Sibirya Dağlarının Eteklerinde Yaşayan Gizemli Şamanist Kabile Çukçi'ler Türk mü?

Modern hayatın getirileri ile unutulmaya yüz tutmuş bazı kültürel ögeleri hep duymuşsunuzdur. 'Çukçi halkı da 21. yüzyılın getirilerinden nasibini alanlardan. Ren geyiği halkı' olarak bilinen ve Rusya'ya bağlı olarak yaşayan Çukçi Kabilesi yüzlerindeki ren geyiği kanı ile yapılmış işaretler ile tanınıyor. Şamanist bir inanca sahip olan kabile ritüelleri, gelenekleri ve geçmişi ile insanları hayran bırakıyor. Onların Türk oldukları düşüncesi ise yaşadıkları bölgede yaygın bir efsane. Çünkü kurt sembolü onlar için önem arz ediyor. Gelin birlikte bu ilginç kabilenin hayatına yakından bir bakalım... 👇

Çukçiler Sibirya'nın en kuzeydoğusunda yaşayan insanlar. Rusya'daki Chukotka adındaki özerk bölgede yaşıyorlar.

Çukçi adı ‘chavchu’ veya ren geyiği isminden türemiş. Onların adını taşıyan bir denizleri var. Çukçi Denizi. Kamçatka Yarımadası'nın yakınlarında görenleri şaşırtan bir hayat sürüyorlar. Kurt ve ren geyiklerinin kutsal görüldüğü bir geleneğe sahipler. Kutsal hayvan ruhlarına inanıyorlar. 

Konuştukları Çukçi dilinde kutsal inanıştan dolayı 'ren geyiği' demenin her türlü yolu var. İsim, hayvanın yaşına, rengine, cinsiyetine bağlı olarak birçok farklı biçimde söyleniyor. Rusça da biliyorlar.

Dini inançları şamanizm. Ruhlar üzerine kurulu bir toplumlar.

İnanışları şamanizmin farklı bir yorumlamasını içeriyor. Çukçi dinine göre, görünmez ruhlar evrenin sahibi. Kehanetler ve fedakarlılar büyük önem arz ediyor.

 Çukçi Şamanizmi, hayvanlar, bitkiler, ağaçlar, çiçekler, nehirler ve doğa gibi her canlının kendine ait bir ruha sahip olduğuna inanıyor. Ritüelleri sırasında Çukçi şamanları transa girer, ruhlarla iletişim kurar, geleceği tahmin eder ve çeşitli büyüler yaparlar. Çukçi şamanizmi, Sovyet hükümetinin din karşıtı politikalarına rağmen sürdürülebilmiş nadir dinlerden. Şaman faaliyetlerinin çoğu evde gerçekleştiğinden, saldıracak dini bir örgüt evi yoktu ve bu nedenle şamanizmin gizlice hayatta kalması nispeten kolaylaştı.

Çok çeşitli hikayeleri olan köklü bir mitolojiye sahipler.

Çukçi mitolojisi, dünyanın, ayın, güneşin ve yıldızların yaratılışıyla ilgili hikayeler içeriyor. hayvanlarla ilgili hikayeler, hastalık ve kötü şans getiren kötü ruhlarla ilgili hikayeler; ve doğaüstü güçlere sahip şamanlarla ilgili hikayeler. Çukçilerin, Koryaklar ve Eskimolar ile aralarındaki eski savaşlar hakkında da birçok efsanesi var.

Bir masallarına göre; tekneleri bozulduğu sırada birkaç şaman okyanusta seyahat ediyor. Teknenin sahibi, deniz yosunu ruhlarının yardımıyla sızıntıyı durdurmayı başarıyor Karaya yaklaştıklarında şaman, deniz yosunu ruhlarına gitmelerini söylüyor. Onlar gittiğinde güçleri yetmiyor ve boğuluyorlar. Böylece ruh inançları ortaya çıkıyor.

Kültürel birçok özellik açısından Türk toplumlarına oldukça benziyorlar.

Çorak ve soğuk hava nedeniyle yaşadıkları bölgede yaşam çok zor. Bu yüzden Çukçi insanları, ister tanıdık ister yabancı olsun, misafirlerine özel ilgi gösteriyor. Misafiperverlikleri ile Türklere oldukça benziyorlar. Bu nedenle Türk olduklarını düşünenler mevcut. Birisi onlardan yemek isterse ya da kalmak isterse asla reddetmezler. Ritüellerinde ren geyiğini kurban ettikten sonra tıpkı günümüzde hala bazı insanların ülkemizde devam ettirdiği gelenek gibi, kurban kanını çocukların yüzüne sürüyorlar. Kurtlar da onlar için ikinci kutsal hayvan. 

Fakat orijinal olarak Türk asıllı olup olmadıklarına dair geçerli bir kaynak yok. Bu sadece bir efsane.

Yeni yılı kış gün dönümünde, 21 Aralık'ta kutluyorlar. O gün ortaya çıkan Pegytti yıldızının yükselişi onlar için yeni yılın başlangıcını simgeliyor.

Geleneksel olarak Pegytti tatili yakılan bir ateşle kutlanıyor. Her ailenin kendi ateş tahtası var. Ateş bilinen bazı Türk toplumlarında da önmli rol oynar. 

