Leontes Sicilya kralıdır. Çocukluktan arkadaşı komşu kralı sarayına misafirliğe çağırıyor. Misafirlik 9 ay sürünce, komşu kral 'E yeter lan eve gideyim artık.' diyor. Leontes 'Ya olur mu, az daha kal.' diyor.
Kocasına kıyamayan Leontes'in minnoş karısı da ısrar edince adamcağız az daha kalayım, diyor. Çapsız Leontes de adam kendisini değil de karısını dinleyince 'Ooo beni değil karımı dinledi, kesin ilişkileri var ' deyip adamcağızı zehirletmeye çalışıyor. Fakat gönderdiği yaveri komşu kralı zehirlemek yerine, onunla birlikte diğer krallığa kaçıyor. SGK'sı düşük yatıyordu herhalde.
Hırsını alamayan Leontes düdüğü karısının karnındaki çocuğun da kendisinden olduğuna inanmayıp, karısını hapse attırıyor. Büyük oğlu annesinin hasretine dayanamayıp üzüntüden nalları dikiyor.Karısı doğurunca da doğan kızı, hizmetkarına verip uzaklara bıraktırıyor. Karısı da üzüntüden güya ölünce 'Ya sanırım ben biraz abarttım' deyip vicdan azabı çekmeye başlıyor.
Bir çoban tarafından bulunan kızı da büyüyüp, ne hikmetse gidip komşu kralın oğluyla aşk yaşıyor. Komşu kral da son derece mal olduğundan 'Ben oğlumu çoban kızına vermem.' deyip bu evliliğe karşı çıkıyor. Gençler kaçıp Leontes'e sığınıyor. Çoban kızının Leontes'in kızı olduğu anlaşılıyor. Herkes barışıyor. Öldü sanılan kraliçe de ortaya çıkıp 'Ay ben ölmedim kocacığım buradayım' deyip kocasına sarılıyor. Senin oğlun öldü bu adam yüzünden be kadın! Sheakspeare ilk defa herkesi gebertmediği için üzüyor.
Shakespeare denen dallamanin onemi konularin iyi olmasi degil zaten. O tarihe kadar adam gibi grameri olmayan, ortacagda Frankofonlar tarafindan isgal edilip icine zicilan kelime guruhuna kurallar atayip ingilizce denen dili icat etmesinden kaynaklaniyor. :D
Shakespeare diyince bi halt sanıyoduk bizde :)))
Kral Lear'ı okuduktan sonra ben de hikayeyi Samanyolu TV Sır Kapısı programı hikayelerine benzetmiştim. Bir daha da Shakespeare okumadım. Kendisi İngiltere'nin varlıklı ailelerinden birinin çocuğudur kısıtlı bir yetenek ve göz boyayıcı tarzı dolayısıyla abartılıyor.