Şimdiye Kadar İnandığımız Ancak Tamamen Bir Yalan Olan 15 Yemek Efsanesi

Doktorlar her gün yeni bir şeyler buluyor, her gün yeni bir yazı yayınlanıyor. Yok efendim bir şekeri ağzınızda eritmeden yutarsanız daha az kaloridir, yok uyurken kilo vermeniz için amuda kalkmanız da gerekebilir gibi. Tabii ki mübalağa yapıyoruz ancak biliyorsunuz ki o kadar çok bilgi ile karşılaşıyoruz ve hangi doğru hangisi yanlış artık şaşırmış durumdayız. 

Bu karışıklığı sonlandırmanın vakti geldi. Karşınızda aslında bir efsaneden öte gitmeyen, tamamen yanlışlanan 15 yemek efsanesi.

1. Canım çiğ köfte yiyorum, seni arayacağım: Çiğ sebzeler pişmiş sebzelerden çok daha sağlıklıdır

Yine bir efsane. Pişirme sürecinde tabii ki kayıp yaşanmakta ve enzim değerlerinden azalmalar görülmekte fakat bizim de kendimizde enzimlerimiz vardır. Bu enzimler de yiyeceklerden en yüksek oranda fayda sağlamamıza yarar.

2. Nerde benim tatlandırıcım şekerim: Doğal şeker günlük şekerden çok daha sağlıklıdır

Doğal şeker olarak tabir edilen şekerler bal, akçaağaç şurubu ya da hindistan cevizi şekeridir genelde ancak maalesef ki vücudunuzda şekerler tıpkı günlük şeker gibi hareket eder. Kana çabuk karışır ve fazla tüketildiğinde kilo yapar.

3. Işınlar sabitlendi, yok etme işlemi başlıyor: Mikrodalgada yemekleri ısıtmak ya da pişirmek çok zararlıdır

Mikrodalganın yiyeceklerdeki tüm besin değerlerini yok ettiği söylenir ancak maalesef tüm pişirme yöntemleri yiyeceklerdeki besinleri yok eder. Pişirme işlemlerinin hepsi kayba neden olur.

4. Biraz süt, sütün içine peynir, içine tereyağ: Kalsiyum alabilmek için mutlaka süt ürünleri tüketmeniz gerekir.

Kalsiyum yalnızca süt ve süt ürünlerinde bulunmaz, bu nedenle eğer süt ürünlerini tüketmek istemiyorsanız yeşillerden edinebileceğiniz kalsiyumu kovalamanız gerekir. Aynı zamanda günlük süt ürünlerine alerjisi olanlar ne yapacak bu dünyada? Kalsiyumsuz mu kalacak?

5. Gurul gurul gurul: Midemizin kazınması tamamen biyolojik ve açlık kaynaklıdır

Aslında midenizde hissettiğiniz kazınmalar yalnızca biyolojik değildir, duygusal olarak da midemiz kazınır ve açlık hissederiz. Eğer kazınmalar duygusal olmasaydı güzel bir makarna ya da tatlı yerine canımız sebze yemeği çekerdi.

6. Kahve ile kahvaltı yapanların günahı ne: Kahvaltı etmek kilo vermek için çok önemlidir

Kahvaltı etmek tabii ki de ayılmanız ve metabolizmanız için gerekli ancak iyi bir kahvaltı yani dengeli bir kahvaltı etmediğiniz sürece kilo vermeniz imkansız. Eğer sabah kahvaltısında almanız gerekenden fazla kalori alırsanız yine kilo almış olursunuz.

7. Yürüyen yağ yükleniyor: Yağ vücudunuz için çok zararlıdır

Yine geldik aynı noktaya, eğer çok fazla yağ tüketirseniz yani aldığınız yağı yakamazsanız kilo alabilirsiniz ancak yağ ya da yağlı yiyecekler yemek kilo alacağınız anlamına gelmiyor. Aksine yağ vücudunuz için oldukça önemlidir.

8. Neden ama neden: Kırmızı et kalp krizine neden olur

Yıllardır dile gelen efsanelerden bir tanesi de budur. Ancak kırmızı etin iyi şekilde hazırlandığı sürece kalp ile hiçbir alakası yoktur. Aksine içerdiği protein sayesinde kalp kasları dahil olmak üzere pek kas gelişimine yardımcı olur.

9. Dost bildiklerimizden: Bitter çikolata o kadar iyidir ki kilo verdirir

Gördüğünüz üzere çoğu efsane hep kilo ile alakalı ancak aslında bitter çikolatanın kilo verdirdiğine dair kesinleşmiş herhangi bir çalışma mevcut değil. Sağlık açısından pek çok yararı olmasına rağmen kilo çokomel eğrisinde bitter çokomel o kadar da etkili değil.

10. Frappiçinümokaüberventiçoklat canım: Kahve zararlı bir içecektir

Küçükken çocuklara içirmediğimiz o kahve aslında o kadar şeytan değil. İçtiğiniz frappiçinümokaüberventiçoklat kahve içerdiği yüksek kalori ile zararlı olabilecekken sade bir kahvenin zararı yerine pek çok yararı vardır. Bunlardan ilki de örneğin bir tetikleyici olması ve metabolizmanızı hızlandırmasıdır.

