Ateş, cuma namazından sonra Adalet Bakanlığı’na giderek, bir arkadaşına “Hayırlı olsun”a gideceğini söyledi.
Normalde namazı Çukurambar’da Sebahattin Yıldız Camisi’nde kılıyordu. Ancak bir önceki hafta Ateş, koruması Selman Bozkurt ile Ülkü Ocakları üyeleri tesadüfen karşılaştığı için o hafta camiyi değiştirdi.
Namaz dönüşü saldırıya uğradı.
Ateş neden öldürüldü?
Şimdi asıl soruya gelmek gerekiyor: Sinan Ateş’i kimler neden öldürdü?
Akla gelen ilk olasılık, Mersin’in intikamı.
Fakat diğer saldırılardan farklı olarak, bu kez kriminal bir ağla karşı karşıyayız.
Cinayetin İstanbul Gülsuyu’ndan, uyuşturucu ile anılan grubun işlediği iddia ediliyor. Hatta içlerinden birinin Hasan Ferit Gedik adlı sosyalist gencin ölümüne ilişkin davada yargılandığı ifade ediliyor.
Acaba suikast, kriminal gruba ihale mi edildi?
Yahut bilmediğimiz bir olasılık mı var?
Gel gör ki bu sorulara yanıt vermesi gereken İçişleri ve Adalet bakanlıklarından ses çıkmıyor.
Aydın’daki restoranda patlamasında, İzmir’deki inşaat kazasında, Mardin’deki trafik kazasında ölenleri anan İçişleri Bakan Süleyman Soylu, Ankara’nın göbeğindeki siyasi suikaste ilişkin tek kelime etmiyor.
Ereğli’de maden faciasında, yanında üç imam varken mezarda Kuran okumayı bir marifet sanan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın ağzını bıçak açmıyor.
MHP ve Ülkücü Ocakları ürkütücü bir sessizlik içerisinde…
Bursaspor bile taziye bildirirken, MHP’liler eski danışmanlarını, Ülkü Ocakları eski başkanlarını anmıyor.
Dahası Bahçeli’nin yılbaşı tebriğini paylaşma ve doğumgününü kutlama telaşındalar.
Buna karşın CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, baba Musa Ateş’i; Cumhurbaşkanı Erdoğan da Ayşe Ateş’i arayıp taziyesini bildirdi.
Ülkü Ocakları’nın 50 yıllık tarihinde ilk kez bir genel başkanı suikastle öldürülüyor. Aksi yönde güçlü bir kanıt konulmadıkça bu bir siyasi cinayettir.
Tetikçilerin uyuşturucu ile bağlantılı olması ya da uyuşturucu kullanması siyasi niteliğini ortadan kaldırmaz.
O halde…
Bu suikast ihalesini veren kimdir?
Sinan Ateş suikastı Mersin’in intikamı mıdır?
Bu iki saldırı muhalif ülkücülere, gazetecilere, siyasetçilere ve sendikacılara yönelik önceki saldırılarla bağlantılı mı?
Emir ve hiyerarşi içinde mi gerçekleşiyor?
Suçluların yargı ve güvenlik bürokrasisinde ortakları var mı?
AK Parti Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu’nun özel görüntülerinin yayınlanmasında bile Organize Suçlarla Mücadele ve İstihbarat şubeleri harekete geçerken…
Sinan Ateş suikastına Cinayet Şubesi bakıyor.
Neredeyse, dosya mahalle karakoluna havale edilecek!
Çukurambar gibi, her köşe başından bir milletvekilinin çıktığı, yüzlerce güvenlik kamerasıyla gözetlenen bir merkezde cinayet işleyen tetikçinin hala bulunamaması kuşku uyandırıyor.
Bu suikast alelade bir cinayet ya da münferit bir saldırı dosyası olarak ele alınırsa, seçime doğru siyasi cinayetler işleneceğinden kaygılananlar haklı çıkacaktır. Ve bu kurşunun yarın dönüp kimi vuracağı da kestirilemez.
Endişe ederim ki “bu kan kurumaz.”