Kübizm'in öncüsü, ömrüne binlerce eser sığdırmış, modern resmin en büyük ve tanınan temsilcilerinden biri Pablo Picasso. Ölümünün üzerinden geçen 45 yılda, eserlerine hala paha biçilemiyor.
Sanatın ne kadar etkili bir araç olduğunu kanıtlamış, savaşa tuvaline yansıttıkları ile direnerek bir ikon haline gelmiş İspanyol Sanatçı Pablo Picasso kimdir ve sanata adanmış ömründe neler yaşamış, sizler için derledik.
Don José Ruiz y Blasco ve María Picasso y López çiftinin ilk çocukları olarak 25 Ekim 1881'de Malaga'da dünyaya geldi. İlk resim eğitimini, müze müdürü ve sanat öğretmeni olan babasından aldı.
Kardeşinin ölümünden sonra Picasso, Barselona'da eski evine duyduğu özlem ve nostalji ile yaşadı. Disiplinden yoksun bir öğrenciydi ancak hayatı boyunca onu etkileyecek arkadaşları ile bu yıllarda tanıştı.
Ardından Madrid'te San Fernando Güzel Sanatlar Akademisi'ne başladı. Ancak okul hayatındaki disiplin onu itti ve bir süre sonra derslere katılmayı bıraktı. Madrid'i gezmek onun için daha ilgi çekiciydi. Burada bir başka ressam olan El Greco'yu keşfetti. El Greco'nun resimleri, onu içine çekmişti. Picasso'nun daha sonraki eserlerine de El Greco'nun esintileri yansımıştır.
1900 yılında gittiği Fransa'da tanıştığı ve bir süre beraber kaldıkları Max Jacob ile evlerini ısıtmak için pek çok eserini yaktı. Madrid'e geri döndüğünde anarşist arkadaşı Francisco de Asís Soler'in çıkardığı Arte Joven (Genç Sanat) dergisinde çizimler yaptı.
1897'de sembolizmin etkisine giren Picasso'nun kariyerinin diğer yılları farklı aşamalarda değerlendirildi.
Picasso ikinci kere Paris'in yolunu tutmuştu. İnsanların yüzü, kentin yüzü, her şey yabancıdır ve üstüne üstüne gelen yalnızlığı hissetmektedir. Temelde, modem kentte toplum dışına itilenlere özgü bir yoksunluktur. Bohem bir yaşama sıkıca tutunur. Picasso, profesyonelliğe adımını bu yıllarda atar, ardından sanatı evrim geçirmeye devam eder.
Picasso'nun eserleri 9 farklı dönemde inceleniyor, ömrü boyunca hem kendi yaşadıkları hem de dünyadaki gelişmelerin yön verdikleri tuvaline yansımıştır.
Bu dönemler, Mavi Dönem (1901-1904), Pembe Dönem (1904-1906), Afrika Sanatı ve Primitif Dönem, (1907-1909), Analitik Kübizm (1909-1912), Sentetik Kübizm (1912-1919), Neoklasizm ve Sürrealizm (1919-1929), Büyük Depresyon ve Güzel Sanatlar Müzesi (1930-1939), 2. Dünya Savaşı ve Sonrası (1939-1949) ve 1973'teki ölümüne kadar geçen süre.
Picasso gerek Kübizm’de olduğu gibi nesneleri parçalayarak, gerek figürlerine ilkel budunların büyüsel ve ürkütücü gücünü katarak ve gerekse sıradan nesneleri dahi heykele, resme dönüştürerek, yani salt biçimlerle oynayarak sanatın kalıplarını da yıkmış ve seyrini değiştirmiştir.
Heykel, şiir, seramik, binlerce çizim, halı ve kilimler... Dünya daha çok kendisini tablolarıyla tanısa da Picasso sanatın her alanında üretkendi.
Sanatını besleyen faktörlerden biri olarak da hızlı geçen aşk hayatı göz önünde bulundurulabilir. Yere bakan yürek yakan ressam iki kere evlendi ve onlarca sevgilisi oldu. Kimi eserlerinde resmettiği kadınları bu linkten detaylıca görebilirsiniz.
Pek çok eserinde savaşa karşı tutumunu ortaya koyan Picasso, İspanya'nın faşist diktatörü Francisco Franco'yu 'Franco'nun Rüyası ve Yalanı' eserinde, BM ve ABD'nin Kore Savaşı'ndaki tutumunu 'Kore'de Katliam' eserinde ve İspanya'daki iç savaşı 'Guernica'da eleştirmiştir.
Picasso, özünde komünizme yönelmişti. 2003'te açıklanan bir bilgide, 1940 yılında başvurduğu Fransız vatandaşlığından, 'aşırı komünist tavırları' yüzünden reddedildiği ortaya çıkmıştır. Sonraki yıllarda Fransa Komünist Partisi'ne de katılan ressamın arkadaşı, Picasso'nun komünizme politik değil, duygusal bir yaklaşımda bulunduğunu yazmıştır.
Modern dönemin en büyük eserlerinden olan Guernica, özelde faşizme, genelde de tüm savaşlara bir başkaldırı niteliğinde. Eşsiz yapıtı `Guernica'da da Picasso yıllarca kafasından geçen imgeleri bir araya getirip resmetmiştir. Picasso, ülkesinden, İspanya'dan gelen haberleri dinlerken yaşadığı üzüntüyü bu esere yansıtmıştır.
İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi işgali altında olan Paris'teki evini incelemeye gelen Nazi subayı, Guernica'nın fotoğrafını inceldikten sonra Picasso'ya dönüp 'Bunu sen mi yaptın?' diye sordu. Picasso'nun cevabı 'Hayır, siz yaptınız.' oldu.
Bu tablonun gücünü gösteren başka bir örnek de 6 Şubat 2003'te dönemin ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell'in Afganistan'ın işgali ile ilgili Birleşmiş Milletler toplantı salonunda yapacağı konuşmadan önce sahnenin arkasında tüm görkemi ile duran tablonun üzerinin mavi bir örtüyle kaplanmasıdır.
Hayatının belgeselini ara ara izliyorum güzel bir adam ama çok çapkın
Deha dizisinde Antonio Banderas'ın meşhur aktörlüğüyle izledik hepsini :)