Şiddetin Silaha İhtiyacı Yok, Zihniyet Meselesi

Her gün yeni bir kadın cinayeti, kadına yönelik şiddet haberiyle uyanıyoruz. “Artık yeter!” diye haykırıyoruz ama sesimizi duyan var mı? Sokaklar, evler, iş yerleri gerçekten kadınlar için güvenli mi? “Kadın olmak, hayatta kalma mücadelesi mi demek?”

Bireysel silahlanma kontrolden çıktı. “Silahlanmak özgürlük değil, felakettir.” Parası olan tabancasını beline takıyor, olmayan evdeki bıçakla, sokaktaki sopayla, taşla, yumrukla şiddet uyguluyor. “Şiddetin silaha ihtiyacı yok, zihniyet meselesi bu.” Şiddet, araçlardan bağımsız olarak toplumun her kesimine yayılıyor.

Televizyon dizileri ve filmler, şiddeti adeta övüyor. “Ekranlarda izlediğimiz her sahne, gerçek hayata etki ediyor olabilir mi?”

Reyting ve kazanç uğruna şiddeti özendiren senaryolar yazılıyor, oyuncular bu rolleri sorgulamadan canlandırıyor. “Sanat için soyunur musun, sevişir misin diye sorulacağına, sanat adıyla şiddet içeren dizilerde, filmlerde oynar mısınız, yazar mısınız?” Sanatın amacı toplumu yüceltmek değil miydi? Senaristlere ve oyunculara sesleniyorum: “Reyting uğruna şiddeti normalleştirmek ne kadar normal?”

Medya, üçüncü sayfa haberleriyle bu acıları sıradanlaştırıyor. “Kadına şiddet manşetlerde yer almayı hak etmiyor mu?” Tıklanma uğruna sansasyonel başlıklar atılıyor ama çözüm için kimse adım atmıyor. “Sadece izleyici değiliz, bu hikâyenin bir parçasıyız.” Haber yapmak yetmez, çözüm üretmek için de çaba göstermeliyiz.

Yasal düzenlemeler yeterli mi acaba, ne diyorsunuz? Sizce cezalar caydırıcı mı? “Kravat taktı diye iyi hal indirimi alan katiller aramızda dolaşıyor.” Adalet sistemi bu şekilde devam ederse, daha kaç kadın hayattan kopacak? “Adalet gecikince, adalet olmaktan çıkar.”

Eğitim sistemi çocuklarımıza eşitliği ve saygıyı yeterince anlatıyor mu? “Cehalet, şiddetin en büyük tetikleyicisidir.” Okullarımızda toplumsal cinsiyet eşitliği dersleri neden yok? “Geleceğimiz olan çocukları böyle mi yetiştireceğiz?” Eğitim, toplumun temel taşıdır ve burada yapılacak reformlar geleceğimizi şekillendirecektir.

Aile içi şiddet, en yaygın ama en gizli kalan suçlardan biri.

“Evlerimiz güvenli değilse, neresi güvenli?” Kadınlar korkuyor, susuyor, içine kapanıyor. “Sessizlik, şiddeti besler.” Toplumsal baskı ve korku, mağdurların sesini kısıyor.

Ailesi tarafından ilgi ve sevgi görmeyen bireyler, mutluluğu dışarıda ararken risklerle karşılaşıyor. “Sevgi ve ilgi, en temel ihtiyaçlarımızdan değil mi?” Aile içindeki duygusal eksiklikler, bireyleri savunmasız hale getiriyor. “Toplum olarak aile yapımıza sahip çıkmalıyız.” Kadınlarımızın güçlü ve bilinçli olması için ailelerin desteği şart.

Psikolojik destek mekanizmaları güçlendirilmeli, şiddet eğilimi gösteren bireyler tespit edilip rehabilite edilmeli. “Önleyici tedbirler almadan, sonuçları değiştiremeyiz.” Şiddet uygulayanların çoğu benzer davranışlar gösterebilir. Uzmanları dinlemek, konuyu bilimi de dahil etmek gerekmez mi? “Kısır döngüyü kırmanın yolu, zihniyet dönüşümünden geçer.” Psikolojik destek ve rehabilitasyon, şiddetin köküne inmek için şarttır. “Sorunu kökten çözmek istiyorsak, zihniyetleri değiştirmeliyiz.”

Toplum olarak empati yoksunuyuz. “Başımıza gelmeyince anlamıyoruz.” Ama unutmayalım ki “şiddet bir gün kapımızı çalabilir.” Her birimiz bu sorunun bir parçasıyız ve çözüm için birlik olmalıyız.

“Haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytansa, şiddete karşı susan şeytanın ta kendisi olabilir mi acaba?” İnancımız, vicdanımız bize ne diyor? “Zulme sessiz kalmak, zulmün ortağı olmaktır.” O halde neden susuyoruz?

Geleceğe dair umut var mı? Eğer bugün harekete geçersek, evet var. “Değişim bireyde başlar, topluma yayılır.” Bireysel silahlanmanın önüne geçilmeli, ruhsatsız silah bulunduranlara ağır cezalar verilmeli. “Silahlanma özgürlük değil, ölüm getirir.” Yasal düzenlemeler sıkılaştırılmalı, denetimler artırılmalıdır.

Son sözüm herkese: “Kadına şiddet insanlık suçudur. Bu suça ortak olmayalım.” Artık susmak, görmezden gelmek bir seçenek değil. “Bir toplum, kadına verdiği değer kadar medenidir.” Harekete geçme zamanı geldi de geçiyor bile. Eğer şimdi adım atmazsak, “yarın bir kadın ya da bir canlı için de çok geç olabilir.” Bugün sessiz kalırsak, yarın sesimizi duyuracak kimse de kalmayacak zaten.

 Instagram

X

LinkedIn

Web

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Popüler İçerikler

Real Madrid Taraftarı İsyanda: Ancelotti Arda Güler'i Neden Oynatmıyor?
'Prof. Dr.' Unvanlı Ebubekir Sofuoğlu: "İslam Hassasiyetiyle Yetiştirilseydi Namahrem Katille Tanışmayacaktı"
Yeniden Topun Ucundalar: RTÜK'ün Kızıl Goncalar ve Kızılcık Şerbeti'ne İnceleme Başlattığı İddia Edildi!