Tahtadan ateş çıkmadığı takdirde aileye talihsizlik gelir. Kurban ateşinin etrafında dans edip ilahiler söyler ve dualarında herkese nezaket ve ışık dilerler. Ayrıca küçük deri bardakları pastırma ve yağla doldurarak kötü ruhların iyiliğe döndürmeye çalışırlar. Pegytti yıldızı olumlu duygularla karşılanmalıdır böylece o yıl iyi şanslar getirecektir.

Herkes uzun çizmeler ve deri iç çamaşırları giyiyor.

Çukçi kadınları geleneksel olarak tilki kürkü ile süslenmiş ren geyiğinden yapılmış diz boyu bir tulum giyerler. Düğün törenlerinde boncuklar, nakışlar ve kürk süslemelerle güzelce dekore edilmiş açık kahverengi derilerden cübbe benzeri elbiseler giyerler. Erkekler benzer malzemelerden yapılmış bol gömlekler ve pantolonlar giyerler. 

Çocuk kıyafetlerinde bebek bezi görevi gören yosunların kolayca değiştirilebilmesi için bacakları arasında bir kapak var. Günümüzde bizim gibi normal kıyafetler de giyiyorlar.

Koni şeklinde veya yuvarlak bir ren geyiği postu çadırı olan "yaranga" adı verilen çadır tarzı evlerde kalıyorlar.

İçinde birkaç kişi için yeterince büyük olan ve kürkten yapılmış kutu şeklinde bir iç uyku odası var. Bazı Çukçiler hala yarangas'ta yaşıyor, ancak yaygın olarak tek katlı ahşap evler ve eski Sovyetler Birliği tarzı beton apartmanlarda yaşıyorlar.

Ren geyiği kızakları gibi geleneksel ulaşım yöntemleri hala hayatta olsa da, modern Çukçiler kar aracıyla seyahat ediyorlar.

Ren Geyi kanı çorbası içiyorlar.

Ren geyiği, haşlanmış geyik eti, ren geyiği kanı çorbası ve ren geyiği beyini ile kemik iliği gibi yiyecekleri var. Geleneksel bir yemek olan rilkeil, kesilen bir ren geyiğinin midesi, kan, yağ ve haşlanmış ren geyiği bağırsağı parçalarıyla karıştırılmış yosundan yapılıyor.

Husky kurt köpekleri dünyaca ünlü olmadan önce sadece onlar arafından biliniyordu ve evcilleştirilmişti.

Çukçi halkı ve Sibirya Husky köpeği birlikte karşılıklı ihtiyaçtan doğan ve karşılıklı saygıyla beslenen özel bir ilişkiye sahip. Birlikte, dış dünya bu muhteşem köpeği keşfetmeden önce tundrada zorlu hava şartlarında yüzyıllar boyunca yaşadılar. Günümüz Sibirya Kurdu aslında Çukçi kızak köpeği idi ve onu bu kadar değerli yapan niteliklerin çoğunu hala koruyor.

"Ren geyiği halkı” imajı, hala Çukçi zihniyetinin baskın bir parçası.

Şu anda devlet çiftlikleri tarafından tekelleştirilen ren geyiği sürülerinin özelleştirilmesinden dolayı sıkıntı yaşıyorlar. Ren geyiği için yeni mülkiyet sistemi kuruldukça hem gelir elde ettikleri yerler hem de aile düzenlerinin bozulması açısından tehdit unsuru oluşturuyor. 

Yerli geleneğe dayanan yaşlı insanlar saygın olsa da genç nesiller artık daha rahat bir köy yaşamına bağlı. Sovyet yatılı okullarında yetişen, gerçek ren geyiği çobanlarının deneyiminden ve dayanıklılığından yoksunlar. Çukçi kültürünün ve dilinin hayatta kalması, mevcut yüzlerce köy sakininin eski yaşam tarzını kaybetmemesine bağlı. 

Peki sizce Çukçi'ler Türk mü?

Bu içerikler de ilginizi çekebilir:

Bedeniyle Değil Ruhuyla Cinsel İlişkiye Giriyor! Bakirelere Tapılan Akıl Dışı Gelenek: Kumari Davi
Erkek Egemenliğe Kafa Tutarak İsimlerini Altın Harflerle Tarihe Yazdırmayı Başarabilmiş 10 Kadın Ressam
Sadece Nehirde Yaşıyorlar! Kendilerine 'Suyun Efendileri' Adını Veren Mohana Kabilesinin Tuhaf Hayatı

Popüler İçerikler

ATM’lerde 200 TL Krizi: Fatih Altaylı’dan 5 Bin Liralık Banknot Önerisi
"Bir Evim Varsa Onun Sayesinde": Hakan Meriçliler'den Vural Çelik Tartışmasında Gülse Birsel'e Büyük Destek!
Askerlerine Cinsel Saldırıda Bulunan Komutana 38 Yıl 70 Ay Hapis Cezası Verildi
YORUMLAR
Pasif Kullanıcı
19.03.2023

Türklerin doğuş yeri Sibirya dır , Orta Asya ya indikleri vakit ise tarih sahnesine çıkmışlardır. Bu çukçi kabilesi de Türk kökenli olabilir

19.03.2023

Şu bebenin tatlılığıı nedir yahuuuu

19.03.2023

Çukçiler içinde türktür derler var mı öle bişey kenan abi yok olm topla topla hahahahaha

20.03.2023

bir apaçi ağlıyor gözleri yaşlı yalnız bir kovboydu dağları aştı...hahahahaa

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