyük fikirlerinin başarılı olması için eğitim sisteminin yeniden düzenlenmesi gerektiğini biliyordu. 1889'da Paris'te ilk Beden Eğitimi ve Bilim Yarışmaları Kongresi'ni düzenledi. Uluslararası ilgi spor konusuna yönelmişti. Olimpiyat Oyunlarını canlandırma plan, böylelikle harekete geçirildi.

Beş yıl sonra, 23 Haziran 1894'te Pierre de Coubertin 'Olimpiyat Oyunları' fikrini önerdi.12 ülkeden yirmi dokuz delege içeren iki bin kişilik bir meclis önünde, olimpiyat oyunlarını uluslararası bir Olimpiyat Komitesi yönetimi altında geri getirme fikrini öne sürdü. Genel çoğunluk bunu olumlu karşılamıştı.

Fikre herkes sıcak bakınca, meclis birleşerek modern Olimpiyat Oyunları için temel kurallar belirledi.

Oyunlara sadece yetişkinler katılabilirdi ve katılırlarsa kimse onlara tazminat vermezdi. Oyunlar, sporcu göndermekle ilgilenen herhangi bir ulusun dahil olduğu uluslararası bir mesele olarak görülecekti ve her dört yılda bir olimpiyat oyunlarına farklı bir ülke ev sahipliği yapacaktı.

Pierre de Coubertin, Paris'i ilk modern yaz olimpiyat oyunlarına ev sahipliği yapacak şehir olarak önerirken, komite Atina'yı seçti. O sırada Paris ise 1900 yılında ikinci Yaz Olimpiyat Oyunları'na ev sahipliği yapmak üzere seçildi. Fransa 1924'te Chamonix'te ilk kış oyunlarına da ev sahipliği yaptı.

Kadınlar uzun bir süre boyunca oyunlara katılamadı.

Olimpiyat Oyunları Yunanistan'ın eski geçmişinden doğduğundan, Pierre de Coubertin'in komitesinin ilk modern Olimpiyat Oyunlarına ev sahipliği yapmak için Atina'yı seçmesi aslında uygun bir seçimdi. Olimpiyatla 14 ülke katıldı ve onları temsil etmek için iki yüzden fazla sporcu gönderildi. Bu ülkeler Avustralya, Avusturya, Bulgaristan, Şili, Danimarka, Fransa, Almanya, Büyük Britanya, İrlanda, Yunanistan, Macaristan, İtalya, İsveç, İsviçre ve ABD idi.

Pierre de Coubertin, bu 'seçkin' bulunan spor etkinliklerine katılan kadınlara karşı çıktı. Komitenin kuralları değiştirmesi ve kadınların yarışmasına izin vermesi uzun yıllar boyunca daha mümkün olmayacaktı.

Ateş'in olimpiyatların sembolü haline gelmesi de aslında Antik Yunan'a dayandırılmıştı.

Olimpiyat ateşi, çağımızda uluslararası birliğin önemli sembollerinden biri haline geldi. Ancak, ilk oyunlarda yoktu ve 1928'deki Amsterdam olimpiyat oyunlarına kadar hiçbirinde de bulunmayacaktı.

Antik olimpiyat oyunları sırasında insanlar ateş tanrıçası olan Hestia tapınağında kutsal bir ateş yakardı ve Hera ve Zeus tapınakları gibi diğer tapınaklarda ise bu ateş kutlanırdı. Bu meşale kültürü aslında oradan geliyor. Olimpiyat ateşi oyunların uzun tarihine bir selam niteliği taşıyor.

Modern olimpiyat oyunlarının simgesi olan renkli 5 çember nasıl bulundu?

Olimpiyat ateşi de oldukça bilinen bir sembol olsa da, beş çember, oyunların uluslararası birliğinin gerçek sembolü olarak sayılıyor. Mavi, sarı, siyah, yeşil ve kırmızı olmak üzere bu beş renk dünyadaki her bayrağın renklerini temsil ediyor. Birleştirici bir anlama sahip. Aynı zamanda beş kıtanın birliğini ve dünyanın dört bir yanından gelen sporcuların olimpiyat oyunlarında buluşmasını temsil ediyor.

Pierre de Coubertin, kendi icat ettiği bir tasarıma dayanarak 1913'te bu sembolü halka tanıttı. 1920'de Belçika'nın Anvers kentinde resmi olarak ortaya çıktı ve o zamandan beri aktif olarak kullanılıyor. Tasarımı ise zaman içerisinde birkaç kez değişmiş.

Naziler ve olimpiyat oyunları karmaşık bir bağlantıya sahipti.

