Birinin gereksiz yere ve izni dahilinde olmadığı halde vaktinin değersizleştirilmesi bekleyenin gözünde bekleteni de değersizleştiriyor. Peki soru şu; sürekli geç kalmak bir hastalık belirtisi olabilir mi? Hadi bakalım.
İngiltere’de My Therapy Rooms’ta bilişsel davranış uzmanı Somia Zaman, sürekli geç kalma alışkanlığını kronik geç kalma sendromu olarak nitelendiriyor. Bu kişilerin beyinlerindeki geç kalma kodlanmasının değişmesi için psikoterapi oldukça destekleyici olabilir. Sıklıkla randevularına geç kalan biriyseniz şu sorunun içinizdeki karşılığı çok önemli, beklettiğinizin farkında mısınız, eğer farkındaysanız bu size neler hissettiriyor?
En önemli sınavlara, değer verdikleri kişilerle buluşmalara, en eğlenceli etkinliklere, sağlıkla ilgili riskli randevulara sıklıkla geç kalıyorsanız yardıma ihtiyacınız var. Geç kalma sendromu arada bir gecikmekten farklı bir durum. İşin içinde hem zaman farkındalığı eksikliği hem de bedelleri bakımından belirsizlik hâkim.
'Elimde değil...'
Sürekli geç kalıp bekletiyorsanız bu yaşadığınız başka bir hastalığın belirtisi olabilir. Kronik geç kalma ekonomik, sosyal ve ilişkisel bozulmalarla bekleteni de bekleyeni de kendine karşı öfkeli ve kaybeden olarak hissettiriyor. Güven ve itibar kaybı oluşuyor. Geç kalan kişiler her şeyi hesaba katarak planlama yapsalar bile dakik olamadıklarını ve bir bahaneyle kendilerini içsel ve dışsal öfkeye karşı korumak zorunda hissettiklerini söylüyorlar. Fakat bunun adı geç kalma sendromu…
Mesaiye, okula sürekli geç kalıp utanç hissedenler genel tabloda psikolojik olarak yoğunlaşma ve dikkatini toparlayamama gibi bir durumun kayıplarıyla yaşıyorlar. Bu durumun altta yatan nedenlerine ve hangi psikolojik zorluklarla beraber görüldüğüne bakalım. Depresyon… Elbette şaşırmadık. Depresyon, planlamayı, planlarımıza karşı istekliliği çok fazla sabote eder. Gitsem, yetişsem ne olacak düşüncesi kişiyi adeta ağır çekime alır. Kazanımlar değersizdir.