Her anne adayı doğumun yaklaşması ile birlikte nasıl bir doğum şekli ile karşılaşacağı konusu üzerinde durur. Doğal yani normal doğum şekli ile bebeğini dünyaya getirmek genelde istenen bir doğum şekli olsa da anne adayları için asıl en önemli konu sağlıklı bir bebek dünyaya getirebilmektir. Bu açıdan anne bebek sağlığı göz önünde bulundurularak riski en az doğum şekline karar vermek en ideal olanıdır. Sezaryen doğum kararı bazen rutin kontroller sırasında ya da doğum esnasında acil olarak alınabilir.
Sezaryen doğum rahim ameliyatı geçiren annelere ya da kan yolu ile bulaş riski olan hastalıkların varlığında tercih edilen bir yöntemdir. Sezaryen doğumun diğer sebepleri şunlardır;
İri Bebek: Anne karnındaki bebeğin 4000 gram üzerinde olması durumunda sezaryen doğum şekli tercih edilmektedir. Bebeğin iri olması haznede yırtık, omuz takılması gibi sorunlara neden olabileceği gibi vakum gerektirebilir.
Bebeğin Ters veya Yan Durması: Gebelik esnasında fetüs genellikle makat pozisyonunda ya da yan bir şekilde durur ve sıklıkla yer değiştirirler. Ancak 36. Gebelik haftası itibarı ile yer darlığından dolayı bebeğin pozisyon değiştirmesi güçleşir. Bu nokta da bebek ters pozisyonda veya rahimde yan doğma sürecine girebilir. Ayakları doğum kanalına yerleşen bebekler sezaryen yöntemi ile doğarlar.
Kordon Sarkması: Bazen farklı nedenlerden dolayı göbek kordonu rahim ağzından vajinaya sarkabilir. Böyle bir acil durumda yine gerçekleşecek olan doğum sezaryen doğum şeklidir.
Bebeğin Kalp Atımları: Bebeğin gebelik ya da doğum esnasında oksijensiz kalması ile kalp ritimlerinde bozukluk meydana gelebilir. Tanısında NST yani bebeğin kalp atışlarının izlendiği yöntem kullanılır.
Önceki Sezaryen Doğumlar: İlk ya da sonraki gebeliğini sezaryen ile dünyaya getiren annelerin doğumu için tekrar sezaryen doğum kararı alınır. Bazen normal doğum da tercih edilebilir. Bunun için gebeliğin şartları ve doktorun yaklaşımı dikkate alınır.