ABD'li ünlü film eleştirmeni Andrew Sarris 'Mutlu tesadüflerin en mutlusu' der Casablanca için. Umberto Eco ise tüm klişeleri bir arada kullanma cüretini gösteren film olduğunu söyler ama bu orjinalliğinden bir şey kaybettirmez Casablanca'ya. Neredeyse tüm klişeleri bünyesinde topluyor olsa da o klişeleri yaratan ve ilk örnekleri sunan olması bakımından önemlidir film. Asıl çalımını ise malum finali ile atar seyirciye. Mutlu sonlara karşı verilmiş esaslı bir cevaptır da aynı zamanda Casablanca. Hem de kitlesel trajedileri kişisel dramların önüne koyan ve bir aşk hikayesinden beklenmeyecek rasyonel bir tavrıyla yapar bunu. Rick'in 'Dünya harabeye dönerken biz aşık olmakla uğraşıyoruz' repliği de bu açıdan önemlidir. Paris'te başlayıp Casablanca'da yeniden hayat bulan bu aşkın dekoru 2. Dünya Savaşı olduğu için başka türlüsü de beklenemez belki de.
Nazilere karşı direnişin tam ortasında kalan bir aşk, yaralı ve karizmatik aşık Humprey Bogart ve hiçbir şey göründüğü gibi değildir sözünün kanıtı, güzeller güzeli Ingrid Bergman ile sinema tarihinde özel bir yeri vardır Casablanca'nın. Yönetmen Michael Curtiz'in çekimler boyunca tekrar tekrar yazdığı ve sonunu son sahneye kadar herkesten sakladığı senaryo pek çok unutulmaz replik de barındırır içinde. Amerikan Film Enstitüsü AFI, sinemanın 100. yılında yaptığı 100 Yılın 100 Repliği seçkisinde Casablanca'dan 6 repliğe yer vermiştir. Belki bazılarının anlamını ve gerçekte yarattığı etkiyi filmi izlemeden anlamak zor olsa da bu unutulmaz aşk filminden unutulmaz bazı replikleri sizin için derledik.
Bazen aşkların feda edilmesi gerekir...
boşa efsane olmamış değil mi :D
Birdaha çal Sam..
As Time Goes By (zaman geçtikçe, ya da günler geçiyor) ne güzel bir şarkıdır. Kazablanka filmini severim ben. Kısa replikleri ve diyalogları aslında çok şey anlatır. Bir de öyle sanıyorum ki filmdeki aşk öyküsünün benzerleri çok insanın hayatının bir bölümünde yaşanmış ve zaman geçtikçe maziye dair buruk anılar olarak kalplerinde kilitlenmiştir.