Günümüzde insanlık suçu olarak tanımlanabilecek, yüzyıllar öncesinde mahkumlar üzerinde uygulanan Çin işkenceleri, dönemin şartlarında cezai yaptırım olarak uygulanmaktaydı. Şimdilerde kan donduran bu işkence yöntemleri, genellikle mahkumları sorgulamak için kullanılıyordu. 😱
Uyarı: Okuyacağınız bu içerik bazı kullanıcılar için rahatsız edici olabilir!
Yavaş dilimleme olarak bilinen Lingchi işkence yöntemi, 1905 yılına kadar uygulanmış ve bu yıldan itibaren yasaklanmıştır. Bu işkencenin süresi bir günden birkaç güne kadar sürebilmekle birlikte oldukça acı verici işkenceler arasında yer almaktadır. Vücudun belirli bölgelerine atılan 1 cm'lik kesiklerle yapılan bu işkence, kalbe hançer saplanması ve mahkumun kafasının kesilmesiyle son bulmaktaydı.
Çin işkenceleri arasında en bilinen su damlatma, fiziksel bir işkencenin yanı sıra psikolojik bir işkence olarak da yer almaktadır. Sıkıca bağlanan mahkumun alnına belirli aralıklarla su ve asit damlatılarak gerçekleştirilen bu işkence yöntemi oldukça tedirgin ediciydi. Damlatılan su ve asidin sırası belli olmadığı için, mahkum tedirginlik duyuyordu. Psikolojik yanıyla oldukça rahatsız edici olan bu işkence, aynı zamanda aynı noktaya damlatılan asit ve suyla bölgeyi aşındırıyordu.
Neredeyse en bilinen idam türlerinden biri olan kafa kesme, Çin'de de mahkumlara sıklıkla uygulanan bir cezaydı. Halkın önünde ve kalabalık meydanlarda uygulanan bu ceza ile halkın gözü korkutulurdu. Bu idam şekli, mahkumun bir dut ağacına bağlanmasıyla başlanır ve daha sonra cellat tarafından kafası kesilerek sonlandırılırdı.
Çin işkenceleri, genellikle mahkumları sorguya çektirmek için kullanılırdı. Antik Çin döneminde uygulanan bir başka işkence yöntemi ise mahkumların ayaklarını kesmekti.
Parçalara ayırma yöntemi, Çin'de sıklıkla uygulanan işkence yöntemlerinden biriydi. Mahkumun bedenini parçalara ayırarak uygulanan bu işkence yöntemi, genellikle bedeni 8 parçaya ayırarak son bulurdu.
İlk örnekleri Sümerlere kadar dayanan hadım etme, Çin'de de sıklıkla uygulanan bir işkence biçimiydi. Erkeklerin cinsel organını keserek uygularken, kadınların ise cinsel organı dikiliyordu.
Tırnak sökme işkencesi, sık kullanılan bir işkence yöntemiydi. Bu işkence tırnaklarınızın kaldırılmasının ardından sökülmesiyle son buluyordu.
Akıl almaz işkence yöntemlerinden biri de damgalamaktı. Bu işkence kızgın demirlerin mahkumun vücuduna sert bir şekilde bastırılmasıyla uygulanıyordu.
Beden kesme cezası, kafa kesme kadar yaygın olarak kullanılan bir yöntemdi. Genellikle bir dut ağacından yararlanılan bu işkence yöntemlerinde, mahkum bir yere yatırılıyordu ve ardından cellat tarafından bedeni ikiye bölünüyordu.
Tüm işkence yöntemlerinin yanında zehirleme oldukça rahat bir ölüm şekli olarak gözükmekteydi. Bu işkenceyle mahkum zehirlenir ve ölüme terk edilirdi.
Bıçak yardımıyla mahkumun derisini yüzerek yaşatılan bu işkence, özellikle kilolu insanlarda uygulanıyordu. Kökeni Çin'e dayanmasa da Çin'de sıklıkla uygulanan bu işkence yöntemiyle, mahkumun tüm derisi soyuluyordu.
Akıl almaz bir başka işkence yöntemi de mahkumun anüsünden sopa sokularak uygulanan bu cezadır.
En enteresan işkence yöntemlerinden bir tanesi de atlarla mahkumu parçalatma yer almaktaydı. Bu işkenceyle mahkumun bedeninin her bölgesi farklı bir ata bağlanıyor ve atlar aynı anda hareket ettiriliyordu. Bu işkence mahkumun vücudunun parçalara ayrılmasıyla son buluyordu.
Tarihin tozlu raflarında birçok bölgede kullanılan bu işkence, mahkumlar için yavaş bir ölüm şeklidir. Diri diri gömülecek mahkumlar, kendi mezarlarını kendileri kazıyordu.
Bu işkence modeliyle amaçlanan kızgın demirde yürüyemeyen mahkumların düşmesi ve ardından yanarak can vermesiydi.
Hangi manyağın aklına gelmiş bunlar.
Aklima ufacik cocuklara hatta bebeklere yaptiklarini getirince, assagilik pedofiller icin bicilmis kaftan geliyo bu yöntemler. Özür dilerim ama icimden gecen tam olarak bu.
Bunlar ÖZELLİKLE çocuklara ve hayvanlara tecavüz edenlere, işkence yapanlara uygulansa keşke...