Şıklık uğruna nelerden vazgeçerdiniz? Çarpıcı renkler, kusursuz aksesuarlar veya dikkat çekici detaylar... Peki, bu seçimler hayatınızı riske atacak kadar tehlikeli olsaydı ne yapardınız? Bazı trendler var ki güzelliğin bedelini ağır bir şekilde ödetti. İşte tarihin 'öldürücü' moda akımları!
1775’te Carl Scheele’nin keşfi olan bu canlı yeşil pigment, kıyafetlerden oyuncaklara kadar her yerde kullanıldı. Şıklık için idealdi ama ölümcül bir sır taşıyordu.
Arsenik içeren bu pigment, cilt tahrişi, mide bulantısı ve baş ağrısından başlayan ve organları tahrip ederek ölüme kadar giden arsenik zehirlenmesine neden oluyordu.
1900’lerin başında radyum içeren kozmetikler moda oldu. Kadınlar, ışıldayan bir cilt için bu ürünlere yöneldi.
Radyum, diş kaybı, çene çürümesi, tümörler ve radyasyon zehirlenmesine neden oldu. Radyoaktif güzellik, birçok kişinin hayatına mal oldu.
16. yüzyılda Avrupa aristokratları, soluk bir cilt modası için kurşun içeren bu makyajı kullandı.
Kurşun zehirlenmesi; kas felçleri, organ hasarı ve ölüme yol açıyordu. Kullanıcılar, yüzlerindeki hasarı daha fazla makyajla kapatmaya çalışarak döngüyü kötüleştiriyordu.
Rönesans döneminde kadınlar, göz bebeklerini büyütmek için belladonna damlası kullandı.
Belladonna, körlük, kalp hasarı ve hatta ölüm gibi etkilerle sonuçlanıyordu. Bitkinin vücut fonksiyonlarını yavaşlatan yapısı, kadınların yaşamlarını riske atıyordu.
17. yüzyılda, cıva ile yumuşatılan kürkler şapka yapımında kullanılıyordu.
Cıva zehirlenmesi, zihinsel dengesizlik, baş ağrısı ve titreme gibi semptomlarla ortaya çıkıyordu. Bu duruma 'Mad Hatter Hastalığı' adı verildi.
8. yüzyıldan itibaren Çinli kadınlar, ayaklarını küçük göstermek için kemiklerini kırdırarak sardı.
Ayak enfeksiyonları, kangren ve sepsis sonucu birçok kadın hayatını kaybetti. Hayatta kalanlar ise yaşam boyu süren acılarla karşı karşıya kaldı.
19. yüzyılda kadınlar, elbiselerini genişletmek için tel çemberler kullandı.
Krinolin giymek, kapılarda sıkışmalara, yangınlara ve ölümcül kazalara yol açtı. Sadece İngiltere’de 3.000’den fazla kadın bu nedenle yaşamını yitirdi.
19. yüzyılda, sert ve yüksek yakalar erkek modasında popülerdi. Yakalar, beyne giden kan akışını engelleyerek boğulma ve asfiksiye yol açtı. Bu nedenle “baba katili” lakabını aldı.
1970’lerin platform ayakkabıları, yüksekliğin zarafetle eş tutulduğu bir dönemde popüler oldu. Dengesiz yürüyüş, düşme sonucu kırıklar ve ayak deformasyonlarına neden oldu. Ahşap tabanlı olanlar, dolaşımı keserek ayaklarda ciddi hasarlara yol açıyordu.
17. yüzyılda aristokratlar, pudralı peruklar kullanarak şıklıklarını sergiliyordu. Bu peruklar yıkanmadığı için bitler ve bakterilerle doluydu. Hayvansal yağ bazlı ürünlerle parfümlenen peruklar, solunum problemlerine yol açıyordu.
Allah akil fikir versin dicemmde. hepsi guzellesmis artik sonsuz olarak. gunumuzde de farkli versiyonlari yasaniyor....
Diğerleri bence bir şekilde zararları bilinmeden yapılan şeylerdi ama ayak kırdırma nasıl bi salaklıktır