Masal ve Çizgiromanlarımızdan Uyarlanan 8 Türk Filmi

Bu tarz Yeşilçam filmlerinin en önemli aktörleri Sadri Alışık, Zeynep Değirmencioğlu, Rüştü Asyalı ve Suna Selen'dir. Sadri Alışık genelde hınzır ve muzur karakterlere, Zeynep Değirmencioğlu, aciz, masum, saf, temiz, namuslu karakterlere, Rüştü Asyalı, kel ve neşeli ve Suna Selen de genelde cadı olmak üzere kötü karakterlere hayat vermiştir. 

Uzun zamandır Onedio'yu takip etmekteyim. Bu güzel siteyi ve fırsatlarını gereksiz galerilerdeki işsiz işçilikten çok, birbirimize insanlığı yeniden hatırlatmak, acıma ve vicdan gibi duyguları kazandırmak daha da önemlisi aynı dünyada, aynı mahallenin çocukları olduğumuzu hatırlatmak için kullanmalıyız diye düşünüyorum. Bunun için ilk içeriğimi sizlerle paylaşıyorum. 

90'lı yıllarda televizyonda yayınlanan ve neredeyse hepimiz olmak üzere çoğumuzun aklına kazınan bu güzel insanları ve yaratıları sizinle paylaşıyorum.

1. Ali Baba ve Kırk Haramiler (1971)

En çok hatırlanan filmlerden olduğu için ilk film olarak Ali Baba ve Kırk Haramiler'i seçtim. Filmi biraz hatırlayacak olursak. Ali Baba rolünde Sadri Alışık, açgözlü kardeşi Kasım rolünde Kayhan Yıldızoğlu, Kasım'ın karısı rolünde Güzin Özipek, Haramilerin reisi rolünde Erol Taş ve Dönemin kralına verilen isimle Emir hazretleri rolünde Hulusi Kentmen vardır. 

Camiada üçüncü adam olarak geçen Yeşilçam'ın kötü karakterleri de geriye kalan otuz dokuz haramiyi canlandırmaktadır. Yalnız Kudret Karadağ'a bir kıyak geçilmiş ve Hulusi Kentmen ile oynama şansı verilmiştir. Emir hazretlerinin erkek kardeşi ve veziri Habip olarak. Haramiler arasında en önemli isimler Süheyl Eğriboz, Hakkı Kıvanç, Muzaffer Civan, İbrahim Kurt ve Niyazi Gökdere'dir. Bir de terzi rolunde Reşit Çildam vardır.

Filmin müzikleri Ali Baba Her Gece Aç Yattı, Kırk Haramiler Kırk Haramiler ve Asmak Lazım, Kesmek Lazım'dır. Yıllarca da ağzımıza takılmıştır. Feri Cansel'in Mihriban rolünde bir köle oluşu filmin o dönemde izlenme seviyesini daha da artırmıştır. Diğer filmlere geçtiğimizde bu tarz örneklerle daha çok karşılaşacağız.

Çocukluğumun korku dolabına tıkılan en kötü karakteri Erol Taş'tır. Nedeni de bu filmdeki gözündeki aksesuarı ve büyük berberi kılıcıdır.

Kasım'ın karısı'nın altın ölçeğinin altına sürdüğü balı söylemeye bile luzum yok sanırım.

Kasım'ın 'Açıl susam açıl' cümlesindeki susamı unutuşu ve ardından giren kırk haramiler şarkısı ve Kayhan Yıldızoğlu'nun gırtlağını tutması, ne kadar yaratıcı olduğunu gösterir.

En çok sevdiğim ve güldüğüm sahnedir.

Kasım: Acaba rüya mı görüyorum, yoksa hindiyi fazla kaçırdım da yanlış mı görüyorum?

Ali Baba: Rüya bunlar rüya, hindiden. Ben de hindi yeyince böyle rüyalar görüyorum. Altınlar, mücevherler yaa.

Kasım: Sen hindiyi ne zaman yedin de rüyasını göreceksin? Bunlar sahici altın.

Ali Baba: Kabus bunlar kabus, rüya..

Kasım: Sus, demek zengin oldun benden daha zengin, benden çok zengin benden yüz kere daha zengin. Şimdi anlat bakalım ne bunlar hayal mi?

