Sinemanın Farklı Yönlerini de Görmek İsteyenler İçin 21. Yüzyılın En İyi 17 Anime Filmi

Sinemanın farklı bir yönünü gösteren, Japon sinemasının vazgeçilmez parçası animelerin, 21. yüzyılda yapılmış en iyilerini sizin için derledik!

Not: Film açıklamaları için Beyazperde ve Sinemalar.com kaynak olarak kullanılmıştır.

1. Howl's Moving Castle (Hauru no Ugoku Shiro, 2004)

Howl's Moving Castle (Yürüyen Şato), kendisine yapılan büyünün etkisini yok etmeye çalışan genç bir kızın hikayesini anlatıyor. Sıradan bir genç kız olan Sophie şeytani bir cadı tarafından büyüyle doksan yaşında bir kadına dönüşür. Sophie artık fazlasıyla yaşlanmış ve çevresi tarafından tanınmaz bir görünüme bürünmüştür. Bu yüzden büyük bir umutsuzluğa kapılan ve yaşadığı yeri terk etmek zorunda kalan Sophie, Howl isimli yürüyen bir şatoda yaşayan büyücünün yanına yerleşir. Bu şatoda yaşayan cinlerden biri de Sophie ile aynı kaderi paylaşmaktadır. Aynı amaç etrafında buluşan ikili kendilerine yapılan kara büyünün etkisini yok etmeye çalışacaklardır. Bu sırada şatonun dışında patlak veren savaş, ülkenin birlik ve beraberliğini tehdit etmektedir. İkili artık hem kendileri için hem de ülkeleri için canları pahasına savaşmak zorunda kalacaktır.

2. Paprika (Papurika, 2006)

Yalnızca ruh doktorlarının kullandığı bir icat olan özel makine, kimliği belirlenmeyen kişiler tarafından çalınır. Bu makinenin özelliği, onu kullanarak doktorların, hastalarının bilinçaltlarına ve rüyalarına erişebilmesi ve burada olup bitene tanık olabilmesidir. Haliyle durum oldukça tehlikelidir. Yanlış ellerde olan makine yüzünden insanlığın rüyaları ortaya çıkacak ve gerçekliklerin yerini bu rüyalar almaya başlayacaktır. Genç ve idealist terapist Paprika'ya düşen ise bu kabusu sonlandırmaktır. Paprika gerek orijinal hikayesi gerekse çarpıcı kurgusuyla oldukça dikkat çeken bir yapıt.

3. The Girl Who Leapt Through Time (Toki wo Kakeru Shoujo, 2006)

Mokoto Konno isimli genç kız, zamanda atlama yaparak geçmişe gidip olayların akışını değiştirebildiğini keşfedecektir. İlk başta eğlenceli gibi gözüken bu durumun hayatının akışını tamamen değiştirmekle kalmayıp diğerlerininkini de etkilediğini fark ettiğinde zamanda atlama yapmaktan vazgeçer. Yalnız belirli bir sayıda zamanda gidip geldiğini öğrenince bozduğu işleri düzeltmek için onları da kullanmaya karar verir. Birçok ödül kazanan film, Yasutaka Tsutsui’nin 'The Little Girl Who Conquered Time' kitabından uyarlanmıştır.

4. From Up on Poppy Hill (Coquelicot-zaka kara, 2011)

Gençlik yıllarını yaşayan Umi, beş kişilik ailesinin en büyük oğludur. Babası Kore Savaşı sırasında kaybolmuştur ama Umi onun döneceğine dair ümidini kesmez ve babasının dönme ihtimaline karşılık her gün çift flamayı evlerinden sallamaktadır. Tam da bugünlerde bir lisede ortaya çıkan bir öğrenci hareketinin ortasında kalır, bir yandan da genç Jun’a âşık olur. Ama arlarında ikisinin de tahmin etmediği farklı bir bağ ortaya çıkacaktır... Filmin yönetmenliğini Goro Miyazaki üstlenirken orijinal hikaye Tetsurô Sayama'ya ait. Senaryoyu ise Hayao Miyazaki ve Keiko Niwa beraber kaleme almıştır. Film 31. İstanbul Film Festivali'nde ülkemizde de gösterilmiştir.

