"Sevişme" İle İlgili Kimseden Duyamayacağınız 9 İnce Tespit

Cinsellik ülkemizde tabu. Bu konu ile ilgili bilgileri ya kendi çabamızla ya da sağdan soldan duyduklarımızdan ediniyoruz. Hal böyle olunca cinsellik konusunda yetersiz, bilgisiz, çaresiz bir topluma dönüşüyoruz. İşte size cinsellik konusunda kimseden duyamayacağınız ilginç bilgiler ve hikayeler.

NOT: SEKSLİ İÇERİK

1. Türk insanının sadece geceleri sevişmesi

Türkiye’de sabah seksi öğrenci işi, öğlen seksi işsiz adam işi, ofis seksi ise fantezi işidir. Türk insanı gece, el ayak çekilince sevişme taraftarı bir millettir. Her ne kadar dizi filmler aracılığı ile gündüz de seks yapmanın mümkün olduğu Türk insanına kabul ettirilmeye çalışılsa da Türk insanı gece seksinden asla vazgeçmemiştir. Bunun sebebi Türk insanının oba kültüründen kaynaklanmaktadır. Obada, kapısı olmayan çadırın içinde millet ava, savaşa giderken gündüz vakti sevişmenin mümkün olmaması Türklerin kanına işlemiştir. Bu genetik kodlar Türk insanının gündüz sevişmesinin önüne geçmiştir. 

Buna Türk kadınının ve dahi Türk erkeğinin birbirini görerek sevişmesinin verdiği utanç da eklenince sabah seksi falan hayal olmuştur. Türkiye’de, Türk erkeğinin sabah ereksiyonunu “seni arzuladığım için böyle oldum” şeklinde yedirme çabası da olmasa gündüz seksi hayalden başka bir şey değildir. Netice itibariyle Türk insanı partneriyle, yüzünü seçebileceği kadar aydınlık bir saat diliminde sevişmez. Mesela kuzey ülkelerine giden Türklerin neden az çocukları var? Neden Almanya’daki, Amerika’daki çiftlerin 3-5 çocuğu olurken, Finlandiya, Norveç gibi ülkelerde çocuk sayısı 2’yi geçmiyor? Tabi ki havanın gece 11’de kararmasından dolayı. 'E o zaman yazın sevişsinler onlar da' dediğinizi duyar gibiyim, o konuyu ben de aşamadım henüz ama mutlaka bir izahı vardır onun da. 

Gündüz seksini yayma ve yaygınlaştırma derneği olarak biz, mesai saatlerinin 10’a çekilmesi ve evlerde Güneş ışığını tamamen kesen stor perde kullanımının yaygınlaştırılması için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Destekte bulunmak için yarın sabah ereksiyonunu boşa harcama. Boşa giden her ereksiyon, kaybolan gündüz seksi alışkanlığı demektir. İsraf etme.

'Yooo ben gündüz seksine bayılırım ki' diyen arkadaşım, git başka yerde kız düşürmeye çalış. Bilimsel gerçekler konuşuluyor burada. Ayrıca mastürbasyon hala seks sayılmıyor bilgine.

2. Sevişmekten ilk önce kim vazgeçecek oyunu

Evli çiftlerin haftanın 2-3 günü oynadıkları keyifli bir oyun. Eve yorgun argın gelen baba ile bütün gün ev işi yapmış, çocukları yedirip içirmiş annenin oynadığı, aslında bir kazananı olmayan oyun. Şöyle oynanıyor: Çiftin evde buluştuğu zaman diliminde taraflardan biri sevişme isteğini belli ediyor. 'Sevişelim' diyor, 'çarpışalım' diyor, 'hunhar yapalım' diyor vs. karşı taraf da 'tabii ki mutlaka yapalım' diyerek oyunun startını veriyor. Bundan sonraki süreç sevişmek istediğini vurgulayarak sevişmemek üzerine gelişiyor. Yani sevişmekten vazgeçen taraf olmayacaksın ancak karşı tarafın da sevişmekten vazgeçenin sen olduğu yönünde laf sokmasına müsaade etmeyeceksin. 

Mesela;

-Mutfak da bok gibi değil mi?

-He valla yedik kalktık, toplanması gerek ama…

-Sabah mı yapsak?

-Sabaha kokar be

-Ee saat 11 oldu, daha sevişeceğiz de (!), yatacağız da…

-Ne diyorsun yani?

-Kalsın be sabaha, sevişelim biz…

-… Bilmiyorum ki, sabah daha zor olmaz mı?

-Toplayalım mı diyorsun yani? o zaman sevişemeyiz ama, çok istiyordum ben

-Ben de istiyorum ama işte, işlerin de yapılması lazım. 

