Seyahat Severlerin Aklını Çıkaracak Güzellikte Dünyanın Dört Bir Yanından Az Bilinen Efsane Lokasyonlar

Hep aynı yerleri duymaktan bıkanlara dünyanın dört bir yanındaki harika noktaları öneriyoruz. Milyonda bir görülebilecek doğa olaylarıyla oluşan yerler, muhteşem manzarasıyla büyüleyecek alanlar, kültürel doyuma ulaşacağınız tarihi mekanlarla karşınızdayız.

1. Laponya, Finlandiya - Kuzey Işıklarını görmeyi kim istemez ki?

Finlandiya'nın en büyük bölgesi Lapland'e gitmek, bir masal dünyasına ayak basmakla aynı şey. Burada Roma'da, Paris'te bulamayacağınız şeyler var. Kuzey ışıkları, Ren Geyikleri ve Husky Köpekleriyle hiçbir yerin vaat edemeyeceği bir dünya sunuyor. Evet çok soğuk ama Aralık sonu gitmek hem uzun geceleri yakalamak hem de yılbaşını orada yaşamak için harika bir tercih olur.

2. Goðafoss Waterfall, İzlanda - Korkutucu ama büyüleyici de.

Herhalde kabusunuzda görseniz günlerce etkisinden çıkamayacağınız, sizi içine çektiğini düşündükçe delireceğiniz bir yer. Ama gidip görmek, muazzam bir doğa olayına yakından tanık olmak ve Tanrıların Şelalesi'nde zaman geçirmek bir kabus değil rüya olabilir ancak.

3. Bamboo Forest, Japonya - Sonsuzluğun içinde kaybolma vakti.

Japonya'ya gidince çiçek bahçelerini görmenizi herkes önerir tabii ki. Biz size Bambu Ormanları'nı görün diyoruz. Renkleri, ışığı ve sessizliğiyle çok özel bir yer. Elbette bir rehber eşliğinde gezerseniz ve tehlikeli bir iş yapmadan patikayı takip ederseniz, ülkeye geri dönme şansınız da olur. Bu ara Matcha Çayı ikram ettiklerini de söyleyelim, bedava ve ekstra bir gıda...

4. Provence, Fransa - Sana lavanta bahçeleri vaat etmedim ki?

Biliyorsunuz Isparta'nın lavanta bahçeleri de bir dönem çok güzeldi. Şimdi özenip gidenler fotoşopla lavanta ekliyorlar kalabalık gözüksün diye, o kadar seyrek bir dikim var. Provance ise hala dünyanın en güzel lavanta bahçelerine sahip. Güney Fransa'daki bu bahçelere ulaşabilmeniz için araba kiralamanız gerekiyor. Nice ve Marsilya seyahatlerinizde belki kısa bir vakit ayırabilirsiniz.

5. Aix-En Provence - Fransız zenginlere çarpa çarpa yürüyün.

Burası çok özel, aslında herkesin bilmesini de istemediğimiz bir yer. Ama siz zaten elit zevkleri olanlardansanız sizinle paylaşmaktan çekinmeyiz. Provance bölgesinin çok tatlı bir kasabası. Yine araba ile uğrarsanız, harika bir gün geçirebilirsiniz. Konaklamayı önermeyiz; çünkü gerçekten çok pahalı. Zaten Fransa'nın zenginleri burada oturuyor veya yazlık ediniyor. Fransız Ressam Cezanne de buralı.

6. Machu Picchu, Peru - Bir uygarlığın mirasını görün.

Dünya tarihinin en köklü uygarlıklarından İnka Uygarlığı'nın kültürel mirasını burada görebilirsiniz. Buranın tek başına bir doğa harika olduğunu düşünmeyin. İnka sakinlerinin elleriyle kazıdığı, işlediği, oyduğu bir yerleşim bölgesi. İspanyol istilasından kurtulan ve 20. yüzyıla kadar gizli kalabilmiş bu yer, aynı zamanda da yavaş yavaş toprağa batıyor. Bu yüzden gitmeden önce bilet almanız ve ziyaret eden sınırlı kişi sayısından payınızı almanız gerek.

7. Iguazu Falls - Üç ülkeyi birbirinden ayıran bu şelalenin rüzgarıyla serinleyin.

Gerçek seyahatseverler, Güney Amerika'nın Kuzey Amerika'dan bin kez daha güzel olduğunu bilir. Brezilya, Arjantin ve Paraguay'ı yani üç ülkeyi birbirinden ayıran şey, ortalarındaki bu şelale. Bu yüzden net bir ülke yazmadık. Bir tarafında Arjantin, bir tarafında Brezilya bayrağı var. Brezilya tarafında manzara daha iyi diyorlar. Şanslıysanız ara sıra şelalenin üzerine düşen gökkuşağını da görebilirsiniz.

