IMDb: 7.6
1970 sonbaharında Anna dokuz yaşındadır. Gazeteci annesi Marie, zengin bir İspanyol aileden gelen avukat babası Fernando, kardeşi François ve her şeyini kaybetmesinden Castro’yu sorumlu tutan Kübalı dadısı ile Paris’te yaşar. Rahat ve huzurlu yaşamlarına düşen tek gölge, İspanya’da faşist Franco yönetimine karşı mücadele veren eniştedir. Komünist olması nedeniyle, evde eniştenin adı dahi anılmamaktadır.
Ailenin burjuva yaşamı, eniştenin öldürülmesi ve bu olayın ardından, eşi ve çocuğunun İspanya’dan kaçarak yanlarına sığınmasıyla altüst olur. O güne dek İspanya’daki duruma tepkisiz kalan Anna’nın babası, derin bir suçluluk duygusuna kapılır. Eşiyle birlikte Şili’ye ideolojik bir yolculuk yapar ve dönüşte geniş ve bahçeli evlerini bırakıp küçük bir apartman dairesine taşınırlar. Ateşli siyasi aktivistlere dönüşen anne-babasının yeni dünyası, Anna için farklı anlamlar taşır: Ev değiştirmek, düzensizlik, dadısını kaybetmek ve yeni yüzler...
Bir aleksitimi hastası olarak söylüyorum Soraya'yı Taşlamak beni bile ağlatmıştı tüm gece... Öyle bir filmdir yani izlemeden önce iyi düşünün.
hayatımın filmi diyebilirim böyle bi ters köşe yok ispanyol filmi invisible guest izleyim adam ne senaryo yazmış be!!!
Down Sendromu bir özürlülük değildir. Lütfen "........ Down sendromundan muzdarip, özürlü biridir. " cümlesini düzeltir misiniz?