İnsanın evinde dahi masa başına oturamayıp bazılarımızın kendini kütüphanelere ve çalışma salonlarına attığı o haftalar kimi zaman geçmek bilmez.
Koskoca bir okulun vize ve final haftalarında akın ettiği kütüphane ve çalışma salonlarının yoğunluğu hayli anlaşılabilir olsa da bir kullanıcının bu yoğunluğu çözmek için hayli radikal bir fikri var.
Problem de bu aslında. Ülkede tıp ve mühendislik dışında kalan bilimlere, bilim gözüyle bakılmıyor. Bu yüzden hep 3. Dünya ülkesi olarak kalmaya devam edeceğiz. Biyolojiyi iyi bilen canlıları tanıdı. Astronomiyi iyi bilen uzaya çıktı bazı gezegenlere gitti. Coğrafya'yı iyi bilen yaşadığı dünyayı tanıdı, savaşlar kazandı hatta yeni kıtalar keşfetti, hukuku iyi bilen adaletin temsilcisi oldu. Psikolojiyi iyi bilen insanları tahlil etti. Gastronomi'ye önem veren mutfağı ile öne çıktı. Demem o ki; Türkiye bu zihniyetle aynı yerinde sayacak. Hiç kaçarı yok bunun.
bu "tıpcı egosu" da beni deli ediyor... çalıştığım müdürlükte mühendis arkadaşlarım yoğunlukta onlarda o ego yok onun için mühendisleri ayrı tutuyorum..
Bu sayısalcılar kendini ne sanıyor o kadar zekiyseniz her yerde çalışabilirsiniz o zaman siz gelmeyin kütüphaneye egoistcikler