MSF üyesi anestezist Doç. Dr. Ercan Türeci'nin 2009 yılında Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan röportajından bir kesit;
MSF ile çalışmaya ne zaman, nasıl başladınız?
2005’te internet üzerinden bağlantı kurdum ve Atina’daki merkeze yönlendirildim. Benden pek çok belge istediler, hatta tıp fakültesinde hangi dersi kaç saat aldığımın bile peşine düştüler. Bunun üzerine “bu ne bürokrasi” diye sordum, yanıt bugün hepimizin altına imza atabileceğimiz bir cümleydi. “Gönüllülük esasına göre çalışıyor olmamız” deniyordu; “hizmet verdiğimiz insanların en iyisini hak etmedikleri anlamına gelmez.”
Türkiye’den sizden başka kaç doktor var?
Bilebildiğim kadarıyla yok, olsa sözü geçerdi.
Emin misiniz?
Geçen yıl gazetelerde yayımlanan yazılarımdan heveslenip Özbekistan’a giden göğüs hastalıkları uzmanı üç ay sonra bu iş bana göre değil, diyerek geri döndü.
Şaşırdım, çünkü Sınır Tanımayan Doktorlar’ı yıllardır biliyorum, çalışmalarını izliyor ve raporlarını kullanıyoruz… Sizce doktorlar neden bu kadar uzak duruyor?
Tevazu gerçek sanılmasın diye söylüyorum, bu tür kuruluşlarla çalıştığın zaman gittiğin yerler hep çatışmalı, tartışmalı yerler, riskli alanlar… Somali’ye Sudan’a gidildiğinde oda ya da ev tutulup klima kurulmuyor, çadırda kalınıyor… Hastalıktan can güvenliğinin olmamasına kadar pek çok risk içeriyor ve pahalı bir bedeli var.