Kendinizi suç dünyasının gizemine ve bilinmeyenin cazibesine kaptırmaya ne dersiniz? Kulağınıza hoş geliyorsa polisiye dizileri tam sizlik demektir! Ters köşe sahneleriyle heyecanı sürekli zirvede tutan polisiye dizilerine bir kere başladınız mı bu yapımların bağımlısı olacağınıza eminiz. İşte; yeni bir türü keşfetmek isteyenlere, polisiyeye doyamayanlara ve ekran karşısında geçirdikleri sürenin keyfini artırmak isteyenlere en güzel polisiye dizileri!
The Valhalla Murders, İzlanda yapımı dizilerden biri. Atmosferine İzlanda'nın etkileyici ambiyansını da dahil eden dizi, Reykjavik Liman'ında işlenen bir cinayet ile başlıyor. Olayı çözmek için Oslo'dan İzlanda'ya gönderilen Arnar, polis Kata ile iş birliği yapıyor. İkili, cinayeti aydınlatmak için mesai harcadıkça aradıklarının bir seri katil olduğunu keşfediyor.
Yine Kuzey'den bir yapım olan Deadwind, Finlandiya imzası taşıyor. Kısa zaman önce eşini kaybeden Sofia Karppi, bir süre mesleğine ara vererek iki çocuğu ile ilgilenmeye başlıyor ancak bir inşaat alanında işlenen gizemli cinayet, Sofia Karppi'yi görevine geri çağırıyor. Cinayeti araştırmaya başlayan Karppi, çaylak dedektif Sakari ile çalışıyor.
Breaking Bad ile yıldızı parlayan Bryan Cranston, dizide başrol olarak yer alıyor ve adalete kayıtsız şartsız inanan bir yargıca hayat veriyor. Bryan Cranston'un canlandırdığı Michael Desiato'yu zor bir karar bekliyor. Oğlu suça bulaşan karakter, hayatı boyunca inandığı adalet ve oğlu arasında bir seçim yapmak durumunda kalıyor. Karakterin oğlunu mu yoksa adaleti mi seçeceğini beklerken o üçüncü bir yol arayışına giriyor. Bu noktadan sonra oğlunu kurtarmak isteyen bir babanın, adalet terazisini de dengede tutma macerasını izliyoruz.
Dizi, dünyanın her köşesinde FBI ve polis tarafından kırmızı bülten ile aranan Raymond Reddington'ın teslim olmasıyla başlıyor ancak bu adım, artık kaçış yolu olmadığını anlayan adamın planının bir parçası! Reddington, FBI'a iş birliği yapmayı teklif ediyor ve onlara azılı suçluları yakalamak için yardım edeceğini söylüyor. Bunu yapmak içinse iki şart sunuyor: İş birliğinin sonunda serbest kalacak ve ekibe Elizabeth Keen dahil olacak.
Simon Baker ile efsaneleşen Patrick Jane karakterinin etrafında büyüyen The Mentalist, 7 sezon boyunca ekrandaki yerini aldı. İlk bakışta ukala ve egoist biri olarak görünen Patrick Jane, aslında mükemmel bir hafızaya ve akılcı çözümler üretme yeteneğine sahip. Karakter, bu yönleriyle kendinden pek de haz etmeyen Kaliforniya Araştırma Bürosu'nun tüm işlerini kolaylaştırır.
Uzun yıllar boyu ekranda kalmayı başararak bir klasik hâline dönüşen Criminal Minds'ın hikâyesinin merkezinde kendilerine özgü yöntemleri bulunan bir dedektif ekibi yer alıyor. Suçluların yaşam alanlarını ve düşünce tarzlarını çözerek hareket eden ekip, kısa süre içinde her suçluyu yakalıyor. Öyle ki alışılmışın dışındaki yöntemleri ile gizem dolu dosyaları dahi aydınlatmayı başarıyor.
Luther, gizemli yönüyle olduğu kadar aksiyon ve macera dolu sahneleriyle de izleyenleri ekranları başına kilitleyen yapımlardan biri. Dizinin başrolündeki John Luther, her ne kadar dedektiflik konusunda üstün yeteneklere sahip olsa da her zaman başına buyruk hareket eder. Öyle ki zaman zaman sınırları aşarak şiddete dahi başvurur. Karakterin bu yönleri sık sık başının belaya girmesine ve kendini içinden çıkılması zor durumlarda bulmasına neden olur.
Küçük bir kasabada çocuk cinayetinin işlenmesi, bu sıradan yerleşim yerinde yaşayanları derinden etkiler. Kasaba halkı böylesi bir olayın tekrar etmemesi için kendince önlem almaya çalışır ve güvenliği tahsis etmeye başlar. Olayı çözmek için de dedektif Alec Hardy ve yardımcısı Ellie Miller görevlendirilir ancak ikilinin işleri tahmin ettiklerinden daha zor olur.