Olimpiyat oyunları, aktif bir yaşam tarzına teşvik etmenin yanı sıra uluslararası ilişkileri, diplomasiyi ve siyaseti de olumlu yönde etkiliyor. Yine de bu tarih her zaman bu kadar pozitif ve görkemli değildi. Uluslararası Olimpiyat Komitesi, Hitler'in iktidara gelmesinden yıllar önce 1931'de Almanya'yı ev sahibi ilan etti. 1936'da olimpiyat oyunları, dünyaya Almanya'nın barışçıl olduğunu göstermek için tasarlanmış büyük bir propaganda etkinliğiydi. Maalesef ki tarafsız bir etkinlik olmaktan çıkmıştı.

Engelli bireylerin de olimpiyat oyunlarına dahil edilmesi yine bir girişimci ile gerçek oldu.

İkinci Dünya Savaşı'nın ardından, birçok asker büyük yaralanmalardan sonra cepheden geri döndü. O sıralarda Alman bir doktor olan Ludwig Guttmann, yarışan engelli sporculara ilgi duyuyordu. Guttmann, 1939'da Nazi Almanyasından kaçarak İngiltere'ye yerleşti. 1948'de yalnızca tekerlekli sandalye sporcularına yönelik olsa da İngiltere'de bir engelli olimpiyat yarışması düzenlemeyi başardı. 1960'larda da Uluslararası Engelliler Spor Örgütü kuruldu.

İsveç, 1976'da ilk Dünya Paralimpik Oyunlarına ev sahipliği yaptı. Uluslararası Paralimpik Komitesi'nin 1989'da Almanya'nın Düsseldorf kentinde kurulmasının ardından bu oyunlar günümüzde hala devam etmekte.

Geçmişte ve günümüzde olimpiyat oyunlarına ev sahipliği yapmak biraz değişti.

Tarih boyunca ülkeler olimpiyat oyunlarına ev sahipliği yapmaktan hep gurur duyuyorlardı. Bu etkinlikler, günümüzde kaykaydan at gösterisine, buz hokeyinden koşuya, akla gelebilecek her şeyi içeriyor. Sergiledikleri sporlarda bile inanılmaz derecede çeşitlilik mevcut.

Ancak günümüzde ülkeler olimpiyat oyunlarına ev sahipliği yapmakta tereddüt ediyor. Ev sahibi ülkenin kültürlerinin, doğal manzaralarının en iyisini sergilerken, aynı zamanda ev sahipliği yapmak için büyük bütçeler ayrılması gerekiyor. Milyarlarca dolar oyun hazırlıklarına, altyapılarına ve genel gerekliliklere harcanıyor. Olimpiyat Oyunları biter bitmez, oluşturdukları altyapı da ellerinde kalıyor ve gelecek yıllar boyunca sürdürülmesi de daha pahalıya mal oluyor.

Yine de bu büyük bütçelere rağmen hala olimpiyyat oyunları büyük rağbet görüyor.

2004'te 11 ülke olimpiyatları ağırlama hakkı kazanmak için için savaşmıştı ve 2008'de 10 şehir de aynısını yaptı. 2022'de olimpiyat oyunlarına ev sahipliği yapma teklifi sırasında en az 5 potansiyel ev sahibi, olumsuz kamuoyu nedeniyle başvurularını geri çekmek zorunda kaldı. Aynısı, ev sahipliği yapmayı teklif eden, Paris, Fransa ve Amerika Birleşik Devletleri'ne karşı Los Angeles'ın kazandığı 2024 oyunları için de geçerli oldu.

Peki gelecekteki olimpiyat oyunlarına ne olacak? Belki de bazılarının teorileştirdiği gibi, her dört yılda bir dönüşümlü olarak yalnızca birkaç şehirden etkinliklere ev sahipliği yapması istenecek. Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bu içerikler de ilginizi çekebilir 👇

Bazı Diller Gerçekten de Daha Güzel ve Kulağa Daha Hoş mu Geliyor? Yoksa Bu Beynimizin Bir Yanılgısı mı?

👇

Mini Etekler Nasıl Moda Oldu?

👇

Yaşayan İlk İnsanlardan Olmak İstemezdiniz! Korkulu Rüyanız Olabilecek 11 Nesli Tükenmiş Vahşi Hayvan

Popüler İçerikler

Okullardaki Yılbaşı Kutlamalarına Gelen Yasağa Mustafa Sandal'dan "Onlara İnat 'Duble' Kutlayacağız!" Tepkisi
Almanya’da Noel Pazarına Saldırı: Saldırgan Suudi Arabistan Vatandaşı Bir Doktor Çıktı!
HTŞ Lideri Colani Kadına Başını Örtme Talimatı Verdiği Videoyla İlgili İlk Kez Konuştu