Genelkurmay, Bakanlar Kurulu’nda bölgedeki riskler ve risklere karşı alınabilecek tedbirlerle ilgili kapsamlı olarak bilgi verecek. Org. Özel’in de katılması beklenen brifingde tüm olasılıklara göre yapılan planlamalar ve Türkiye’nin alacağı pozisyon artıları ve eksileriyle ele alınacak.
Milliyet gazetesinden Serpil Çevikcan'ın haberine göre, Ankara, tezini, sınırda güvenli hat üzerine kurdu. Sınır boyunca ya da birbiriyle bağlantılı cepler halinde oluşturulacak bu hattın kazandıracakları ABD’deki görüşmelerde de ısrarla vurgulandı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bu konuda hiçbir ülkeden “hayır” yanıtı gelmediğinin de altını çizdi. Ankara, bu doğrultuda bir yandan koalisyon ülkelerinin yürütecekleri görevlerle ilgili planlamanın tamamlanmasını beklerken, diğer yandan da kendi planlamalarını yapıyor.
Planlamaların öznesi ise elbette Genelkurmay Başkanlığı.
Sınırın diğer yakası
Genelkurmay Başkanlığı, bugüne kadar yapılan çalışmalar, bölgedeki riskler ve risklere karşı alınabilecek tedbirlerle ilgili olarak bugün Bakanlar Kurulu’nu kapsamlı olarak bilgilendirecek.
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’in de katılacağını söylediği brifing sırasında, bütün olasılıklara göre yapılan planlamalar aktarılacak.
Tahmini projeksiyon masaya yatırılacak ve tüm kabinenin Türkiye’nin alabileceği pozisyon, bu pozisyonun artı ve eksileri konusunda bilgilenmesi sağlanacak.
Edindiğim bilgilere göre, bu brifingin çerçevesini şöyle özetleyebilirim.
1- Uzunca bir süredir “güvenli hat” üzerinde çalışan Genelkurmay Başkanlığı, bütün olasılıklara göre ayrı hesaplamalar yapmış durumda.
Öncelikli planlama ise Türkiye’nin talebi doğrultusunda, koalisyona katılan tüm ülkelerin askerlerinin görev alabileceği güvenli hat üzerine.
Bu planlamaya göre, hangi ülkenin hangi bölgede görev alabileceği, hangi ülkenin kaç birlik bulundurabileceği, asker sayılarına kadar hesaplanmış durumda.
2- Kimin hangi bölgede ve kaç birlikle görev alabileceğine yönelik hesaplamalar, hattın sınır boyunca mı yoksa cepler şeklinde mi kurulacağına göre değişkenlik göstereceğinden, her iki olasılığa göre yapılan ayrı hesaplamalar da brifingte kabine üyelerine aktarılacak.
3- Sınır boyunca oluşturulacak güvenli hattın artı ve eksileri, bağlantılı cepler şeklinde oluşturulacak hattın avantaj ve dezavantajları da masaya yatırılacak. Cepler halinde bir hat kurulacaksa, Türk askeri birliklerinin hangi bölgelerde, kaç birlikle görev almasının daha sonuç alıcı olacağı anlatılacak.
4- Türkiye için en uygun senaryonun, koalisyona destek veren bütün ülkelerin belirli oranlarda asker sayısıyla yer alacağı bir güvenli hat olduğu da nedenleriyle aktarılacak.
Sınırın bu yakası
5- Uzun soluklu olacağı bütün ülkeler tarafından vurgulanan mücadeleye yönelik planlamalar sadece sınırın diğer yakasına yönelik yapılmıyor. Bir yandan da çözüm süreci gibi her aşaması ayrı öneme sahip, kritik bir süreci yürüten Türkiye’nin, kendi sınırları içinde gelişebilecek olası riskleri hesaplaması gerekiyor.
IŞİD’in Suriye’deki Kürt kenti Kobani’ye yönelik saldırısı ve hemen karşıdaki Suruç’ta yaşananlar, bölgedeki gelişmelerin “içeriyi” etkileme potansiyelini de ortaya koydu.
Bu nedenle sadece oluşabilecek göç dalgası ya da taşlı-sopalı çatışmalar konusunda değil, içeride yaşanabilecek daha büyük olası sıkıntılar da ayrıca hesaplandı.