Ali Baba: Haa iyi buldun hayal bu, serap.

Kasım: İyi o serapları ben alayım o zaman.

Ali Baba: Sakın ha yoooo.

Başka bir kesit de

(Emir hazretlerine bir şey söylemek için Ali Baba her eğildiğinde şapkasındaki tüy, Emir'in yüzüne gelir ve Emir hazretleri bundan rahatsız olur. Hakkı Kıvanç'ın belindeki kaması Ali Baba'yı gıdıkladıkça Ali Baba gülmekten kırılır ve söylemek istediğini Emir Hazretlerine bir türlü söyleyemez. Ki konuştuğu konu pek mühimdir. Devletin vaziyeti kötü.

2. Atını Seven Kovboy (1974)

Şimdi de bir çizgi roman daha sonradan da Çizgi Film olan bir uyarlamaya konuk olacağız. Atını Seven Kovboy ismi ilk duyduğunuzda yüzünüzde bir tebessüm görebiliyorum. Hele İçinde Figen Han da olduktan sonra zaten bu tebessümün sırıtmaya dönüşmemesi imkansız olurdu. 

Demin söylediğim kadınlar üzerinden sinemaya seyirci çekme politikasının bir parçasıdır Feri Cansel ve Figen Han. Bu filmde Figen Han Babası aldatılan ve kalp krizinden ölen bir kızı canlandırır ve Redkit'in sevgilisi olmak üzere tasarlanmıştır. Figen Han üzerinde fazla durunca başka bir gönderi hazırlayasım geldiği için bu konuyu kapatıyorum. :)

Filmin önemli oyuncuları tabi ki de Redkit rolunde Sadri Alışık, Avukat Kara Sakal rolunde Ekrem Gökkaya, Ayı boğan Hank rolunde Ahmet Sert (Orjinaline hiç benzetilememiştir.) ve Daltonlardan Joe'yu canlandıran Aydın Babaoğlu ve Avarel rolunde Sami Hazinses'dir. Pistol Kardeşler; Kudret Karadağ ve Süheyl Eğriboz'u da unutmamak gerekir.

Gerçeğine çok yakın tasarlanmış bir filmdir ve gerçekten kendimizi yıllarca o an çizgi roman okuyormuşuz gibi hissetmişizdir. Gerçekten Redkit atını sevdiği için filme atını seven kovboy adı verildi diye düşünüyorum. Konuşan bir atı kim sevmez ki. Sadri Alışık, Redkit dublajını kendisi yapmıştır. Joe'yu Erol Günaydın ve Avarel'i de Gazanfer Özcan seslendirmiştir. Geriye kalan iki Dalton ise Yedi Cüceler'den ikisi olarak seçilmiştir. İsimlerini maalesef bilmiyorum. Aydın Babaoğlu'nun muhteşem cüce performansı gerçekten paha biçilmezdir.

At ile at arabası kovalama, salon kavgası, dağ ve çiftlik çatışması gibi ünlü kovboy sahneleri ile süslenmiştir. Çiftçiyi de Ali Şen canlandırmıştır. Filmin içinde bolca garip İngilizce kelimeler duymak mümkündür. Sadri Alışık en az on kez yeees demiştir. Onun dışında geriye kalan barmen, bankacı, noter tiplemeleri de gerçekten çok iyi tasarlanmıştır. Daltonların çizgili kıyafetleri yanlış tasarlanmıştır. Belki de ellerinde sarı kumaş yoktu o sırada kim bilir.

3. Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler (1970)

Bildiğimiz Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler masalının uyarlamasıdır. Ana karakteri  o zamanın ünlü aktristi Zeynep Değirmencioğlu canlandırır. Yakışıklı prensi,  Gelinlik Kızlar, Hayat Sevince Güzel gibi Ayşecik filmlerinin ünlü yakışıklı çocuğu Sertan Acar, Prensin can dostu Boncuk'u Ömercik (Ömer Dönmez), Avcı karakterini Hüseyin Baradan, Kötü kraliçe sonradan Cadı'yı Suna Selen canlandırır.

