İstediğimiz şeyleri unutunca oh çekerken, istemediğimiz şeyleri unutmayı bilişsel gerileme olarak algılıyoruz. Ama unutmanın gözden kaçırdığımız faydaları var. Solan anılara yol vermek de bir sorun yok. Her detay tüm parlaklığıyla zihnimizde yer işgal etmese de olur ve bu daha sağlıklı olandır. Gerçek şu ki hiçbir şeyi unutmamaya gayret eden kişilerin ilişkileri daha zorlayıcı olabiliyor. Geride bırakamamak ve toksik anıları tekrar tekrar geri çağırmak bağ kurmanın ve olası güvenin önünde kocaman bir engel.
Ayrıntıları unutmasaydık beynimiz genellemeler yapamazdı. Beyin akılda tutmak ve her algıladığını fişlemek için detaylara, farklılıklara ihtiyaç duyar. Sürekli akılda tutmak için uğraşıyor olsaydık hafızamız farklılıklara odaklandığı için ortaklıklarımızı küçümserdi. Hafızanın en huzurlu hali, tehdit içeren anıları silik hale getirmiş, ortaklıklara, benzerliklere odaklanmış halidir.
Yaratıcı insanlar daha az geçmişe dönen ve anılar arasındaki fobik bağlantıları hatırlamayanlardır. Zihinsel anı bağları gevşek ve huzurludur. Kendilerini tecrit etmiş yalnız insanlar, öfke veya korku dolu hatıralarından cesaret alamadıkları için sosyal hayata kolayca katılmakta zorlanırlar.