Aynı çatı altında olmamıza rağmen orada değilmişiz gibi yaşamanın adı yabancılaşma. Bir ilişkide var sayılmak, varlığını kucaklamak, varlığına alan açmak gibi gereklilikler vardır. Peki gereklilikler nereye gitti?
Sevgi mi bitti? Saygı mı? Yoksa birbirimizin varlığına tahammül etmek acı mı veriyor? Cevap; birlikteliğe hak ettiği yatırımı yapmıyoruz. Mesela paylaşımlar ya azalıyor yahut hiç denecek durumda… Bir ilişki yıllandıkça rutinlerin saldırısına uğruyor. Her gün tek güne dönüyor. Gün günün tekrarında kayboluyor. Rutinde ilk zarar gören duygumuz heyecan oluyor. Heyecan duygusu gençlik hissi veriyor ama bir ilişkinize heyecan veren ne var, biliyor musunuz? Belki eşiniz değil, size heyecan verenler değişmiştir.
Eşinizle ne yapmaktan hoşlanırsınız? Eşinizle neler paylaşırsınız? Bu soruların cevabı için danışanlarımı on dakika boyunca beklediğim çoktur. Bazen dayanamayıp; mesela beraber yürür müsünüz, ya da beraber sofra kurmak size nasıl gelir, deyip danışanıma yardım etmek istediğim çok olur. Film izlemek, dans etmek, beraber şarkı söylemek, koşu yarışı yapmak gibi paylaşımlar konusunda ne söylersiniz dediğimde, güzel ama, bunlar sevgili işi şeyler, diyenler olunca…
Beraber uyumak, kendi periyodunda cinsellik de dahil paylaşılmıyor. O zaman şöyle yapalım; FLÖRT. En acil şekilde flört etmekle işe başlayalım. Tıpkı yay gibi, ilişkiyi en başa çekip bırakalım. Sanki yeni tanışmışsınız gibi… Neleri sever, neler dinler, hassasiyetleri nelerdir, odağınızda olsun. Telefonunuzda eşiniz nasıl kayıtlı? Acı çekerken tüm duyarlılığınızla yanında olmanız ne büyük bir cömertlik. Bir ilişkide sadece çözüm üreten olmak sizi ilişkide ruhsuz bir mühendis yapar. Sadece üstünü örtmek de sizi anne yapar.
Dilerim beraberliğiniz tüm rutinlere galip gelsin. Meşguliyetinizden büyük sevginiz olsun.
Instagram
Twitter