Hafızaya kazınan en güzel şarkısı kesinlikle Ne Güzel Şey Yaşamak'tır. Gerçek masaldaki bazı cücelerin ismi Türkçeye uyarlanarak hatta belki de yönetmenin yöresinin şivesine; değiştirimiştir. Bilgin, Uykucu, Utangaç, Öfkeli, Keloğlan, Neşeli ve Aksırık (Hapşırmak demektir gerçek masaldaki cücenin adı Hapşırık'tır. Keloğlan'ı Yeşilçam'ın en ufak aktörü Aydın Babaoğlu canlandırmıştır.

Hafızalara kazınan en güzel sahne Cücelerin, madenden eve döndüğünde evde yabancı birinin olduğunu zannettikleri sahnedir. Ve sadece çocukları değil çoğu yetişkini de güldürmeyi başarmıştır.

Film için yapılan ev ve cücelerin yatakları gerçekten emek harcanarak yapılmıştır ve çok kaliteli görünmektedir. Cücelerin kendi arasındaki eğlence biçimleri gerçekten etkileyicidir. Öfkeli'yi yıkanmadığı için göle attıkları sahne özellikle. Gene çocukluğumun korku dolabındaki karakterlerimden biri Suna Selen'in cadı makyajlı halidir. Şuan biliyoruz oyuncu olduklarını ama küçükken az korkmadık. Sonunda dağdan aşağı düşüşü ile derin bir oh çekmişizdir hepimiz. Günlerce kırmızı elma yiyememiştim.

4. Ayşecik ve Sihirli Cüceler Rüyalar Ülkesinde (1971)

Bu yapım çocukluğumuzun filmlerinden olan 1939 yapımı Oz Büyücüsü - The Wizard of Oz adlı filmden esinlenerek yapılmıştır. Yukarıdaki Pamuk Prenses filmindeki yedi cücenin yedisi de filme eklenmiştir. Ve ana hikayeden saparak çok değişik bir uyarlama yaratılmıştır.

Filmin ana karakteri Ayşecik'i gene o dönemin ünlü aktristi Ayşecik canlandırmıştır. Ve pek çok insan tarafından git gide Zeynep Değirmencioğlu ismi hafızalardan silinmiştir. -Anne Ayşecik filminin adı neydi? Filmin ana karakterlerinden Korkuluk, Teneke Adam ve Aslan'ı çok önemli oyuncular canlandırmıştır. Bunlar yukarıdaki sırayla Süleyman Turan, Metin Serezli ve Ali Şen'dir. Hortum sahnesi çok büyçe gerektirdiğinden o sahne daha detaysız geçilmiştir.

Gerçek Oz Büyücüsü'nün Munchkinler adlı ülkesini bir saate göre canlanan Oyuncak Bebekler Ülkesi'ne dönüştürmüşlerdir. Cadı'yı gene Suna Selen canlandırmıştır. Ve hepimizi etkileyici performansı ile korkutmuştur. En güzel şarkısı tartışılmaz. Şin Şin Şİn Apuşmuş ki Tik Tak Tik Tak Tik Tak Tak Ne Güzel Şey Yaşamak'tır.

Cücelerden Neşeli karakteri ile Keloğlan Ayşecik'e aşık olur devamlı asılırlar ve atışırlar cimcimeler ya, Seyircinin daha çok fantastik ögeden hoşlanacağını düşünmüş ve farklı bölümler ortaya çıkarmışlardır. Bunların en önemlisi Mağara Adamlarının üzerlerine saldırması üzerine Napolyon dönemi kıyafetleriyle cücelerin gelip Mağara Adamları'nı top atışına tutmalarıdır. Gerçekten çok eğlenceli bir sahnedir. Cadının uçan kanatlı maymunları yerine Kara Murat filmlerindeki Bizans zırhlı erkekler olması da bir o kadar ilginçtir. Dorothy isminin Ayşecik ve köpeği Toto'nun Boncuk, Oz Şehrinin Zümrütler Şehri, Oz Büyücüsü'nün de Ulu Sihirbaz Keskin Zeka olarak değiştirilmesi ile yüzümüzde tebessüm uyanmaması mümkün değil. Gerçek filmin sonunda Dorothy hasta olduğu için uykudan uyanır ama Yeşilçam versiyonunda Ayşecik bütün olayları gerçekten yaşamış gibi eve koşar. Sarı Patikadan sakın ayrılmayın.

