Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 14 Mart Tıp Bayramı ve yarın yapılacak Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Yarın yapılacak Yükseköğretime Geçiş sınavına girecek öğrencilere başarı dileyen Bahçeli sınavla ilgili mesajında şu ifadeleri kullandı:
'Yarın YGS, yani Yükseköğretime Geçiş Sınavı yapılacak, evlatlarımız kendilerine ayrılan zaman diliminde ter dökeceklerdir. Sevgili gençler, ne olursa olsun kaygılı olmayın, telaş yapmayın, acele etmeyin, bilginize, inancınıza ve gösterdiğiniz çabalara güvenin. Hayat YGS’den ibaret değildir. Sınavda size verilecek 160 dakika her şeyin bitişi veya başlangıcı da olmayacaktır. Sizler çalıştınız, aileleriniz sabretti. Anne ve babalarınız güç ve imkanları nispetinde desteklerini sizlerden esirgemediler. Herkes rahat ve huzurlu olsun; sınav çetelerinden, hak yiyen, hukuka kast eden, soru çalan emek hırsızlarından mutlaka hesap sorulacaktır. YGS’ye girecek kardeşlerime üstün başarılar diliyorum. Allah bizleri umduğumuza nail, korktuğumuzdan emin eylesin. Dilerim ki tüm evlatlarımız hayali ve hedefiyle kavuşsun.'
'SAĞLIK ALANINDAKİ ŞİDDETİN ÖNLENMESİ SİYASİ SORUMLULUK TAŞIYANLARIN ÖNCELİKLİ GÖREVİDİR'
Sağlık alanındaki şiddetin önlenmesinin siyasi sorumluların öncelikli görevi olduğunu belirten Bahçeli şunları söyledi:
'Düşünüp uygulayan, kafasındaki görünmez fikirleri yazılı harf ve şekiller aracılığıyla kaydeden ilk insan kimse her şeyi başlatan da o’dur. Hasta olan ilk insanla tedavi eden ilk insanın yolları kesiştiği anda medeniyet meşalesi yandı, beşeriyetin nabzı normale döndü. İnsanlığın kaderini ‘tüfek, mikrop, çelik’ sacayağı doğrudan doğruya etkiledi; ülke ve milletlerin yörüngesi de bunlara göre belirlendi. Asırlarca salgın hastalıklar kıtalar arasında ölüm seferleri düzenledi, ticaret yollarından, sömürge hatlarından türlü hastalıklar taşındı. Ne zaman tıp gelişmeye başladı, ne zaman sıhhatli olmanın derin manasına kafa yoruldu, insanlık gerçekten de rahat bir nefes aldı. Merhum Hünkârımız Kanuni ne güzel söylemişti: “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.ö Tıp deyince aklımıza “Hekimlerin Piri ve Hükümdarıö olarak da isimlendirilen İbn-i Sina gelmiyorsa, her hal tercümesi eksik kalır. Türk-İslam medeniyetinin iftiharı nice alimimiz, nice gönül insanımız, hikmet ateşiyle kavrulmuş nice büyüğümüz hastalıklara çare oldular. Bazen vücuttaki bir soruna, bazen yürekteki bir sızıya, bazen de ruhun dehlizlerinde filizlenen bir derde şifa ürettiler, merhem oldular. İyileştiren, yüz güldüren, sıhhatli bir hayat için deva üreten doktorlarımıza, hemşirelerimize ve sağlık çalışanlarımıza çok şey borçluyuz. Beden ve ruh sağlığı için fedakarca mücadele veren sağlık kahramanları her türlü takdir ve tebriki ziyadesiyle hak etmektedir. Bu vesileyle diyorum ki, sıhhat ve afiyetimiz için emek harcayan sağlık çalışanlarımızın 14 Mart Tıp Bayramı kutlu olsun. Sağlık alanındaki şiddetin önlenmesi, maddi ve manevi beklentilerin karşılanması siyasi sorumluluk taşıyanların öncelikli görevidir.'
DHA