American Crime Story, gerçek hikayelere dayanan bir yapım. Dizinin etkileyici atmosferinin yanı sıra gerçek hikayelere dayanması da bu denli rağbet görmesinde pay sahibi. Yapım, ilk sezonunda 90'lı yıllardaki O.J. Simpson davasını konu ediniyor. Üstelik birinci sezonda dizide John Travolta da rol alıyor. Dizinin ikinci sezonunda Gianni Versace cinayeti, üçüncü sezonunda ise Clinton-Lewinsky skandalı anlatılıyor.
Edebiyattan ve sinema dünyasından fazlasıyla aşina olduğumuz Hannibal Lecter karakteri bu kez de dizi olarak karşımıza çıkıyor. Red Dragon'u merkezine taşıyan Hannibal dizisinde FBI ajanı Will Graham ve Hannibal Lecter birlikte hareket ederek olayları çözmeye çalışıyor.
Mind Hunter: Inside FBI's Elite Serial Crime Unit kitabından uyarlanan dizinin yapımcıları arasında David Fincher ve Charlize Theron yer alıyor. Profil çıkarmayı ve kriminal psikoloji ele yapım, iki FBI ajanının etrafında gelişiyor. 1979 yılında geçen dizinin kadrajında ise suçlular ve bu suçluların soruşturmaları bulunuyor. Başrollerinde Jonathan Groff ve Holt McCallany'nin yer aldığı diziyi David Fincher hayranlarının keyifle izleyeceğini şimdiden belirtelim.
Sadece polisiye diziler kategorisinde değil, gelmiş geçmiş en iyi yabancı diziler arasında unutulmaz bir yeri olan Dexter; baş karakteri ile ikonikleşmiş bir yapım. Bu başarısını yıllarca sürdüren Dexter, Miami'de yaşayan bir adli tıp uzmanını konu alıyor. Adaletin sarsılan terazisini kendi yöntemleri ile düzeltmeye karar veren Dexter, kendini seri cinayetler içinde buluyor. Merak uyandıran ve gizem dolu bir atmosfere sahip olan Dexter'da bölümler ilerledikçe baş karakter ile bağ kuruyor, onun geçmişe doğru uzanan trajik hikâyesine de tanıklık ediyoruz.
BBC'ye göre geçen yılın en çok reyting alan polisiye dizisi olan Line of Duty, polis teşkilatında yer alan kanunsuzlukları ve yolsuzlukları işliyor. Line of Duty'de başarılı dedektif Kate Fleming'in bir polis memurunun bulaştığı yolsuzluk davasını her türlü baskıya rağmen kapatmaması anlatılıyor.
İkonik karakteri Thomas Shelby ile popülerleşen Peaky Blinders, bir suç - polisiye yapımı olduğu kadar aynı zamanda dönem dizisi. İngiltere'de bir bahis çetesinin önderi konumunda olan Shelby, gözünü daima yükseklere dikiyor. Kayıp bir silah sandığı ile yükselişe geçen çete lideri, İngiltere'nin altını üstüne getirirken kendisini ve ailesini de suç serüveninin içine atıyor.
İzleyenlerin hiçbir sahneyi kaçırmamak için gözünü bile kırpmadığı dizi, sinemaseverlerin bir Coen kardeşler efsanesi olarak bildiği Fargo isimli filmden uyarlanıyor. Kiralık katil Lorne Malvo bir kaza geçiriyor ve hastaneye kaldırılıyor. Kiralık katilin kaza geçirmesiyle ise olaylar gelişmeye başlıyor. Lorne Malvo'nun hastanede tanıştığı Lester Nygaard ilk başta sıradan bir profil olarak görünse de Malvo'dan etkilenmesinin ardından karısını öldürüyor. Bu cinayetten sonra ikili beraber çalışmaya başlıyor.
Eh, polisiye dizilerinden bahsetmişken Sherlock'tan söz etmemek olmazdı tabii ki! Sir Arthur Conan Doyle'un zamana meydan okuyan karakteri Sherlock Holmes, sayısız kez beyaz perdeye ve ekranlara taşındı. Sherlock dizisi ise kuşkusuz bu yapımlar arasında en akılda kalanlardan ve etkileyici olanlardan biri. Sherlock Holmes karakterini günümüze taşıyan bu yapım, karakterin sıra dışı doğasından ödün vermiyor. Sherlock, kendine has yöntemleriyle davaları çözmeye ve suçluları yakalamaya devam ediyor.
7 ve 8 harika
Sherlock çok güzeldi.Digerlerini de bazılarını duymuştum.Ozellikle Criminal Minds i merak ettim.Hosuma giderse izlerim.