5. The Wind Rises (Kaze Tachinu, 2013)

The Wind Rises, uçaklara bir hayli ilgili olan ve bir gün uzman bir uçak tasarımcısı olmanın hayallerini kuran başkahraman Jiro'nun hikayesini ele alıyor. En büyük idolü ise bu alanda tanınmış bir uzman olan, Alpler'in ötesindeki Caproni'dir. Caproni işlerinin estetik güzelliği ve muazzam teknik becerisiyle bu alanın önde gelen isimlerinden biri olmuştur. Çocukluğundan beri görme sorunları yaşayan Jiro, 1930'ların sonundan önemli bir kurumun uçak departmanına girmeyi başarır. Zaman ilerledikçe başarısı patronlarının da ilgisini çeker ve onu istediği gibi tasarım yapması konusunda özgür bırakmaya karar verir. İkinci Dünya Savaşı başlamak üzeredir ve Jiro'nun hayatında birçok şeyi değiştirecektir. Filmin yönetmen koltuğunda usta sinemacı Hayao Miyazaki bulunuyor.

6. Tokyo Godfathers (Tôkyô Goddofâzâzu, 2003)

Tokyo Godfathers, ilginç konusuyla 2003 yılının öne çıkan örneklerinden. Yönetmenliğini Satoshi Kon'un gerçekleştirdiği filmde (dikkatli sinemaseverler, kendisini Perfect Blue filminden hatırlayacaktır) üç evsizin hayatı mercek altına yatırılıyor. Tokyo sokaklarında kıt kanaat yaşamaya çalışan bu üç talihsiz evsiz (evden kaçan lise öğrencisi Miyuki, transseksüel Hana ve orta yaşlı alkolik Gin) bir Noel Arifesi'nde çöplerin içinde bir bebek bulurlar. Kısmet Hana içindir; zira hep anne olma hayali kurmuş olan Hana, bebeği o gecelik yanlarında tutmak için diğer ikisini ikna eder. Sonraki gün bebeğin annesini bulmak için Tokyo'nun köhne sokaklarından ışıklı caddelerle dolu zengin semtlerine doğru yola çıkarlar. Bu yolculuksa hayatlarının macerası olur; çünkü üçlü kendi geçmişleriyle de yüzleşmek zorunda kalacaklardır.

7. Metropolis (Metoroporisu, 2001)

Gelecekte, Metropolis isimli gözalıcı şehirdeyiz. Kötü yürekli Duke Red yeni inşa ettirdiği stilize kulesi Ziggurat'ın tepesinden dünyayı yönetmek istemektedir. Tüm robotlardan nefret eden çılgın adam Ziggurat sayesinde tek bir düğmeye basarak tüm dünyadaki makineleri çalışamaz hale getirmeyi ummaktadır. Bir yandan da kaçak bilim adamı Dr. Laughton'a gizli bir laboratuvar vermiş, ölmüş kızını örnek alacak çok güzel ve kusursuz bir robot olan Tima'yı sipariş etmiştir. Duke'ün tekinsiz bir manyak olan oğlu Rock laboratuarı keşfettiğinde kıskançlık krizine girer ve ortalığı yakıp yıkar. Bu arada Japonya'dan Dedektif Shunsaku ve yeğeni Kenichi şehre gelirler. Amaçları Laughton'u enselemektir. Kenichi, Tima'nın gerçek bir insan olduğunu sanarak onu yıkımdan kurtardığında yeni bir kovalamaca başlar... ve de çok güçlü bir aşk! Fritz Lang'in 1927 yılı yapımlı aynı adlı başyapıtından esinlenen Osamu Tezuka'nın klasikleşmiş çizgi romanına dayanan ve Japon animasyonunun ustalarından olan Rintaro'nun imzasını taşıyan 'Metropolis', çizgisel âlemin beyazperdedeki benzersiz uzantılarından biri.

8. Spirited Away (Sen to Chihiro no Kamikakushi, 2001)

Ruhların Kaçışı, Japon animasyon üstadı Hayao Miyazaki’nin en değerli yapıtlarından biri. Film, küçük Chihiro ve ailesinin yeni bir kasabaya taşınmalarıyla açılır. Yolculuk esnasında yolda gördükleri bir tünele dikkat eden aile, tünelin içerisinden geçtiklerinde karşılaştıkları fantastik dünyanın içerisinde büyülenirler. Ancak bu kasabada yolunda gitmeyen bir şeyler vardır, bu büyü kısa bir zaman sonra bozulacaktır. Ailesini kaybeden küçük Chihiro, babasını kurtarmak için korku dolu bir maceraya atılacaktır. Animasyon türünün en önemli örneklerinden biri olan film, 75. Akademi Ödülleri’nde En İyi Animasyon dalında Oscar’a; 52. Berlin Film Festivali’nde ise Altın Ayı ödülüne layık görülmüştür. Film, Japon sinema tarihinin en başarılı filmi olarak da kırılması güç bir rekoru elinde tutmaktadır.

