Kitabın her bir sayfası renkli illüstrasyonlar, zarif bordürler ve stilize harflerle süslenmiştir ancak kitabın en şaşırtıcı yanı, onun tek bir katip tarafından yazıldığının düşünülmesidir. Uzmanlar, bu devasa eserin tamamlanması için beş yıl sürekli yazılması gerektiğini belirtiyor. Kitaptaki yazı stilinde ya da kalitede baştan sona hiçbir değişiklik görülmemektedir.
Ölüm cezasına çarptırılan bu keşiş, manastırın duvarlarına diri diri gömülmek üzereyken tek bir gecede tüm bilgileri içeren bir kitap yazarak hayatını kurtarmayı teklif eder ve işte bu eser, efsaneye göre şeytanla bir anlaşma yaparak bir gecede tamamlanır. Bu efsane, kitapta yer alan 'Hermanus Inclusus' imzasıyla desteklenir. 'Inclusus', Latince'de 'izole edilmiş' anlamına gelir.
Bu bölüm, cennet tasvirinden hemen önce bulunmaktadır. Beş sayfa süren bu itiraflar kısmında keşiş, günahlarının affedilmesi için yoğun bir şekilde yalvarmakta ve işlediği her günahı detaylı bir biçimde aktarmaktadır.
Üzerinde sadece bir ermin peştamal görülmektedir. Erminin genellikle kraliyet mensupları tarafından giyildiğini düşündüğümüzde bu detay şeytanın, karanlığın prensi olarak görüldüğü yorumuna yol açmaktadır. Bu özel portre nedeniyle Codex Gigas, 'Şeytan'ın İncili' olarak da anılmaktadır.
Cennet, iki büyük kule arasında beyaz binaların sırasıyla gösterildiği bir sayfada yer alır ancak bu cennet tasvirinde, yaşamın herhangi bir işaretine rastlanmamaktadır.
1477 yılında mali sıkıntılar nedeniyle kitabın kökeni olarak bilinen Bohemya'daki bir Benedikten Manastırı bu değerli eseri satmak zorunda kaldı. Kitap, daha sonra Bevnov'daki Benedikten Manastırı’na geçti ve 1593'te Kutsal Roma İmparatoru II. Rudolf'a ödünç verildi. İmparator, el yazmasına o kadar bağlandı ki onu geri vermedi. Zamanla imparatorun bu saplantısı paranoya seviyesine ulaştı. Kısa süre sonra, İsveç ordusu Otuz Yıl Savaşları sırasında bu değerli el yazmasını ele geçirdi.
Yangın esnasında alevlerin kraliyet kütüphanesine ulaşmasından sadece birkaç dakika önce baş kütüphaneci, kıymetli eserlerin kurtarılması için ekibine talimat verdi. Kurtarma sürecinde ekip, değerli kitapları pencerelerden aşağı atarak alevlerden korumaya çalıştı. 75 kilo ağırlığındaki Codex Gigas'ın on sayfasının havada uçarken ciltten ayrıldığına ve kaybolduğuna dair halk arasında inançlar doğdu.