8. Brugge, Belçika - Orta Çağ'ı iliklerinize kadar hissedin.

Kötü taraflarını, cadı avını falan katmıyoruz işin içine tabii. Ama mimarisi, biraları, dantelleri ve eşsiz çikolataları ile Brugge harika. Gitmek isterseniz önce Brüksel'e uçup, oradan da bir trene atlayıp 1 saat içinde varabileceğiniz bir yer. Brugge, gündüz ayrı gece ayrı güzellikte. Sandal turları sebebiyle de Kuzey'in Venedik'i diyorlar.

9. Batu Caves, Malezya - Dünyanın en büyük Hindu mağara tapınağı ile büyülenin.

Hinduların tek kutsalı Hindistan mı sandınız? Dünyanın en büyük Hindu tapınak mağarası Malezya'da. 400 milyon yıllık bu kireç tapınağı günde 5 bin kişi ziyaret ediyor. Ocak ve Şubat aylarında düzenlenen Thaipusam Festivali için planınızı şimdiden yaparsanız, bu kaotik ortama tanıklık eden milyonlarca insandan biri olursunuz. Bedenlerini kancalarla delerek kefaret ödediklerini düşünen insanlar arasında delirmezseniz, altın heykele abuk subuk hareketler yapıp linç edilmezseniz, on numara kültür tatili.

10. Vatnajökull Mağarası, İzlanda - James Bond filmindeki bu mağarayı hatırladınız mı?

Bu buzul mağara İzlanda'nın en büyük, Avrupa'nın da

hacimsel anlamda en büyük buzulu. Öyle ki, İzlanda'nın yüz

ölçümünün %8'ini kaplıyor. Roger Moore'un oynadığı 1985 tarihli James Bond

filminde de Vatnajökull Buzulu'nun gözükmesi ile turist sayısı giderek artmış. Şu an Kuzey Avrupa turu yapanların uğrak noktalarından olsa da, soğuk sebebiyle herkes cesaret edemiyor.

11. Endülüs, İspanya - Herkes Barcelona'yı gezer, önemli olan Endülüs'e gidip tarihte kaybolmak.

Malaga veya Sevilya'ya uçup, Endülüs'e oralardan geçmeniz gerekiyor. 800 yıl boyunca İslami topluluklar tarafından yönetildiği için birçok İslami unsuru, örneğin hamamları görebilirsiniz Endülüs'te. Bir yandan da Hıristiyanlar için çok önemli bir kültürel mirası barındırır. Hem Arap kültürü hem de İspanyol kültürü dönem dönem hakim gelmiş, ikisi de birbirine yenişememiştir. İngilizce biliyorsanız ücretsiz yürüyüş turlarına katılarak etrafı gezebilir, ilgi duyduğunuz yerleri tek başınıza inceleyebilirsiniz.

12. Bled Gölü, Slovenya - Huzuru kucaklamak, içinde oturmak böyle bir şey olsa gerek!

Bir gölün ortasındasınız, yavaş yavaş küreğinizi çekiyorsunuz. Etrafınızda sadece sessizlik ve huzur var. Sanki huzur tam ortasında oturuyor gibi hissetmez misiniz? Diğer Avrupa şehirlerine göre gidişinizin de harcama yapmanızın da daha kolay olduğu Slovenya'da böyle müthiş bir yer var. Slovenya doğal güzelliklerle dolu bir yer, Bled Gölü de güzelliklerinden sadece biri. Alpler'e yakın bu yer, Gorenjska bölgesinde yer alıyor. Gezebileceğiniz tek yer adanın ortasındaki kilise. Yani aslında başka bir şehri gezmeyi planlayıp buraya sadece uğrasanız çok iyi olur.

13. Nazare, Portekiz - Balıkçı kadınların şehrine hoş geldiniz!

Hiç balıkçı kadın görmüş müydünüz? Portekiz'in bu sahil kasabasında bu mümkün. Dalgalarının yüksekliği ve sürekliliği ile sörf tutkunlarının uğrak noktası olduğunu söyleyebiliriz. Sessiz ve sakin bir kasabaya gitmek ve sporunuzu yapmak isterseniz, Lizbon'dan bu kasabaya bir uğrayın deriz.

14. Sintra, Portekiz - UNESCO Dünya Mirası listesindeki masal diyarını duydunuz mu?

Portekiz'in aslında en özel yerlerinden biri olsa da, çoğu turist Lizbon gibi sıradan bir şehre gidip burayı atlıyor. Pena Sarayı, Mouros Kalesi ve Qinta ile Regaleira görmeniz gereken yerler. UNESCO tarafından korunan bu bölge, etrafındaki Sintra Dağları'ndan ismini alıyor. Rengarenk bu sarayın fotoğrafını Instagram'a koyduğunuzda kaç like alabileceğinizi düşüyor musunuz?