9. Tekkonkinkreet (Tekkon Kinkurîto, 2006)

Tekkonkinkreet, Tokyo’nun Treasure kentinde yaşayan iki küçük çocuğun, şehrin getirdiği zorluklarla mücadelesini anlatıyor. 'Kedi' adı verilen bu iki öksüz, git gide yok olan ve kargaşanın hakim olduğu bu şehri korumak için Yakuzalarla mücadele etmek zorunda kalırlar. Matsumoto Taiyo’nun “Black and White” mangasından uyarlanan filmin storyboardlarını kendisi çizen yönetmen Michael Arias, bu ilk filmiyle oldukça detaylı ve başarılı bir görsellik sunarken, Taiyo’nun sunduğu hikayeyi en iyi şekilde yansıtıyor.

10. Wolf Children (Ôkami kodomo no Ame to Yuki, 2012)

Hana on dokuz yaşındadır ve üniversitede tanıştığı sessiz, yakışıklı bir gence vurulur. Bu çiftin masalımsı aşkı çocuğun ‘kurt adam’ olduğunu ve türünün son örneklerinden biri olduğunu açıklamasıyla bambaşka bir derinlik kazanır. İki tane çocukları olur; yaramaz ve inatçı Yuki ile sessiz ve ürkek Ame. Çocuklar da babaları gibi hem insan hem kurttur. Baba aniden ölünce Hana zor bir karar verir ve sıra dışı ailesini şehirden uzak, ıssız bir dağ evine taşır. Orada doğaya yakın bir hayat kurarlar. Fakat çocuklar büyüdükçe kim olduklarıyla ilgili sorular da büyür: Kurt mu, insan mı? Yaz Savaşları ve Zamandan Atlayan Kız gibi filmlerle yakından tanıdığımız animasyon ustası Mamoru Hosoda bu kez yumuşacık, kalbinizi çalacak bir hikâyeyle karşınıza çıkarken ince işlenmiş karakterlerinden ve sürükleyici anlatımından da taviz vermiyor.

11. The Secret World of Arrietty (Kari-gurashi no Arietti, 2010)

Yıl 2010, yer Tokyo. Sadece 10 cm. boyunda olan Aşırıcılar adı verilen ve insanların evlerinin yer döşemelerinin altında yaşayan bir grup minik insandan biri olan 12 yaşındaki Sho, annesinin eskiden çocukluğunun geçtiği eve gelir. Fakat burada bir kedinin çalıların arkasındaki bir şeye saldırmasına tanık olur. Daha sonra bir karganın saldırısına uğrayan kedinin peşinden merakla giden Sho, bir Aşırıcı olan Arrietty ile tanışır. O gece, Arrietty’nin babası Pod küçük kızına nasıl şeker aşırdıklarını göstermek için onu döşemenin üstüne çıkarır. O sırada Arrietty, Sho’nun uyanık olduğunu fark edip elindeki küp şekeri düşürür. Sho her ne kadar korkmalarına gerek olmadığını söylese de, Pod yine de taşınmaları gerektiğine karar verir... Şu ana kadar 17 uzun metraj animasyonda imzası bulunan Ghibli’nin Küçük Denizkızı Ponyo (Gake no ue no Ponyo)'dan sonraki bu son çalışması, insanların evlerinin yer döşemelerinin altında yaşayan minik boyutlardaki bir grup insanın, Aşırıcılar’ın küçük ama görkemli hayatlarını anlatıyor.

12. Your Name (Kimi no Na wa, 2016)

Senin Adın, farkı yerlerde yaşamalarına rağmen birbirlerine bağlı bir hale gelen iki yabancının hikayesini anlatıyor. Hayatından pek memnun olmayan Mitsuha, etrafı dağlarla çevrili bir bölgede yaşar. Vali olarak çalışan babası seçim kampanyaları ile uğraşmaktadır. Evde kendisi, kardeşi ve büyükannesi dışında kimse yoktur. Kırsal kesimdeki yaşamından fazlasıyla sıkılan Mitsuha, Tokyo'da yaşamanın hayalini kurar. Mitsuha ile aynı yaşlarda olan Taki ise, Tokyo'da yaşayan bir gençtir. Taki'nin günleri çalışarak ve arkadaşları ile vakit geçirerek geçer. Ancak bir gün, rüyasında kendini dağların sardığı bir kentte yaşayan bir kız olarak görecektir. Mitsuha ise tam tersi, kendini Tokyo'da yaşayan bir erkek olarak. Birbirine yabancı bu iki genç, garip bir şekilde kendilerini, birbirlerine bağlanırken bulacaktır.

