Bedeninizden gelen sinyallere kulak vererek, ihtiyacınıza yönelik beslenme şekline sezgisel beslenme denilmektedir. Hissederek hareket etmek, vücudunuzu tanımak ve en önemlisi zorunlulukların ortadan kalktığı bu beslenme şekli, kişinin kendine ve bedenine duyduğu saygının önemini arttırıyor. Normal bir beslenme alışkanlığı kazanmak istiyorsanız, sezgisel beslenmeye dair öğrenmeniz gereken 10 temel prensip için buyurun içeriğimize! 👇
Etkili olarak sunulsa da başarısızlıkla sonuçlanan farklı kilo verme yöntemleri, kişinin sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir. Özellikle yağ yakımı, kalori hesabı gibi kişiyi belirli kalıplar içine koymaya çalışan yaşam şekli, özgüven kaybına neden olmaktadır. Yıllar boyunca denenen ama işe yaramayan ve çokça hayal kırıklığı yaşatan diyetleri hayatınızdan çıkarma vakti! Normal bir beslenme şeklini şimdi benimsemek için sezgisel beslenmeye dair öğrenmeniz gerekenler var.
Sezgisel beslenme yani sezgilerinizi dinleyerek yemek yediğiniz yaşam şekli, ilk prensip olarak diyet fikrini unutmanızı talep eder. Normal bir beslenme şekline uyum sağlamak için, vücudunuzun size göndereceği sinyalleri dinlemeniz gerekiyor. Öncelikle diyeti aklınızdan çıkarın. Sonraysa vücudunuzdan gelen sinyallere kulak verin! Normal bir beslenme şekli için, acıktıkça yemek yemeyi deneyin.
Güç içinde enerji kaybeden vücudunuz, açlık hissi ile ihtiyacı olan besinleri almak için sinyaller gönderir. Bu sinyalleri es geçerek ya da duymazdan gelerek, bir sonraki öğününüzü daha fazla yemek yiyerek geçirebilirsiniz. Sezgisel beslenmenin ikinci prensibi, açlığınızı dinlemek ve ona saygı duymaktan geçiyor. Bu nedenle vücudunuzdan gelen sinyallere kulak kabartmanız oldukça önemli. İhtiyacınız kadar ve ihtiyacınız anında beslenmeniz, hem daha az yemenize yardımcı olacak hem de açlığınıza duyduğunuz saygıyı arttıracaktır.
Sezgisel beslenmenin üçüncü temek prensibi, gıdalara karşı yanlış etiketler koymamaktan geçiyor. Sezgilerinizle beslenmeye başladığınızda tüm besinlerin aynı olduğu fikrini kabul etmelisiniz. Kötü ya da yanlış olarak kategorilere yerleştirdiğiniz besinler, beyninizde o besinlere karşı bir çekim gücü oluşturur. Yasak olanın tatlı görüneceği bu aşamanın yaşanmaması adına, arzularınıza kulak vermeniz gerekiyor. Hiçbir gıdanın düşmanınız olmadığını kabul ederek başlamanız gereken bu adımda, vücudunuza istediği besinleri yeme özgürlüğüne izin verin. Tüm yiyeceklerle barıştığınızda vücudunuzun vereceği olumlu tepkilere çok şaşıracaksınız.
Bir önceki prensipte bahsettiğimiz yiyecekleri sınıflandırmama aşaması, dördüncü prensipte de oldukça önemli. Yıllarca bazı besinlerin tüketilmemesi gerektiğini ve tüketildiği takdirde geri dönüşünün oldukça zor olduğunu dinlediniz. Fakat sezgisel beslenmeyle hayatınızı devam etmeyi düşünüyorsanız, tüm bu tabuları yıkmanız gerekiyor! Diyeti çağrıştıran tabuları hemen unutmaya başlayın. Bu aşamanın alışkanlıklara ters olduğunu ve biraz zorlayıcı olduğunun farkındayız. Ama şunu unutmamalısınız ki, beslenme alışkanlığınız kimsenin beğenisini kazanmak zorunda değil! Hiçbir hesaplama, hiçbir alışkanlık beslenme ihtiyacınızı şekillendirmemeli. Dikkat etmeniz gereken tek noktanın vücudunuzun isteyip istemediğine odaklanmak olduğunu unutmayın!
Genellikle doymadan masadan kalkmanız önerilir ya da diyet zamanlarında tokluk hissinin yaşanmaması gerektiği savunulur. Tüm bu görüşler tabii ki sezgisel beslenme prensiplerinde yer almıyor. Öncelikle sezgisel beslenmenin, vücudunuzu dinlemek olduğunu unutmayın! Sezgisel beslenme prensiplerini hayatınıza almaya başladığınızda, tokluk hissini duyumsamak için kendinizi zorlamanıza gerek yok. Kısa bir süre boyunca vücudunuz özgürce yemek yemeye alışmaya çalışacak. Bu alışma süreci boyunca vücudunuz biraz fazla yemek yemek isteyebilir, korkmayın. Bırakın vücudunuz yeni beslenme şekline alışsın. Çok geçmeden vücudunuzun bu sürece kolayca adapte olduğunu anlayacak ve kontrollü bir yemek yeme alışkanlığı kazanmış olacaksınız.