15. Quepos, Kosta Rika - Kosta Rika'ya uçabilecek kadar parası olanlar, burada başka bir şey harcamıyor.

Evet, dünyanın en ucuza denize girebileceğiniz yerlerinden biri. Çünkü ticaret terörü buraya hiç bulaşmamış. Hala ağaçlar, palmiyeler ile çevrili plajlar ve sahiller var. Zaten o kadar güzel bir yer ki, bunu değerlendirmek için tepelere harika, doğa ile iç içe ve doğanın güzelliğinden hiçbir şey çalmamış tesisler yapmışlar. Balayı için yer arayanlara öneririz, uçak biletlerinin biraz pahalı olduğunu da hatırlatarak tabii.

16. Berchtesgaden, Almanya - Alp Dağları'nın ve eteklerinin eşsiz güzelliği bu küçücük yerde.

Berchtesgaden Alplerinin, büyüleyici dağları, benzersiz yürüyüş yolları, gölleri ve ormanları ile benzersiz güzellikteki bir kesitinin karakterini taşıyor. Buraya gittiğiniz ister sessizlikte saatlerce doğayı izler, ister kayak yaparsınız. İster dağa tırmanır, ister yürüyüş yaparken oksijene doyarsınız. Buradaki yaban dünyasında Alpler'e özgü serbest

dolaşan dağ keçilerine, dağ sıçanlarına, kartallara, kar tavşanlarına ve Alp

semenderlerine ve hatta nadir kaya kartalına rastlamak mümkün.

17. Lago Di Braies, İtalya - Birçok filme mekan sahipliği yapmış Braies Gölü ile karşınızdayız.

Burada gezerken Alpler'de olduğunuzu hissedeceksiniz. Sakın gittiğinizde kalabalık bir turist topluluğu ile karşılaşacağınızı sanmayın. Muhtemelen siz ve arkadaşlarınızla beraber taş çatlasa 10 kişi orada olacak. Güzelliği de burada, tüm doğa size kalıyor! Tabii bazı dönemlerde yakınlardaki kayak pistlerinden dolayı kalabalıklaşabiliyor.

18. Varenna, İtalya - Dünyanın en keyifli yeri burası değilse hiçbir yerdir.

Bazı turistik noktalara gaza gelip gittiğinizde fotoğraftakinden çok farklı olduğunu görür ve hayalkırıklığına uğrarsınız. Milano'dan 1-1.5 saat uzaklıktaki Veranna kasabası ise tam tersi, asla doğru fotoğraflanamayacak bir güzellikte. Como Gölü'nün etrafına dizilmiş kasabalar arasında en güzeli. Tam ortasına geçip mutluluktan ağlamış biri olarak, dünya gözüyle böyle bir güzelliği görmek için Milano'ya bile katlanabileceğinizi söyleyebiliriz. Ha bu arada, feribotla diğer kasabalara da geçebilirsiniz, Bellagio da gayet güzel.

19. Sidi Bou Said, Tunus - Santorini halt etmiş, burası mimarisi en iyi tatil yeri.

Aslında bir tatil yeri olması planlanmamış. Zaten bu fotoğraftaki güzellik ile sınırlı değil mimarisi. Kapıları, pencere pervazları, hatta yerleri ile her ayrıntısı durmadan fotoğraf çekmek isteyeceğiniz bir güzellikte. İsterseniz gidin deniz tatilinizi yapın, isterseniz küçük kasabaları dolaşın, isterseniz de İslam kültürünü bir de Tunus'ta görün.

20. Udaipur, Hindistan - James Bond'un çekildiği, Hindistan'ın en romantik bu yerini duydunuz mu?

Sanki bütün şehrin üzerine danteller işleyip atmışlar gibi. Savaş görmemiş olması, yapılarının korunmasını ve o mimari güzelliğin günümüze ulaşmasını sağlamış. Buraya Doğu'nun Venedik'i diyorlar, Göller Şehri olarak da biliniyor. Şehirde gezilecek çok tarihi mekan, gözlemlenecek bambaşka bir kültür var. Tek başına burası için Hindistan'a gidilmeyebilir ama olur da giderseniz mutlaka 1 gün ayırmanız gereken bir yer.

