Biliyorum, 'Hangi sorudan başlamalıyım?' diye düşünüyorsun. İşin sırrı şu: Önce bildiğin, emin olduğun soruları hallet! Böylece hem zaman kazanırsın hem de moralin yerine gelir. Mesela Ali’nin hikayesini hatırlıyor musun?
Ali, mükemmeliyetçi bir öğrenciydi. Sınavda zor bir soruya takılıp kalınca panik oldu, zamanı tükendi. Ama yan masadaki arkadaşı önce kolay soruları çözüp özgüven kazanmıştı. Ali bu taktiği sonraki sınavında denedi ve hem daha az stres yaşadı hem de daha yüksek puan aldı! Bazen sihirli dokunuş, 'Nereden başlayacağını bilmekte' gizli.
Hatırlarsınız, yazılı olurken öğrenciler hep sorar: “Öğretmenim, istediğimiz sorudan başlayabilir miyiz?” Evet ama hangisinden başlamalısınız. Burada arzuladığınız soru hangisi olmalı peki? Evet, kendinize en çok güvendiğiniz dersten ve en kolay sorulardan başlayabilirsiniz. Unutmayın hayatta şöyle bir yasa vardır: Yaşam sistemi de basitten karmaşığa, kolaydan zora doğru diziliş vardır. Gündelik hayatın yaşanışı, dizilişi de böyledir. Sınavlarda da öyledir. Kolaydan zora doğru bir soru dizilişi vardır. Sevgili Oksijen oyucuları! Siz, kolaydan başlayın; zamanı tasarruf edersiniz. Zor olanlara daha çok zaman kalacaktır.
Odaklanmak iyi niyetle ya da hedefle olmaz. Odaklanacağım diye kendinizi zorlarsanız, en duyulmayacak sesleri duymaya başlarsınız. Bozulabilirsiniz, odaklanmak kendinize veya sınav ortamına değil, sorulara odaklanmakla olur. Prensibimiz şu: Net olandan, kolaydan başlamak elzemdir. Kolayları, kolaylıkla çözdüğünüzde kendinize güven gelir; tabi kendinizi dağıtmazsanız; ikincisi kolaylarda zamanı iyi kullanmış olursunuz. Denk geldiğiniz ilk zor soru sizi hemen strese sokabilir; sakin olun! Atşayın böyle soruyu, devam edin, hız kazanın, sonra yeniden dönersiniz bu soruya anlaşıldı mı? Sorularla sakın kavga etmeyin! Hatta zor soruyu bir kenara bırakın; cevabından emin olmadığınız soruları da geçin.