Sezgisel beslenme ile özgür bir beslenme biçimini benimsemiş olsanız dahi tatmin duygunuzu es geçmemeniz gerekiyor. Doymak ve tatmin olmanın farklı iki kavram olduğunu unutmayın. Her ne kadar özgür bir şekilde yemek yemeye başlasanız da sizi mutlu edecek yiyeceklere de fırsat vermeniz gerek. Sezgisel beslenmenin altınca prensibi, sizi tam anlamıyla tatmin ve mutlu edecek yiyecekleri hayatınızdan çıkarmamanız yönündedir. Bu nedenle hiçbir gıdayı kendinize yasaklamamanız gerek. 'Yememem gerek' düşüncesiyle kendinize yasakladığınız gıdalar, vücudunuzun onu aramaya koyulmasına yönlendirir. Bırakın vücudunuz tatmin duygusunu yaşasın. Bırakın şimdiye kadar yasakladığınız, sizi mutlu edecek besinleri özgürce tüketsin.
Duygusal boşluklarınızda yemek yemeye yönelmeniz çok doğal. Bu neredeyse herkes tarafından yapılan bir beslenme hatası. Sezgisel beslenme her ne kadar vücudunuzdan gelen sinyallere odaklanmanızı önerse de, duygusal boşluklarınızı yemek yiyerek doldurmamanızı önermektedir. Bu nedenle duygusal anlarınızda yemek yemek yerine farklı aktivitelerle, yeme isteğinizi bastırmanız öneriliyor. Özellikle duygusal anlarınızda problemlerinizi çözmeye odaklanabilir ya da hobinize yönelebilirsiniz. Bu dönem yoga ve meditasyon yapmak ruhunuza iyi gelebilir. Sezgisel beslenmenin istediğiniz her an yemek yemek olmadığını anlamalı, vücudunuzdan gelen açlık hissine kulak vermeniz gerektiğini unutmamalısınız.
Sezgisel beslenme prensiplerinden belki de en önemlisi, bedenine saygı duymaktan geçiyor. Kendi bedeninize karşı eleştirel ve yargılayıcı bir tutuma sahipseniz, acilen kendinize karşı şefkatli olmayı denemeniz gerekiyor. Özellikle sosyal medyanın yan etkilerinden biri olan kıyaslama, bireyin kendini sık sık eleştirmesine ve yargılamasına neden oluyor. Bedeninizin size özel olduğunu unutmamalı ve saygı duymalısınız. Kendinizi kimse ile kıyaslamayarak, bedeninize minnet duymayı alışkanlık haline getirmelisiniz. Sezgisel beslenmenin sekizinci prensibi olan öz saygıyı tüm benliğinizle hissetmeniz oldukça önemli ve değerli! 💜
Dayatılan diyet algısı kadar spor algısını da vücudunuza göre şekillendirmeniz sezgisel beslenmenin önemli prensipleri arasında yer almaktadır. Zoraki yaptığınız spor rutinlerinizi bir kenara bırakarak, bedeninizi dinleyebilirsiniz. Kendinizi serbest bırakın. Hareket edin. İzleyin. Bakın vücudunuzun neye ihtiyacı var. Zoraki uygulamaları bir kenara koyun ve daha önce denemediğiniz yepyeni bir egzersiz planı oluşturun. Ne kolay ne de pratik, sadece vücudunuzun ihtiyacı olan bir egzersiz planıyla bedeninize ihtiyacı olandan fazlasını kolaylıkla verebilirsiniz. Aktif olmanın bedeninize yararlarını çok geçmeden fark edebilir, sağlıklı bir bedene kavuşabilirsiniz.
Mükemmel olma algılarını yıkın ve kendinize iyi davranın. Sezgisel beslenmenin son prensibi kendinize, düşüncelerinize, bedeninize iyi davranmanızdır. Katı kuralları unutun. Herkesin bedeni kendine özgü ve güzeldir. Kendi bedeninizi tanıyın ve ihtiyaçlarını kulak verin. Bu aşamada sağlıklı besinler tüketmeyi de ihmal etmeyin. İhtiyaçlarınıza kulak verirken, arada kaçamak yapabileceğinizi de unutmayın. Tutarlı olun ve beslenme alışkanlığınızın yoluna girmesi için zaman tanıyın. Sezgisel beslenme ile hayatı kaçırmak yerine keyfini çıkaracağınızı unutmayın! 🥰
Siz sezgisel beslenme hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlarda belirtmeyi unutmayın.
e bu sağlıklı yaşam da sağlıklı bir ruhum ve bedenim kaldı mı bi sorun