21. Honduras - Karayip ve Pasifik kıyıları dünyadaki cennet gibi.

Mayaların kurduğu o eşsiz medeniyet, İspanyol istilası ile yerle bir oldu. Ama Homduras'ta hala Maya kalıntıları var. İspanyol kolonisi köyler, doğal parklar, egzotik ve vahşi doğa yaşamı ilginizi çekebilir. Ama en güzeli kesinlikle Karayip ve Pasifik'in en güzel kıyılarına sahip olması. Dalış yapmak isteyenler için de uygun yerler var. Rio

Platantano Biyosfer Rezervleri ise UNESCO Dünya Mirası listesindeki en büyük yağmur ormanı olma unvanını taşıyor. 8 milyon nüfuslu ülkenin maalesef pek güvenli olduğunu söyleyemeyiz çünkü müthiş bir fakirlik hakim. Gitmeden önce düşünmeniz gereken şeylerden biri olabilir.

22. Hanoi, Vietnam - En samimi ve güleryüzlü Asya şehrine buyrunuz.

Vietnam'ın kuzeyinde yer alan başkenti Hanoi, diğer Asya şehirlerinden çok farklı. Halk turisti çok seviyor ve para koparmaya da çalışmıyor. Zaten çok da ucuz bir yer. Bütün müzelere girseniz, klasik bir Avrupa şehrinde tek bir yere verdiğiniz kadar etmez. Tekne turları ve doğa gezintisi size cennette bir saat geçiriyormuşsunuz hissini veriyor. Yine de siz sadece doğa gezintileriyle kalmayın, Vietnam'ın savaş geçmişi ve özgürlük mücadelesi merak edilmeye ve öğrenilmeye değer.

23. Bagan, Myanmar - 10 binden fazla tapınak ile Pagan Krallığı'nın başkentindesiniz.

Bu 10 bin tapınaktan günümüze 2 bin civarında tapınak, manastır ve pagoda gelebilmiş. Kasım - Mart arasında gitmeniz en iyisi olur; çünkü dayanılmaz sıcaklarda Arkeoloji Bölgesi'ni gezmek çok zor. Ha bir de Kapadokya'da olduğu gibi balonlar var, hatta buradakinden çok daha ucuza binebiliyorsunuz. İster köyün ortasına kurulmuş bir gece pazarını gezin, ister ayinlere katılın, ister balonla yükselin, ister 1500 metre yükseklikteki bir manastıra ulaşın. Tek bildiğimiz şu; bu mistik dünyanın hastası olacaksınız.

24. Zhangye Danxia Landform in Gansu, Çin - UNESCO korumasındaki Gökkuşağı Dağları tek kelimeyle müthiş.

Çin'in Gansu bölgesindeki bir jeoparkın içinde bulunuyor. Kırmızı, turuncu, yeşil, sarı renkler ve tonlarındaki kayalar, 24 milyon yıl önce gerçekleşmiş tektonik hareketlerle oluşan kum taşı ve diğer mineraller sonucu ortaya çıkmış. 24 milyon yıl boyunca da yağmurlarla rüzgarlarla işin 'rengi' değişmiş, birçok farklı renk oluşmuş. Buraya nasıl çıkarım ki diye düşünmeyin, gezilebilsin diye yönlendirmeler ve küçük patikalarla turiste rota çizmişler.

25. Salar de Uyuni, Bolivya - Dünyanın en büyük aynasında kendinize bakmak ister misiniz?

12 bin metrekarelik bu devasa yer, aslında bir tuz yatağı. Büyüklüğünü duydunuz, dünyanın en büyük tuz yatağı aynı zamanda da. Milattan önce dönüşüm geçirmiş birkaç gölün birleşmesi ve dediğimiz gibi dönüşmesiyle bu hale gelmiş. Dünyanın lityum ihtiyacının yarısından fazlası buradan sağlanıyor. Tüm bunlar yetmezmiş gibi flamingo görme şansınız bile var! Sırf burası için gidilmez ama Bolivya'ya gitmişken görülebilir.

Popüler İçerikler

Fenerbahçe Asbaşkanı Acun Ilıcalı'dan Derbi Öncesi Çok Konuşulacak Açıklama: ''Hakemlerle İlgili Kaygım Var''
Narin Güran Davasında Anne Yüksel Güran İfade Verdi: "Namusuma Leke Sürdüler, Beni Burada Asın"
Zeynep Sönmez'den İlk WTA Şampiyonluğu Geldi
YORUMLAR
13.02.2020

Az bilinen mi?? Sanmam.

13.02.2020

yok ki şöyle zincirini koparmış köpek gibi gezecek biri diyecektim ki dolar oradan seslendi nahhhh gidersin 🙄

13.02.2020

Türkiyede Açlık sınırı 2 bin 178 lira hatırlatmakta fayda var:)

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