Bu akşam da sensizliği anılara sarıp içtim Kaybettikten sonra anlıyor insan, Meğerse hiç kimseyi senin kadar sevmemişim Bir dönsen, en güzel yerinde biten o rüya yeniden yaşanır istesenYıldızları sermez miyim ayaklarına, geldiğin yollara toz olmaz mıyım Yine şafak söküyorUykuların unuttuğu gözlerim, yine tavanda Ne vardı diyorum Ah bir dönseydin sonunda Şarjörüne hasret sürdüm sazımın, şimdi hüzün işgalinde yüreğim Ve ben hala mor salkımlı o sokakta, bıraktığın yerdeyim...Elimde eski bir aşktan kalma tutku damlacıklarıArkamda diz boyu balçık hatıraları ışığı varYıkmış atmışım herşeyiBir ben kalmışım ortadaBirde sen içimde, taa şuramdaKendimden geçiyorumÖzlemişim seni bir tanemGel döndür beni bu yollardanHadi, bekliyorumSen dört mevsim aşkı yaşadığım Sen koca bir of çekip hasretle yandığım Sokakta gezip haykırdığım biricik sevgilim Bosa mı geçirdik bir ömrü istanbul kıyılarında Sen gittin ben gidemedim Sen unuttun ben unutamadım Yüreğimin Kıyısına Vurdu Minicik Bir Dalga Susmalıydım Tutamadım Kendimi Bir Canım Var Feda Etsem Sevdamı Bilemezsin Bir Acım Var Anlatsam Önünü Göremezsin Herkes Unuttu Gitti Ben de Unuttum Herşeyi Bari Bari sen Unutma BeniSana umutlarımı getirmiştim ötelerden Birde hasretimi giderken götürecek değilim sende kalsın Eğreti zulümlere ve boyası dökülmüş Bu şehre inat umutlarımı besle Hasretimle büyü, sil gözyaşını Ey yar...Gidişin sonsuzluk perdesini aralayacak Başaklar boy verecek,balalar soy verecek Türküler söyleyeceğiz...Belki kurt yalnızlığı düşecek hissemize Hüzünler saracak ufkumuzu hüzünler Hüzünler taze baharlar gibidir.. Unutma bahar senin içinde Nereye gidersen götürürsün.. Taze tomurcuklar şimdi, Kavuşma zamanı diyorlar Türküler söyleniyor bir yerlerde,Meşeler güvermiş,varsın güversin... Söyleyin o yare durmasın,gelsin diyor türküler Şimdi ses ver artık yüreğini yüreğime ekle Yüreğini yüreğime ekle Kanatlansın türküler...Seni umutlarıma ektimOnlarla biçeceğimVe ben seni yarın seveceğimUnutma unutulanlarUnutanları asla unutmazlarBen seni geceyle gündüzün arasında sevdim yarKaybolan yılların, doğanın o acımasız kanununda sevdim ben seniKahretsin işte öyle sevdim öyle yandım ben sana yarBilsen ki sana olan sevgiyi anlatacak bir başka kelime bulsamBıkmadan usanmadan yılmadanNamerdimce onu söyler onu yazardım yarKahretsin ben seni gece ile gündüzün arasında sevdim yarBedenimi almaya gelen Azrail’in pençesinde sevdim ben seniKahretsin işte öyle sevdim öyle yandım ben sana yarBazen Prometheus oldum çarmıha gerilircesineBazen Spartaküs oldum aslanlara yem olurcasınaBazen Cem Sultan, ilmiği boynunda Pir Sultan oldum yarBazen Şems’ini arayan MevlanaBazen Mevlana’yı arayan ŞemsDinginlerde Yunus, yokluğa kanat geren bir garipMutlu bir yusufçuk gibi sana özgürlüğüne koşarcasına geldim yar…Benim sevdiğim kadar kimse seni sevemezBenden başka hiç kimse uğrunda ölemezİstersen çek git eller kıymetini bilmezBenim sana olan bu sevdam bitmezGönlümü teslim aldı hüzünİçimde senden kalan cam kırıklarıAynada sensiz yüzümSensiz...Hiç kimse dindiremedi