Evlilik, beraberlik, partnerlik, sevgililik adına ne derseniz deyin. İlişkilenmelerdeki yabancılaşma artık kaçınılmaz. Çünkü dijital çağ, bağ kurma metotlarımızı güncelledi. Merhaba dijital göçmenler.
Bilmediğimiz bir çağda, bildiğimiz gibi olmayan ilişkilenme modellerinin yabancısıyız. Eş, partner olmak eskisi gibi sevgiyle yetinmiyor. Kadın veya erkek, sevilmekle, sevmekle başlayan bu ayrıcalıklı fark edilmeye ömrünü vermekten yana değil.
Evlilikler çabuk eskiyor. Daha düğün fotoğraflarına Bulut’ta alan açmadan, eşinizle ilgili hayalleriniz bulut olup yükseliyor, kayboluyor. Çünkü çoğumuz hayalleriyle ilişkide kalmayı, seçtiği kişiyle ilişkide kalmaya yeğliyor. Beni benden çok sevecekti hani sorusu, beni benim beklentilerimi benden çok sevecekti hani, sorusuyla yer değiştiriyor. Mesela, aklımı okusun ve neyi sevip neyi sevmediğimi anlasın isterken, bir an da akıl okuma nedeniyle konuşamayan çiftlere dönüşüyoruz.
Onsuz yapamayan(!) kimi gördüysem, onsuz olma hayali kurup duruyor.
Az ötede oynasın isteyenler az mı? Sap tatillerine teveccüh arta dursun, evli olmak çoğu zaman sap gibi kalmaya tahammül etmektir(!).
Mali dertler, okullar, çocuklar derken sevgi şarkıları yerini özgürlük şarkılarına bırakıyor; hani sevgi yetecekti? İki kişilik hayatımıza tek kişilik kararlar hükmetmeye başladığında evli olduğumu ve birini sevmenin insanın başına çok şey açtığını hiç düşünmediğimi fark ettim, diyen danışanım geldi aklıma.