Geçtiğimiz hafta Stanford Üniversitesi'nden araştırmacılar, yavaş ve derin soluk almanın etkilerini fareler üzerinde gözlemledi. Bulgular epey ilginç...
Geçtiğimiz hafta Stanford Üniversitesi'nden araştırmacılar, yavaş ve derin soluk almanın etkilerini fareler üzerinde gözlemledi. Bulgular epey ilginç...
Stanford Üniversitesi'nden araştırmacılar da tam bu noktada 'neden?' sorusunu sordu ve derin nefesler almanın beyinde nasıl değişimlere sebep olduğunu ortaya çıkarmak için bir çalışma yürüttü. Ulaşılan sonuçlar ise soluk alışımızla ruh hâlimiz arasında güçlü bağlantıların bulunduğunu ortaya koydu.
Ve bu otomatik davranışı yöneten, beynimizin en erken gelişmiş kısımlarından birisi olan omurilik soğanıdır. Ancak nefes almak her ne kadar otomatik de olsa, istediğimiz zaman düzenleyebildiğimiz ve değşitirebildiğimiz bir vücut fonksiyonudur. Stanford Üniversitesi'nde biyokimya profesörü olan ve çalışmanın başında bulunan isim Mark Krasnow, yavaş soluk almanın tamamlayıcı tıp için mucizevi bir tavsiye olduğunu ifade ediyor.
Ayne şekilde hızlı ve kesik nefesler almanın neden tam tersi etki yarattığı da... Beynin solunumu kontrol eden kısmı aslında bundan yirmi beş yıl önce nörobiyolog Jack Feldman tarafından fareler üzerinde keşfedilmişti, ancak o zamanlar hakkında bilinenler pek azdı. Yeni çalışmayla ise nefes alış verişlerimizin omurilik soğanımızda bulunan 3,000 nöron tarafından kontrol edildiği ortaya koyuldu.
Ve bu nöronların 65 alt sınıfa ayrıldığı görüldü. Krasnow'un öğrencilerinden Kevin Yackle'ın tespitine göre bu alt sınıflardan 200 kadar nöronu kapsayan bir tanesi farelerde derin nefes alış verişleri tetikliyordu. Bu nöronlar aktive edildiğinde fareler derin derin nefes almaya başlıyor, pasif hâle getirildiğinde ise standart nefes alışlarına dönüyorlardı.
Üstelik Yackle, bu nöronların omurilik soğanından beynin uyarılma merkezi olan ve stres, heyecan, korku, panik ve uyanıklık gibi hisleri kontrol eden locus coeruleus'a kadar uzandığını tespit etti. Beynin bu bölümü ruh hâlimiz açısından çok büyük öneme sahiptir, çünkü beynin geri kalanına tetikte olmasını ya da sakinleşmesini söyleyen kısım burasıdır.
'Artık beynimizin nefes alış verişlerimizi kontrol eden kısmının beynin üst seviye fonksiyonlarını da belirlediğini biliyoruz. Bu bulgudan hareketle söz konusu bölgenin beynin diğer tüm kısımlarını nasıl ve ne şekilde değiştirdiğini de ortaya koyabiliriz.'
Araştırmanın sonuçları yavaş ve derin nefesler almanın gerçekten de üzerimizde rahatlatıcı bir etkisi olduğunu gösteriyor. Günlük yaşamda her an solunumumuzu düşünerek ve kontrol etmeye çalışarak yaşamak her ne kadar zor olsa da, rahatlamak istediğimiz zamanlarda nefesimizi bir süre için kontrol etmemiz büyük faydalar sağlayabilir sevgili dostlar...