Gray, sınıf farklarını ve zenginlerin fakirler üzerindeki hakimiyetini keskin bir şekilde eleştirir. Viktorya döneminin sanayi toplumunun karmaşıklığı ve bilimsel ilerlemelerin getirdiği eşitsizlikler, kapitalist sistemin bireyleri nasıl marjinalize ettiğini gösterir. Roman, bu bağlamda kapitalizmin sert bir eleştirisini yaparken, sosyalist bir bakış açısını da yansıtır.
Alasdair Gray’in Zavallılar romanı, sadece Viktorya dönemi toplumunu eleştirmekle kalmaz, aynı zamanda günümüz dünyasına dair güçlü paralellikler de taşır. Özellikle toplumsal cinsiyet eşitsizliği, sınıfsal adaletsizlikler, bilimsel ve teknolojik ilerlemelerin insan üzerindeki etkileri gibi temalar, bugünün dünyasında da büyük önem taşır.
Romanın şiddetle olan ilişkisi, sadece bireysel şiddetle sınırlı değildir; toplumsal yapılar içindeki şiddeti de açığa çıkarır. Viktorya dönemindeki sınıfsal farklar ve toplumsal eşitsizlikler, günümüzde de varlığını sürdürmektedir. Ekonomik adaletsizlikler, politik yozlaşmalar ve sosyal hiyerarşiler, modern toplumlarda da yapısal şiddetin birer göstergesi olarak kendini göstermektedir. Gray’in eseri, bu yapısal şiddeti görünür kılarak, kapitalist sistemin insanları nasıl sistematik olarak bastırdığına işaret eder. Bugün de sınıfsal uçurumlar, bireylerin hayatlarını kontrol eden ve görünmez bir şiddet sarmalı yaratan unsurlar olarak varlığını sürdürmektedir.
Romanın ana karakteri Bella Baxter, toplumsal cinsiyet rollerine karşı çıkışıyla günümüz feminizmiyle de ilişkilendirilebilir. Bella’nın topluma karşı direnişi, kadınların üzerindeki baskı ve şiddetin farklı biçimlerini temsil eder. Günümüzde de kadına yönelik şiddet, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin en acımasız şekillerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bella’nın yeniden doğuşu ve kimlik mücadelesi, kadınların özgürlük arayışının bir metaforudur. Gray, kadının kendi bedeni ve kimliği üzerindeki kontrol mücadelesini, toplumsal bir eleştiri olarak romana ustalıkla yerleştirir.
Bilim ve teknolojinin insanlar üzerindeki etkisi de romanın önemli bir temasıdır. Viktorya döneminin bilimsel gelişmeleri, ahlaki sınırları zorlayan deneylerle doluyken, günümüzde biyoteknoloji ve dijital gözetim teknolojileri, bireyler üzerindeki kontrolü sağlamada modern araçlar haline gelmiştir. Gray’in bu bilimsel ilerlemelere yönelik eleştirisi, günümüzde teknolojinin bireylerin özel hayatlarını ihlal etmesi ve toplum üzerinde baskı aracı olarak kullanılmasını da düşündürür. Şiddetin bu daha rafine, görünmez biçimi, toplumsal yapılarla iç içe geçmiştir.