Birbirimizi onaylayamadığımız ilişkide ne işimiz var? Madem yan yana kalabiliyor, hayatı birlikte karşılayıp ağırlayabiliyoruz, o hâlde bu neden sürdürülebilir olmasın? Bunun kolay olmadığını biliyorum ama imkânsız olmadığını şimdi beraber öğreneceğiz.
Bir ilişkiye başlarken çoğu zaman bu ilişkiyle beraber tazelenmeyi, toparlanmayı umarız. Hiç kimse yara almak, dağılıp ufalanmak için orada değildir.
Çift terapilerinde biraz yakından bakma fırsatı bulduğum ilişki modellerinden derlediğim bazı doneler bana yardımcı olacak. Burada yazdıklarımdan lazım olanları alın, olmayanları nazikçe oldukları yerde bırakın.
İşte benim derlediğim maddelerle mutlu ilişkiler…
Ben 20 yıllık evli olup birbirlerinin bazı mühim özelliklerini tanımayan çiftlere çokça şahit oldum; mesela kalabalığı sevmemek, soğuk içeceklere mesafeli olmak, sade yaşamı tercih etmek, statüye önem vermek… Peki nasıl oluyor ve bazı yönlerimiz ilişki tutulmasında karanlıkta kalıyor?
İzleyebildiğim kadarıyla partnerler sadece kendilerinin arzu ve ihtiyaçlarına odaklanma kolaycılığına kaçıyorlar. Nezaket, yani başkası incinmesin diye dikkat göstermek değil, başkasının incinmesinden rahatsız olma haline sahip değiller. Peki nasıl tanışalım?
Biraz yakın gözlemle kısa zamanda sıcacık tanışıklık mümkündür. Biraz yargısız gözlem biraz da partnerimize kendisi olma konusunda destekleyici olursak tamamdır.
Hayatta iyi yürüyen çoğu ilişki kendi içinde anlamlı bir düzene sahiptir. Ortak paylaşılan her şeyin kendine ait bir düzeni mevcuttur. Dağılmak olasıdır ancak ilişkide duyarlı bir kendini regüle etme potansiyeli göze çarpar.
Evin düzeni, yapılacak işlerin sıralaması, önceliklerin belirlenmesi, iş veya akademik düzen kaosu önler. İlişkinin zihni böylece karmaşık değil düzenlidir.
Sadakat, minnet, emek gibi parayla satın alınamayan değerlerin doğru korunup yaşatıldığı bir ilişki mutluluk saçar. Bu durum ilişkinin sorunsuzluğuna işaret değildir aksine mutlu bir ilişki, sorunlarla beraber kalma gücünü bu özel değerlerden alır.
Güvenmediğiniz insanı sevebilir misiniz? Peki sevdiğiniz insana güvenebilir misiniz? Ben güvendiğim insanı sevebilmeyi denerdim. Şüphesiz bu daha güvenli olurduJ
Bana göre sadakat olmadan güven olamaz. Peki sadakat nedir? Sadakat içinde olmayı seçtiğimiz bir ilişkide tüm sorunlarına rağmen üçüncü bir kişiyi dahil etmeden kalabilmektir. Bu söylendiği kadar kolay değildir. Çünkü ihtiyaçlarımızın (estetik, ilgi davranışları, güç imgeleri, bakım, hizmet, onaylanma, hediye vs.) yeterince karşılanmadığı durumlarda halihazırda doyum sağlamayan ilişkide olmak bizi zorlayacaktır. Bir anda ya ihtiyaçlarımızdan ya da eşimizden vazgeçme arasında sıkışabiliriz. Fakat eşinizden vazgeçmektense eşinizle ilgili beklentilerinizden vazgeçmek veya bu beklentileri küçültmek daha anlamlı olacaktır.
Eşiniz nelere öfkelenir? Hassasiyetleri hangi konulardadır? Eve genel gelme saati kaçtır? Çocuklarınızın toplantılarına hanginiz gider? Bir zorlanma yaşadığında yalnız kalmayı mı, uyumayı mı, yüzleşmeyi mi seçer?
Tüm bu soruları sorarak rutinlerinize burnumu sokmuş olabilirim, affedin. Ama amacım şu ki, eşinizin davranışları üzerinde bir tahmininiz var mı öğrenmek.
Mutlu çiftler birbirlerinin tutum ve davranışlarını öngörebiliyorlar. Genel olarak bu karşılıklı rutinler oluşturma ve rutin takibi ilişkide güveni, sağlamlığı destekliyor. Örnek vermem gerekirse, akşam randevuları eşinizin uyku rutinini bozuyor olabilir. Bunu öngörebilirseniz randevu saatleri konusunda daha özenli olmanız nazik bir davranış olur.
Esneklik ve öngörebilirlik dengeli olmalıdır. Karşılıklı daha iyi hissettiğimiz yer ve durumları bilmek önemlidir fakat zaman zaman rutini keyifle kıracak şekilde esnek davranabiliriz.