Yağmuru sevdiğini söylüyorsun ama yağmur yağınca şemsiyeni açıyorsun, güneşi sevdiğini söylüyorsun ama güneş açınca gölgeye kaçıyorsun, rüzgarı sevdiğini söylüyorsun rüzgar çıkınca pencereni örtüyorsun. İşte bundan korkuyorum çünkü beni de sevdiğini söylüyorsun...
der William Shakespeare, ne de güzel der. Edebiyat tarihinin belki de gelmiş geçmiş en büyük yazarıdır, düşünürüdür,
belki de en zekisidir, zekasını en etkili biçimde kullananıdır...
Shakespeare'in sadece edebi açıdan değil, ticari açıdan da ne kadar başarılı olduğu vedönemin İngiliz tiyatrosundaki (16.-17. yy) ilginçlikleri ile alakalı, Ekşi Sözlük yazarlarından kafkasque, öyle güzel bir yazı yazmıştır ki, Shakespeare'e olan hayranlığı kat be kat artırır...
Not: Bu yazı, yazarının izniyle yayımlanmaktadır.
Şahsen ailece sinemaya gittiğimizde içecek ve mısırımızı dışarıdan alıp çantaya koyuyoruz. Gizlice içeri sokuyoruz. ( Klasik Türk zekası ) Bunun sebebi anlamsız fiyatlar. O yüzden bu iş Türkiye de yürümez . Türk ün zekası her zaman bütün milletlerden bir adım öndedir. ..
fakirler önde ayakta izlerken arkada oturanlar ilk tiyatro/sinema mağdur izleyicisi herhalde. sahneyi göremiyorlar ya. öndeki fakirler sahnede artık ne oynuyorsa salyaları akıtıp yerleri ıslatıyor ve oyuncu kayıp düşer. tabi sahne yüksekliğine gelene kadar seyirciler salyada boğuluyorlar. zor bir ölüm. :/ mantık çerçevesinden bakmayınca bayağı güzel bir yazı aslında. siz benim gibi yapmayın.
Toprakçıların salyaları akıyordu, ortalık salya gölüne dönüyordu. Şekspir düşüp bacağını kırıyordu. Ama olsundu zengin oluyordu. Bu ne amk! Ne saçma sapan bi şey ya?