5. Kül Kedisi (1971)

Evet sanırım artık 1970'lerin bu filmlerin çıkış noktası olduğunu söylemek mümkün. Bu da bildiğiniz Sinderella masalının uyarlamasıdır. Başrolde gene Zeynep Değirmencioğlu vardır. Lakin bu kez pek alışık olmadığımız bir şekilde Disney'in çizgi filminden de esinlenilerek saçları sarı olarak karşımıza çıkmıştır. Kötü Üvey Annesini Hikmet Gül canlandırmıştır.

Hikmet Gül gerçekten Ayşecik'i dövüyor zannederdik. Üvey kız kardeşleri Seden Kızıltunç ile Nermin Denizci canlandırmıştır.(Filmde Nermin Altınses diye geçer.Büyük ihtimalle ya sonradan evlenmiş ya da yeni biriyle evlendiği için soy ismi değişmiştir. Paradoksu çözmek çok zorladı beni.) Ve ikisi de karakterini çok iyi yaratmıştır. Gerçekten izlerken sinir olursunuz ve salaklıklarına gülersiniz. Yakışıklı Prens'in kim olduğunu söylememe gerek bile yok sanırım. Ne dedin? Evet gene Sertan Acar. Peki Kahin ve Cadı karakteri kimin olabilir? Evet iyi tahmin gene Suna Selen. Reşit Çildam da ayakkabıyı deneyen Prens'in adamlarındandır.

Gene değişik fantastik ögelerle süslenmiş bir yapımdır. Üç tane Prens Soytarısı (Bücür, Gıcır, Mıcır) ile Kül kedisinin ev işlerini yapmasına yardım eden üç tane komşu kadın. (Tomurcuk, Pıtırcık, Itırcık) Ya da kadın komşu. (Hangisi daha kullanışlı hala bilmiyorum.) vardır. Son balo sahnesinde bu cücelerin bir araya gelerek birlikte dans etmeleri çok hüzünlendirir herkesi.

Bir de duygu sömürüsü olsun diye gereksiz bir koltuk değneği kullanan Kül Kedisinin dostu karakteri eklenmiştir. İnsanlara acıma duygusunu hatırlatır ve vicdanını tetikletir. Aslında pek çok uyuşturucu yerine kullanılan Amerikan filmi ve müziklerin birebir kopyasıdır. Sadece bizim yaratımız değildir. Evrensel bir sorundur.

6. Keloğlan (1971)

Rüştü Asyalı isminin aklımızda kalmasına sebep olan Yeşilçam filmlerinin başlangıcıdır. Bir de yapmış olduğu Gerard Depardieu dublajları sayesinde hafızalarımıza kazınmıştır. Filmin kadrosunda daha pek çok ünlü isim bulunmaktadır. Keloğlanın koca karı anasını Suna Pekuysal, Padişahı Hulusi Kentmen, Vezirini Kayhan Yıldızoğlu, Vezirin sağ kolunu İhsan Yüce ve Padişahın soytarısı Bicirik'i de Yeşilçam'ın kısa boylu kahramanı Aydın Babaoğlu oynamıştır.

Ben Bir Garip Keloğlanım sözleri ile başlayan şarkısı yıllarca dilimizden düşmemiştir. Sümsük isminde bir eşeği vardır. Keloğlan'ın anasından sopa yediği sahneler, gerçek keloğlan masalından bağımsızdır. Yeşilçam versiyonu diyebiliriz hatta. Ama masala daha çok tat katacağı kesindir. Filmin döneme uygun çok hoş şiirsel bir dili vardır. Genelde kafiyeli cümleler kurulur. Aydın Babaoğlu'nun cüce karakterlerinden sonra Soytarı karakterini yaratması zor olmamıştır. Ve gerçekten performansı etkileyicidir. Keloğlan ile tanıştığı sahnede çıkan han kavgası, Amerikan filmlerindeki ikililerin tanıştığı sahneleri andırır.

Yıllar geçse de etkisini kaybetmeyen ve unutulmayan en efsane sahne Padişahın vezirinin zehirlediği Ay Kızın uyuduğu ve Keloğlan'ın ona tarhana çorbası yapıp içirirken Uyan Uyan Uyan Uyan Benim Ay Kızım Sultanım adlı türküyü söylemesidir.