13. The Tale of Princess Kaguya (Kaguya-hime no Monogatari, 2013)

Bir gün, yaşlı bir oduncu ve onun karısı tarafından bir bambu ağacının parıldayan sapında bulunan avuç içi büyüklüğündeki gizemli küçük kız, hızla büyüyerek, güzeller güzeli bir kadına dönüşür. Kendisiyle karşılaşan her insan bu esrarengiz kızdan etkilenir. Prensler bu gizemli prenses ile evlenebilmek için sıraya girer. Fakat Kaguya'nın aradığı çok daha kozmik bir aştır. Studio Ghibli’nin kurucularından da biri olan Takahata’nın 1999 tarihli Komşularım Yamadalar’dan beri yönetmiş olduğu ilk film olan Prenses Kaguya Masalı, Ghibli usulü epik öyküleri özleyenler için duygusal bir şölen vadediyor.

14. In This Corner of the World (Kono Sekai no Katasumi ni, 2016)

İkinci Dünya Savaşı sırasında Japonya’da bulunan genç Suzu, Hiroshima’nın yakınında olan köyünden evlenmek ve yeni bir hayata başlamak üzere Kure’ye taşınır. Hayal gücü sayesinde evdeki mahremiyet yoksunluğunu yenen Suzu, yeni evinde vazgeçilmez biri olarak karşılanır. Atalarından gelen bilgelikle gündelik sorunları şairane çözümler üreten Suzu, savaş zamanı kendisine ve ailesine bambaşka bir dünya sunar.

15. Short Peace (Shōto Pīsu, 2013)

Bir gezgin, gittiği terk edilmiş bölgede hayaletlerle karşı karşıya kalır. Antik Japonya'ya geri döneceğimiz bu anime filminde, bir kutup ayısı kırmızı bir canavardan saray halkını korumaya çalışır. Fütüristik Japonya'da askerler robotik güçlerle mücadele verecektir.

16. Ming Game (2004)

Çizgi roman çizeri olma hayaliyle yaşayan Nishi, beraber büyüdüğü Myon'a çocukluğundan beri aşıktır. Bir akşam Nishi ve Myon'un ailesi kendi restorantlarında yemek yerlerken içeri giren Yakuzalar tarafından öldürülen Nishi, bu yeni geldiği yerde bambaşka bir dünya ile karşılaşır. Bir şekilde oradan kaçmayı başaran Nishi, zamanda geriye giderek Myon'u ve kız kardeşini Yakuzalardan kurtarır. Arabayla kaçarlarken denize uçan kahramanlarımız, kendilerini bir balinanın midesinde bulurlar. Bu yeni geldikleri yerde korku ve problemleriyle yüzleşerek aslında kendilerini de bulacaklardır. Robin Nishi'nin kendi hayatından izler taşıyan mangasından, anime olarak sinemaya uyarlanan film, yönetmen Masaaki Yuasa’nın ve önemli animelere imza atmış Studio 4°C’nin farklı teknikleriyle, başarılı mekan ve karakter tasarımlarıyla ayrıca müzikleriyle de dikkat çeken son dönemlerde yapılmış en kaliteli anime çalışmalarından biri.

17. Millennium Actress (Sennen joyû, 2001)

Yönetmen Genya Tachibana, ünlü oyuncusu Chiyoko Fujiwara hakkında bir belgesel hazırlamaya karar verir. Chiyoko Fujiwara, bir dönemler çok ünlü ve başarılı bir aktrist olmasına rağmen, yaklaşık 30 yıl önce kariyerini bırakmış ve inzivaya çekilmiştir. Fujiwara’ya ulaşan Genya, aktristin hayat hikayesini ondan dinlemeye başlar. Chiyoko’nun 30’lardan başlayıp 60’lara kadar uzanan hayat hikayesini dinledikçe kendisini de onunla birlikte bir zaman yolculuğuna çıkmış olarak bulur. Perfect Blue ve Paprika filmlerinin yönetmeni anime ustası Satoshi Kon’dan başka bir anime şaheseri daha.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir;

Ölmeden İzlenmesi Gereken 20 Anime
Ön Yargılarınızı Yerle Bir Edip İzlemeyenlere Bile Kendini İzlettirecek Tüm Zamanların En İyi 20 Animesi
Anime Çaylakları Buraya! Yeni Başlayanlara Bağımlılık Yaratacak 28 Anime Film Serisi
Hangi Anime Dünyasına Aitsin?

Popüler İçerikler

Icardi'nin A Milli Takım Forması Giymesi İçin CİMER'e Başvuruda Bulunuldu!
Askerlerine Cinsel Saldırıda Bulunan Komutana 38 Yıl 70 Ay Hapis Cezası Verildi
İki Torunlu Mücevher Kralı 30 Yıllık Eşinden Genç Sevgilisi İçin Tek Celsede Boşandı
YORUMLAR
01.05.2023

Senin Adın muhteşem bir filmdi.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