Koronavirüsün yayılma hızının yoksul semtler ve ilçelerde daha yüksek olduğu görüldü. Sağlık Bakanlığı, İstanbul’da en fazla vaka artışının Bağcılar, Bahçelievler, Sultangazi ve Zeytinburnu ilçelerinde olduğunu belirtti.
Prof. Dr. Saltık, bu ilçelerin yoksul yurttaşların yaşadığı ilçeler olduğuna dikkat çekerek “Ne yazık ki hastalık ve yoksulluk arasında bir neden sonuç ilişkisi var” dedi.
BirGün'den Yaren Çolak'ın haberine göre, İstanbul’un Bağcılar, Bahçelievler, Sultangazi ve Zeytinburnu ilçeleri koronavirüs vakalarının en yoğun olduğu bölgeler olarak göze çarpıyor.
Vakaların yoğun olduğu ilçeler, aynı zamanda da yaşam kalitesinin ve konut fiyatlarının en düşük olduğu ilçeler arasında. Çarpık ve yoğun yapılaşmanın da olduğu Bağcılar, Bahçelievler, Sultangazi ve Zeytinburnu ilçeleri ekonomik gelir düzeyi düşük yurttaşların oturduğu ilçeler olarak da biliniyor.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Saltık, İstanbul’un dört ilçesindeki vaka artışlarını BirGün’e değerlendirdi. Prof. Dr. Saltık, “Eldeki veriler bize hep şunu gösteriyor, dünyada da alt katmanlardaki yoksul insanlar hastalığa daha çok yakalanıyor, daha çok ölüyorlar. Ne yazık ki hastalık ve yoksulluk arasında bir neden sonuç ilişkisi var” ifadelerini kullandı.
Ataköy’de insanların daha çok yeşil alana sahip ve daha az katlı binalarda yaşadığını ancak vaka sayı en fazla yerlerden biri olan Şirinevler’de böyle bir durumun söz konusu olmadığını da vurgulayan Prof. Dr. Saltık, “Ataköy bulunduğu konum bakımından denize kıyı, o yüzden başka insan topluluklarıyla ilişkisi yok. Ama Şirinevler kuzeyinden, doğusundan, batısından kuşatılmış durumda, öbür nüfus topluluklarıyla yoğun bir ilişkisi var. Sosyo-ekonomik farklılıklar nedeniyle Şirinevler’de insanlar çok katlı apartmanlarda, dairelerde yaşıyor. Ortalama hane halkı sayısı belki de 5’in üstünde, Türkiye ortalaması 3,5 iken. Dolayısıyla insanların yaşadığı konutlara da bakarak temasın az olduğunu görüyoruz” dedi.
“Yoksullar daima daha çok hasta olur, daima daha çok ölürler” diyen Prof. Dr. Saltık, “Sağlık Bakanlığı Türkiye ile ilgili çok veri açıklamadı ama örneğin New York oldukça tipik. New York’ta daha çok Siyahlar, Latinliler ve Kızılderililer daha çok işsiz, daha çok yoksul, daha çok güvencesiz ve evsiz. Bu insanların daha çok hastalığa yakalandığını, daha çok öldüğünü görüyoruz. Yoksullukla hastalık arasındaki ilişki nedensel bir ilişkidir. Bu kısır döngü ne yazık ki sürüp gidiyor. Ataköy ve Şirinevler karşılaştırmasında gördüğümüz de bunun tipik bir yansıması” diye konuştu.
Yoksullar, aynı zamanda cahil kaldıkları için ve kitap okumaktan, haber okumaktan, bilimsel belgesel izlemekten uzak kaldıkları için korona virüse dair tedbirleri almıyorlar. Zenginler de 200 kişilik rezidansta toplu yaşıyor ancak bir maske takıp, sarılıp öpüşmekten uzak durmak bile yeterli. Yoksul semtleri dolaşın herkesin virüs öncesi yaşamına döndüğünü ve vakaların bu yüzden arttığını fark edersiniz. Diyeceğim o ki, fakir olmak belki senin seçimin değildi ancak cahillik senin elinde olan bir durum. Hem cahil hem de fakirsen bir zahmet öl de dünya şu fazlalıklarından kurtulsun
E tabiki işçi bu süreçte yollara düştü çalıştı, patronlar müdürler evden çalıştı.Durumu iyi olan arabası ile gidip geldi.Diğerleri aman patron kızar aman müdür bişey der diye kalabalık otobüslere minibüslere bindi.
Çünkü devlet bu süreçte bu insanlar için yaşam güvencesi oluşturamadı. Bir ay kira vermese sokağa atılıp açlıktan ölecek adama gel de koronayı anlat. Önce kendini ve ailesini güvende hissetmesi lazım ki bunu düşünsün. Ekmeğini zor kazanan adam sağlıkmış, bilimmiş, eğitimmiş, sanatmış, tatilmiş bunları düşünür mü?