6- Güvenlik birimlerine göre, PKK’nın, Hakkari, Şırnak, Diyarbakır, Silopi ve Cizre hattında, önemli kaynakları ve bunları harekete geçirebilme potansiyeli mevcut.
Ve uzun sürecin kritik bir aşamasında örgütün olası hareketlerinin, provokasyonların bugün tahmin edilenden daha büyük sonuçlara yol açma ihtimali bulunuyor. Brifingte, bu nedenle sadece sınırın diğer yakasında değil, bu yakasında neler yaşanabileceği de masaya yatırılacak.
Yasal çerçeve
7- Siyasi kaynaklardan yansıyan bilgilere göre, Bakanlar Kurulu, bir süredir, bölgedeki son gelişmeler nedeniyle tedirgin biçimde çalışan kamu görevlilerini rahatlatacak bir yasa tasarısı üzerinde çalışıyor.
Çözüm sürecinin başında, asker ve polisin görev sınırları ve hangi durumda nasıl davranacakları çokça tartışma konusu olmuştu.
Alınan tedbirler ve valiliklerin kararları, bu konudaki sıkıntıların aşılmasını sağladı.
Ancak başta göç dalgaları olmak üzere, bölgede yaşanılanların etkisiyle oluşan yeni durum, bu konuda hükümeti de arayışa itti.
Başta TSK olmak üzere güvenlik güçlerinin kritik görevlerde siyasi iradeyi arkasında hissetmesine yönelik beklenti, çerçeve bir düzenleme çıkartılması fikrini doğurmuş durumda.
Halen üzerinde çalışıldığı belirtilen bu düzenlemeyle, askerin, hangi durumlardaki, hangi eyleminin soruşturma yetkisi Genelkurmay’da, yargılama yetkisi askeri mahkemede olan “görev suçu” kapsamına gireceğinin de netleştirilmesi bekleniyor.
Daha önce yargılanan, ya da yargılaması süren subay ve askerler dahil güvenli bölgede görev yapacak askerlerin benzer eylemlerinin de görev suçu kapsamında sayılacağı ifade ediliyor. Bu durumda güvenli hattaki askerlerin görev suçlarında soruşturma izni verme yetkisi Genelkurmay’da yargılama yetkisi askeri mahkemede olacak. Kritik süreç öncesinde bu tip bir düzenlemenin riskli bölgelerde görev yapacak askerin rahatlamasını sağlayacağı ifade ediliyor.
Brifingte, TSK’nın bu konudaki beklentisinin de tekrar gündeme gelebileceği belirtiliyor.
Tek başına kalırsa
8- Bütün bu ihtimal hesaplarının dışında gelişebilecek olası senaryolar da planlanmış durumda.
Genelkurmay Başkanlığı, koalisyon güçlerinin asker vermemesi durumunda Türkiye’nin hangi durumda nasıl hareket edebileceğine yönelik planlamalarını da brifingte sunacak.
Türkiye’nin, güvenli hat oluşturulmasının kararlaştırılması halinde bunu tek başına yapabileceği de aktarılacak ve bu konudaki olasılık ve riskler masaya yatırılacak. Ankara’daki bilgi, benzer planlamaların bütün ihtimallere göre ABD ve koalisyon ülkelerince de yapıldığı yönünde.
Bu nedenle, hükümetin, ABD’den gelecek öneriler ve Türkiye’nin tezleriyle ilgili alınacak kararlara göre yol haritasını netleştireceğini söylemek yanlış olmaz. Tezlere tamamen aksi yönde kararlar alınması, Ankara’nın da planlarını buna göre revize etmesine yol açabilir.
Kaynaklar, Türkiye’nin kendisini belirli ölçüde riske sokabilecek adımları atabilmesi için taleplerinin ne ölçüde karşılandığını da gözeteceğini, İncirlik Üssü’nün kullanımı ya da hava harekatına destek gibi kararların bu çerçevede alınabileceğini söylediler.
Tezkere hazır
TBMM’ye bugün gönderileceği belirtilen Suriye ve Irak tezkerelerinin kapsamının da bu nedenle oldukça geniş tutulması bekleniyor.
Güvenli hat oluşturulmasına, sınırötesine asker gönderilmesine, asker geçişlerine olanak sağlayan bir tezkere, yol haritasının netleşmesine ve olası beklenmeyen durumlarda farklı bir yol izlenmesine de olanak sağlayacak.
Serpil Çevikcan | Milliyet