Çocuğa, kadına, yaşlıya, hayvana diye kategorize ederken hangisi diğerinden daha az acı olabilir ki… Umarım araştırma doğruluğunu koruyordur zira eğer bu bildiri doğruysa şiddeti önlememiz mümkün görünüyor. İçimizde şiddet, elimizde sopayla doğmuyorsak elbet bunu önlemek için de aklımızı kullanabiliriz. Akıl yeterli, vicdan fazla felsefik…
Kime karşı olursa olsun şiddeti meşru bir mantıkla bezeyenler hep aynı şeyi söylüyor: ‘’Tepki gösterdim, bu şiddet sayılmaz’’. Tepkisizlik mümkün değil ama tepki şiddeti kapsamaz. İnsan olmaya yaklaştıkça şiddetten ayrışırsınız, fakat tepkileriniz hala canlıdır. Tepkisini şiddet davranışlarıyla göstermeye meyyal kişileri buradan döndürmek kolay olmuyor. Tepki göstermenin tek yolu şiddet değil, hiç değilse bunu fark edebilir, anlayabiliriz.
Peki şiddetsiz tepki nasıl olur? Bunu nasıl öğrenebiliriz? Antropolojik olarak şiddeti bilmiyoruz. Şiddeti önlemek, şiddeti ihtiyaç olarak görmemekle mümkündür. Şiddeti doğal seçim olmaktan çıkarmadıkça şiddetle savaşmak kolay olmayacak. Doğal meşrudur. Meşru haktır. Haklar doğaldır. Bu döngüde şiddet doğal değildir, fıtri değildir demek, onu hem psikolojik hem de biyolojik dışsallaştırma gerektirir. İnsan suçla doğmaz. Suç miras kalmaz. Şiddet ve suç doğal değildir, kasıt içerdiğinde adı vahşettir ve fıtratı bozar.
Şiddet olgusunun primetime saatlerde insan hikayelerine bezenerek servis edilmesine kimse karşı değil. Seyretmeye ve duymaya dayanılamaz sınırsız hikayelerle sarsılıyoruz. Şiddet korkunun, bencilliğin en görünür şeklidir. Şiddet türler arasında insan seçimidir. Diğer türler birbirine şiddet uygulamaz.
İnsan hakları bakımından, insan yaşamını tehdit ettiğinden ‘’şiddet yaşama hakkı ihlalidir’’. Kasıtlı veya kasıtsız kime, hangi cinse ve türe yapılırsa yapılsın şiddet reflektiftir. Hiçbir zaman baştan sona planlı değildir. Düşünerek, reflektif tüm duyarlılığımızla şiddeti seçenek olmaktan çıkarabiliriz.
Instagram
Twitter
siddet insanin fitratinda degil, en temelinden yasamin dna'sinda olan bir olgudur. bu gezegende en pasif gorulen bitkiler bile birbirlerine siddet uygular, komsu bitikilerin isigini orter, koklerini bogar, zehirli kimyasallarla saldirir. bilmem farkindamisiniz kendi halinizde aksam yemeginizi yerken bile bir yerlerde vahsice bogazlanip parcalanmis bir canlinin ceset parcalarini tuketiyorsunuz. insanin farki sosyal bir canli olarak kendi sosyal duzeni icinde evrimsel ve kulturel mekanizmalarla siddeti kontrol altina almis olmasidir. sizin ayni toplumda sosyal isbirligi icinde bulundugunuz insanlara kibar davranmaniz siddete ortak olmadiginiz anlamina gelmez, keza sizin rahatiniz refaniz icin devletiniz baska yerleri bombalayip siddet uyguluyor olabilir. insan sosyal duzeni siddeti yok etmez, sadece kontrol altina alip organize ederek farkli yerlere kanalize eder. burda tartistigimiz genel olarak siddetin kinanmasi degil, kendi sosyal alanimizin nasil disinda tutacagimizdir