11. Tuz girmeyen eve doktor girer: Yemeklerden tuzu çıkarırsanız daha sağlıklı olursunuz

Evden tuzu çıkarıp yemekleri garip gurup tuzsuz şeylere dönüştürmeye başladıysanız orada bir hata var çünkü yemeklerdeki tuz ya da diğer bir deyimle tuzdan aldığınız sodyum vücudunuz için çok değerli.

12. Damacanayla gel canım: Günde 8 bardak su içmelisiniz.

Herkesin günlük su ihtiyacı farklıdır, önemli olan vücudunuzu susuz hissettirmemek ve her hissettiğinizde su içmektir. Eğer çok su içerseniz böbrekleriniz o kadar çok çalışmak zorunda kalır ki böbrek yetersizliğinden bir gün allah korusun tık diye. Düşman başına.

13. Şirin şekerlemesi: Tatlandırıcılar kanser yapar

Bu kadar kesin bir cümleyi kurabilmek için İsveçli bilim insanı olmak gerekiyor. Tatlandırıcıların kanser yaptığına dair kesin herhangi bir bilgi bulunmamakla birlikte vücudunuzda normal şekerden çok da farklı hareket etmemekte. Her zaman söylüyoruz azı karar çoğu zarar.

14. Hepimiz köye dönüyoruz: Organik yiyecekler sağlıklıdır

Son zamanlarda söylenip durulan, bir türlü revaçtan düşmeyen organik meyve-sebze meselesi. Aslında neredeyse yediğiniz hiçbir yiyecek organik değil. Maalesef. Bir besinin organik olabilmesi için gerçekten organik ve doğal bir şekilde toparlanmalı ve minicik de olsa bir ilaç ile karşılaşmamalı. Ancak Mahmut amcamızın bahçesi bile böceklenirse tarım ilacını yiyiveriyor.

15. İtalyano kızgıno bu durumo: Makarna aslında İtalyan değildir

Makarnanın ilk olarak İtalya'da bulunduğu ve bu sayede ülkenin en bilinen yiyeceği haline geldiği bilinmekte ancak işin gerçek yüzü öyle değil. Marco Polo'nun Çin'e yaptığı ziyaret sonrası makarnayı ülkeye getirdiği biliniyor. Yani aslında makarnanın anavatanı Çin. 

Bugün de yeni bir şeyler öğrendik. Oh.

Popüler İçerikler

Premier Lig Devinden Arda Güler'e Çılgın Teklif! Bonservis İçin 50 Milyon Euro Düşünülüyor
TikTok’ta "Karagül" Adıyla Açtığı Yayınlarla İnfial Yaratan Kadının Çocuklarını Devlet Korumaya Aldı!
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'dan 1 Mayıs Açıklaması: "Taksim Uygun Değildir"
YORUMLAR
09.03.2016

harcadığından fazla kalori aldığın sürece o göt o göbek gitmeyecek, tecrübeyle sabit.

09.03.2016

Bir gıda mühendisi olarak tatlandırıcılarla ilgili bir şeyler söylemek istiyorum. Özellikle sakarin-kanser ilişkisiyle ilgili söylemler 1958 yılında FDA'in laboratuvar testlerinde ve hayvan deneylerinde hayvanlarda tümör oluşturduğu belirlenen katkı maddelerinin kullanılmasının yasaklanmasına ilişkin Delaney hükmünü yayınlamasıyla başladı. Bu hüküm gereği laboratuvar deneklerinde kansere sebep olduğu gerekçesiyle sakarin kullanımının sınırlandırılması kararlaştırıldı.

09.03.2016

1985 yılına gelindiğinde hayvanlarda kansere sebep olduğu tespit edilen katkı maddelerinin sayısı o kadar artımıştı ki yasaklamaları kaldırabilmek için yeni bir düzenleme yapılması kararlaştırıldı. Böylece hayvanlarda kansere sebep olduğu belirlenen katkı maddelerinin insanlarda tümör geliştirme riski milyonda bir düzeyinde ise bu katkı maddesinin kullanılabileceğine ilişkin "De Minimus" doktrini yayınlandı. Sakarin, kansere neden olduğu tespit edildiği halde "aman canım milyonda birmiş, o da bizi mi bulacak" denilerek kullanımının önü açılmış bir tatlandırıcıdır. Büyük firmaların rant uğruna çıkarttığı yasalara dayanarak ciddi konulara şehir efsanesi, komplo teorisi diye bakmayınız.

09.03.2016

Editör;Şimdiye Kadar İnandığımız Ancak Tamamen Bir Yalan Olan 15 Yemek Efsanesi demişsin ya.yazdıkların o kadar sallamasyon geldi ki efsane dediğin şeyler yanında bilimsel makale kaldı....Kısacası ben efsane dediğin şeylere inanmaya devam edeceğim:)

09.03.2016

Aslında yazarken hepsi için araştırma kaynaklarını eklemeyi düşündük, ardından o kadar sıkıcı bir yazı oldu ki çıkarıverdik :)

TÜM YORUMLARI OKU (25)