Komik replikler arasında. Bicirik'in 'Ya ya ya şa şa şa Padişahım çok yaşa' sı ve Keloğlan'ın 'Sarayda hapşırılır mı? Adamı çok yaşa deyip gebertirler' cümleleridir. Keloğlan'ın hayatında ilk kez ayna gördüğü sahne çok güzeldir. Kendisi ile konuşur ve Yeşilçam'ın çoğu komedi filmini süsleyen bir sahnedir. Konuşurken 'Yanındaki kim kardeş' der. O sırada içeri giren sarayda yaşayan bir köle olan Celalettin Yonat da Abdullah der. Ardından kurnazca bir numara yapar. Ve amanın geliyooo diye bağırır. Abdullah arkasını dönüp kim geliyor dediğinde de Keloğlan yapbooo diye bağırır ve koşuşturmaca başlar. Hele ki padişahın tahtını boş görüp oturması ki bu da yetmezmiş gibi bir de uyuya kalması.. Herkesin aradığı şişeyi hatırlatmama luzum yok sanırım. Hain vezirin, padişahın kavuğunu çaldığı sahne de öyle. Filmin en ünlü sahnesi tartışılmaz imtihan sahnesidir. Padişah bardaklardan zehirli olanı sorar ve yarışmacılar da bulmaya çalışır. Kimse bilemez hatta vezir bile. Keloğlansa sivri akıllılığını kullanarak tüm bardaklardaki sıvıları tek bir bardakta toplar. Bicirik de her iyi bir şey olduğunda amanın amanın amanın diye sevinir. İkinci soru olarak Padişah, beni iki parmağınla ters çevirebilir misin diye sorar. Keloğlan da kafasında ayna tutar. -HEEEY KELOĞLAN KELEŞOĞLAN! - Abooo anam da geldi.

7. Keloğlan ile Cankız (1972)

Keloğlan masallarında olduğu gibi önceki hikayelerden bağımsız devam eder. Yani Ay Kız'ı almasına rağmen, yeni filmde Ay Kız bulunmamaktadır ve Keloğlan gene kendine eş aramaktadır. Sanki her seferinde tekrar dünyaya geliyormuş gibi. Bu filmde de çocukluğumun korku dolabında saklı kalan çok çirkin bir kadın vardır. Sesi çok güzeldir ama ne yazık ki önemli olan iç güzelliği cümlesi pek iç rahatlatmamaktadır. Ve sorunu çözmek için gene padişahın kızını isteme yoluna düşer. Tabi gene akıl ve çeviklik gerektiren bir yarışmadan geçmesi gerekmektedir. Yolda karşısına kafasına sepet geçirmiş olan bir cüce çıkar. Tahmin edin kim olabilir bu cüce? Aydın Babaoğlu evet. Bastıbacak'ı da yanına alıp yollarına devam ederler. Ve Ali Cengiz Usta isminde birini bulmak için yola koyulurlar.

Bir sahnede birbiri ile savaşan iki zırhlı şövalye görür ve ayırmak isterler bir de ne görsünler Ali Cengiz Usta ile Cankızdır. Ali Cengiz Usta karakterini Reha Yurdakul oynamıştır. Padişahı kimin oynadığını hatırlamıyorum ama bu kez grip bir padişah vardır ve İlk filmdeki Padişahım çok yaşa esprisi devam etmektedir. Keloğlan'ı yarışmaya hazırlayan Ali Cengiz Usta'nın kızı Cankız Keloğlan'a aşık olur ve içten içe kazanmasını istemez. Padişahın kızı çok sinir bir tiptir. Yarışmacılar arasında, Viking, Arap, Don Kişot ve Demirhan bulunmaktadır. İlk yarış ok atma ikinci mızrak ve sonuncu da kılıç kılıca düellodur. Demirhan ile Keloğlan savaşır. Keloğlan'ın yarışı durdurup Demirhan'la alay ettiği sahneler çok komiktir. Zırhına dokunur falan. Cankız Keloğlan'a hep salak, gene kazanıyor der. Prenses, Keloğlana varmamak için babasından yeni bir yarışma düzenlemesini ister. Can kız da bunun üzerine 'Babam kavgadan anlamaz, havanı alırsın, Cankıza kalırsın' der.

