İçinizden 2030 çok uzak diyorsunuz değil mi? Oysa sadece 2010 yılı kadar uzak. 2010 yılını çok net hatırladığınızı varsayarak, 2030'a ne kadar yakın olduğumuzu anlatmaya çalışıyoruz. 2030'a yürürken dünyada neler olup bitecek bazı tahminler de mevcut. Biz de bu tahminleri bir araya topladık.
Amerika elbette dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olarak kalacak. Ancak bugün dahi hissettiğimiz dünyanın geri kalan devleri ekonomiden daha büyük paylar alarak, kendi aralarındaki dayanışmayı da artıracaklar. Örneğin görselde de gördüğünüz BRICS (Brezilya-Rusya-Hindistan-Çin-Güney Afrika) tipi yapılanmalar ekonomiye yön verecek.
Günümüzde de giderek artan uygun kiralama modelleri, gelecekte dayanıklı tüketim malzemelerinde, taşınır ve taşınmaz değerlerde en yaygın yöntem olacak. Satın almak yerine kiraladığımız ürünler ve araçlar ile onların kullanım şartlarından kaygı duymayacağız ve gönlümüzce kullanabileceğiz.
Lojistik dünyası inanılmaz bir değişimi şu anda yaşıyor. Özellikle e-ticaretin çok hareketlenmesi ile birlikte daha hızlı teslimatlar müşteriler tarafından talep ediliyor. Bu noktada insan unsurunu ortadan kaldırmak isteyen şirketler, bir lojistik devrimine imza atıyor. Kısacası sipariş verdiğiniz bir ürünü kapınızda drone'dan teslim almaya çok az bir zaman var.
Et üretiminin en başından onu tükettiğimiz hatta sindirdiğimiz ana kadar olan sürecin doğaya olan etkisi göz önüne alındığında et tüketim eğilimimiz kesinlikle azalıyor. Global anlamda da bu eğilim yakın gelecekte daha büyük bir hızla azalacak. Elbette bunun yanında daha az et tüketmenin sağlığa olan olumlu etkileri de daha fazla görülüyor olacak ve bu durum da bu değişime sebep olacak.
Bahar mevsim geçişlerinin ülkemiz gibi dört mevsimi yaşayan bir ülkede dahi belirginliğini kaybetmesi aslında her şeyin habercisi. İklim değişimi bu hızıyla devam ederse, ki öyle gözüküyor, dünya nüfusunun şu anki seviyesinin 1/7'si kadarı bulundukları noktaları terk etmek zorunda kalacak.
Bir önceki başlığın da etkisiyle, yaşanabilecek savaş, bölgesel çatışmalar, anlaşmazlıklar ya da toplumsal kırılmalar sebebiyle iltica etmek isteyen insanların sayısı çok sert bir şekilde artacak. Hakim ekonomik kuvvetler bu durumlara önlemler almak zorunda kalacak.
Havayı kirletenler işletme boyutunda, bu aktiviteleri sebebiyle bazı yaptırımlara tabi tutulacaklar. Kısacası ne kadar karbon atmosfere salınıyorsa bunun karşılığında ödeme yapmak zorunda kalacaklar.
Yukarıdaki örnekte olduğu gibi karbon emisyonunun global anlamda ağır bir ekonomik bedeli olacak. Bu sebepler ülkeler, büyük şirketler, küçük ve orta boyutlu işletmeler ve bireyler fosil yakıt kullanımını giderek azaltacak ve en nihayetinde fosil yakıtlar tarih olacak.
Bilim insanları 2030'a kadar olası bir seyahatte Mars gibi bir yerde nasıl hayatta kalabileceğimizin sırrını çözmüş olacaklar. Biz de insanlar olarak başta inanılmaz ücretler ödeyerek bu seyahatleri gerçekleştireceğiz.
Özellikle dünyanın mevcut ekonomik süper gücü Amerika'nın kültür ihracatı zaten günümüz itibariyle de tıkanmış durumda. Global olarak bu kültür her ülkede kendi versiyonunu yaratmakta. Buna ek olarak global ekonomik güç olan bazı ülkeler, Amerikan kültürüne kendi getirdikleri yorumları Amerika da dahil olmak üzere tüm dünyaya ihraç eder durumda.
Politik olarak büyük değişimlerin eşiğindeyiz gibi gözüküyor. Bu değişimler sonucunda demokrasiler değişime uğrayacak; ancak bu değişimin 2030'dan da uzun bir vadede kuvvetler ayrılığı ilkesinin her ülkede daha güç kazanmasına evrileceği uzmanlar tarafından ön görülüyor. Özetle 2030 ekseninde değişim ufukta ama daha da uzun vadede demokrasiler daha da kuvvetlenmek zorunda.
Hali hazırda duyduğumuz, 3 boyutlu yazıcılar ile imal edilen organlar daha da yaygın bir biçimde dünyaya yayılacak ve insanlar organ bağışçısı bekleme sebebiyle hayatlarını kaybetmeyecek.
Uydurma! Fazla bilim kurgu izlemişsiniz bu aralar
Kaynak - The World Economic Forum. Evet bunların çoğu gerçekleşecekler arasında fakat gözden kaçan bir şey var o da Green New Deal ve The Big Reset. Bunları biraz araştırırsanız bu gelecekteki beklentilerin kimin işine yarayıp hangi millete tabi milyara yakın insanın göç ettirileceğini de biraz kavrayabilirsiniz. Küresel şirketler ülkeleri milletleri gırtlağa kadar kendineborçlandırmış durumda. Bu sözde yenilikler için öngörülen bütçe 50-100 trilyon dolar arasında değişiyor ve dünyada bu kadar para yok şu an. Parasal genişleme adı altında verilen fonlar ve yardımların da asıl sebebi hakkında büyük bir ipucu bu. Az dünya insanı olup ülkemizde fasulyeye dini kitaplar okutarak büyütme deneylerinden falan vazgeçmemiz lazım.
Yine kaynak belirtilmemiş bir içerik. Kaynak gösterin.