bu hıçkırıklarıBir gece yarısı ansızın pencerenden dışarı bakGöreceksin köşe başındaNöbet tutuyordur gözlerimÖyle kolay değildir beni unutmaHala hala sokaklarındadır ayak izlerimİster yağmur yağsın İster fırtınalar kopsun Yüreğimin her köşesi Paramparça olsun isterse Ben de unuturum… Ben de unuturum seni ben de Ne güzeldi değil mi yaşadıklarımız Ne güzeldi Artık ne sen ne de ben Bulamayız o günleri Bazen düşünüyorum da Bende de yanlış bir şeyler vardı galiba diyorum İkimizde kıymetini bilemedik bir şeylerin Hatırlarmısın akşam olur Mumlarımızı yakardık Sen kokunu sürerdin Oda sen kokardı Olmadık şeylere güler Durup dururken ağlardık Güzel havalarda sokaklara çıkardık Bir de kar yağınca kar topu oynardık seninle Sen iskambil kağıtlarından fal bakardın İstediğin çıkmadığında Kağıtları bir daha karardınÇok kızardın sigara içtiğime Ve içkime karışırdın Uzun uzun zararlarını anlatırdın bana Arasıra rejim yapardın Tartı bir doğru tartsa Bir yanlış tartardı Yani onunla da anlaşamazdın Komşunun çocukları vardı Bizim kızla oynarlardı Çocuk bahçesine giderdiniz Ben televizyonda maça bakardım Arasıra arkadaşlar gelir Sohbet ederdik Şurdan burdan konuşurduk işte Benim askerlik hatıralarım Senin doğum hikayelerin bitmezdi İlk tanıştığımız günü hatırlar gülerdik Sen bana üstümde ne vardı diye sorardın Bende her seferinde hatırlamazdım Şimdi hatırlıyorum Kırmızı bir kazak, siyah bir etek Siyah çoraplar,Kırmızı pabuçların Ve bir Perşembe günü saat 2'yi 4 geçiyordu İkimizde önümüze bakmamıştık çarpıştık önce Sen pardon dedin sonra ben yere düşen kitaplarını topladım Gözgöze geldik ve başladık Film gibi yani Son mektubunu dün aldım Teşekkür ederim Ben sana yazmıştım grip salgını var demiştim Bak yine gribe yakalanmışsın Neyse geçmiş olsun Buralarda da hava soğuk ama hasta falan değilim Bu gözlüklerle başım dertte Hayat işte yuvarlanıp gidiyoruz Hepinizi çok özledim.....Bu sevgide bir yalanmış, yar istanbulda zevkine dalmışUnut diye haber salmış, ben nasıl yanmayım dağlarBen nasıl yanmayayım dağlar, dağlar, dağlar, dağlarKaçağım Eşkiya aşklar yaşarım durmadan Kaşla göz dağla uçurum arası konar göçerim Sürgünlüğümü yurtlanmaz yerleşik sevdalar Sığsın isterler defnelerim küçücük saksılarına Yetmez dağ başlarının teslimiyeti istenir Ya katlim ya ihanetim Bilmezler bir başka yol olduğunu Yani ben eşkiya her yanı pusu Gözlerindeki dumanlı dağlara sevdam Zülfünde gölgeye sığınmam bundandır O zaman keyif çatarım silah diye Sevdanın doruğuna Buzullar erir nehirler yatak değiştirir Sevdalarını ışıklarında yıkarlar Sonrada yürekleri seslerinde Gürül gürül akarlar Çıplak suretleri dağ başları resmeder O dem iklim değişir hüzün olur Yüreğimden gayrısına sır vermediğim doğrudur Kaçaklık bu Hadi gel Şahrud’um dağlara gövde verelim Göğsüm tahtasının altı ol Yoksa vuracak beni hasretim bir tenhada Yakışır mı bir kaçağa ecel eliyle ölmek!!Gençliğimi kimse bilmezSakallarımdan çocuk kokusuAğzımdan ay ışığı fışkırır benimCeketimi yağmurlara astığımdan beriTehlikeli şiir okurDünyaya sataşırım...