Ertesi gün kıran kırana bir mücadele gerçekleşir. Keloğlan dayak yerken Cankız gülerek seyreder. Psikopat mıdır nedir. Tam o sırada Keloğlan, Demirhan'ın tikini keşfeder. Hop gıdı gıdı hop gıdı gıdı diye dalga geçerek yener. En unutulmaz sahnesi Bastıbacak ile birlikte horoz, tavuk kılığına girip saraya girerek herkesi korkuttukları sahnedir. Biraz zorlayın hafızanızı. Hatırladınız bakın.

8. Ben Bir Garip Keloğlanım (1976)

Kahramanımız gene sanki iki tane kişiye sevdalanmamış gibi karı kız peşinde koşarak başlar maceraya. Ha pardon karı kıza değil, Kara Kız'a sevdalıdır. Bunlar da Cankız, Ay Kız, Balkız bitmek bilmediler anasını satayım. Sultan Şeytane karakterini Rengin Arda ve vezirini Ekrem Gökkaya oynamıştır. Muhteşem Durukan, Reha Yurdakul, Hüseyin Baradan ve Yadigar Ejder de önemi büyük karakterlerdendir.

Anası Keloğlandan pazardan bir keçi almasını ister lakin hesaba katmadıkları bir şey vardır. Folklor grubu kıyafetli Haramiler.. Haramiler, keçiyi kaçırıp yerine köpek bağlar. Keloğlan kendi kendine konuştuğu bir esnada 'Al takke ver külah' der köpek, Bicirik'e dönüşür. Haramiler ateş başında Keloğlan'ın keçisini yerlerken Keloğlan gelip hesap sorar. Haramiler, yaptığına pişman olup Keloğlana borçlarını ödemek isterler garip bir şekilde. Ama inatçı Keltoşoğlan ille de keçi diye tutturunca (keçi inadı işte) yakalayıp ağaca bağlarlar. Bu sahneyi de hatırlarsınız. Haramiler içip uyuya kalır, Bicirik de Keloğlan'ı iplerden kurtarır.

Önceki filmdeki Ali Cengiz Usta'ya ithafen olsa gerek bir Ali Cengiz oyunu yaparlar ve haramileri ateş başında yanan odunlara bağlayıp kaçarlar. Bu filmde ufaktan da olsa bir Atını Seven Kovboy havası vardır; Bicirik'in ata dönüştüğü sahnelerde Keloğlan, Bicirik'le yani atıyla konuşabilir. Bu filmdeki Bicirik'in devamlı tekrarladığı söz 'Yaşa Usta' dır. Bicirik'in her oynadığı filmde kıyafeti değiştiktir; Keloğlan, her filmde kendini oynamaktadır ana karakter olduğu için ama Aydın Babaoğlu'nun karakteri hep değişmektedir. Tiplemesi aynıdır. Şiirsel dil bu filmde daha fazladır. Hacivat Karagöz tadında atışmalara yer verilmiştir. Bu sayede komedi oranı da artmaktadır.

Üstü açık bir handa yemek yemeye gelirler ve o sırada Sultan Şeytane'nin adamları gelir ve Şeytane'nin emriyle halkın ağzını mühürletir. Burada Keloğlan'ın çok tatlı bir cümlesine yer verilir. 'Sultan dediğin bir saray kişisi mi, Şeytane de şeytanın dişisi mi?'  He bu arada Şeytane, tacı kayıp olan sultandır. Hatırladınız zaten. Hatırlamadıysanız Prenses Bülbül Yuvası diyorum? Gevşetme tozu? O da mı olmadı o zaman İğneli Fıçı yeterli olacaktır. Bunlar da işe yaramassa şu cümleye geçelim. ''Kavun değil kelektir fistan değil yelektir eğer tacı ararsan en adi bir köpektir' Hihihihi o kadar güldüm ki Sultane'nin kafasına ettim..

Popüler İçerikler

"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı
Berfu ve Eser Yenenler'in 3. Kez O Ses Yılbaşı'na Katılmaları Tepki Topladı
HTŞ Lideri Colani Kadına Başını Örtme Talimatı Verdiği Videoyla İlgili İlk Kez Konuştu