-Doğru diyorsun aslında

Bakın her iki taraf da “boş ver sevişmeyi, zaten yorgunuz mutfağı halledip yatalım” dememek için çırpınıyor. 'Sen ne dersin', 'öyle mi dersin', 'ciddi misin', vs. diyerek karşı tarafın sevişmeme isteğini vurgulamasını istiyor. 

-Doğru tabi, hadi gel mutfağı halledelim, sonra gücümüz kalırsa hunhar yaparız

-İyi dedin öyle yapalım. 

Bakın oyun pat oldu. İki taraf da “sevişmeme” durumunu vurgulamadı. Olayı mutfağın temizlenmesinin sonrasına bıraktılar. Ondan sonra tuvaletti, diş fırçalamasıydı, makyaj temizlemesiydi derken sevişmenin zaten gündemden düşeceğini, kadük olacağını biliyorlar. Kazananı olmayan, berabere bir oyun oldu. Bu oyunun çok değişik versiyonları kurulabilir. Mutfağı toparlama yerine, banyo yapma, çocuklarla ilgilenme, sevdiğiniz bir filmin başlaması, işiniz olması, bir halsizliğin çökmesi, vb. bir sürü senaryo yaratabilirsiniz. Günün birinde bu oyunda uzmanlaşınca çok daha basit bahanelerle sevişmekten vazgeçen taraf gibi görünmemeyi başarabilirsiniz. 

Siz de böyle küçük oyunlarla monoton giden evliliğinizi iyice b.ka çevirebilirsiniz. Belki dibe vurursunuz da bir yükseliş başlar. Yoksa kim sevişmek istemeyecek diye diye organınız düşecek haberiniz olmayacak. 

Hepinize mutluluklar dilerim.

3. Fantezili sevişme sonrasında bünyeyi kaplayan utanç

-Demek buranız ağrıyor

-Evet ama biraz daha kasıklarıma yakın yerlerim

-Buralar?

-Evet...ama siz okşayınca biraz iyi geldi. 

-Daha da iyi edebilirim

-Edin...ahhh çok iyi

-Hımpfhhh ya bu...ya bu...ya bu...

-Ahh evet, ahh çok iyi

-Al al sana fitil, al bu da ağrı kesici...nasıl iyi oluyor musun al...

-Çok iyiyim durma... ahhh ne büyük bir fitil bu..

-Sana özel fitil, sert ve kalın....al...al...ahhhh

-Sevdim bu fitili, harika....

Bu nedir arkadaşım ya! Sevişirken, olay anında iyi de fantezili sevişme sonrası hasıl olan utanç duygusundan kurtulmak pek mümkün olmuyor. Az önce fitil verdiğimiz hastanın yüzüne bakamıyoruz. Ya kıçımızı devirip uyuyoruz ya da duş falan derken araya 1-2 saat süre koyuyoruz. Demin ki kasıkları ağrıyan hasta sevgilimize dönüşene kadar konuşamıyoruz, çekiniyoruz.  

Fantezili sevişmelerin sıkıntısı da bu oluyor işte. Kendini rolüne çok kaptırınca, o rolün yaptıklarından kendini sorumlu tutuyorsun. Hele gerçek hayatta asla yapmayacağım şeyleri 'nasıl olsa fantezi bu lan' diye yaşıyorsan, sonrasında 'nasıl yapabildim ben bunları? demek ki bilinçaltımda varmış' gibi duygularla yıpranıyorsun. Öğretmeni ile sevişen müdür, sekreteriyle birlikte olan patron, müvekkilini odaya çeken avukat, nezarethanedeki tutukluyu kuytuya alan polis olmak sevişirken renkli olabilir ama sonrası b.ktan işte. 

Hele bir de işin içine seks oyuncağı (!) giriyorsa al başına belayı. Demin deri çizmeleri ile kafanı ezen kadına sarılıp uyumak kolay olmuyor. 

-Coplarınız artık demirdenmiş diye duydum

-Tut bakalım demirden mi?

-Ohhh çelik bu

-O çeliğin tadına bakacaksın şimdi.....

4. Türk kızlarının sevişmede sadelikten yana olması

Bugünkü dersimiz Türk kızları ve onların sekse yaklaşımlarındaki sadelikle ilgili. Türk kızları sevişirken sadelikten yana, olayın büyütülmesinden, ritüellerle birlikte hayata geçirilmesinden, klişelere boğulmasından rahatsız. Sevişmenin bu kadar konu edilmesinden, anlamlar yüklenmesinden, ön sevişme, oral seks, deep throat, doggy, vb. kavramlarla bütünleştirilmesinden sıkıntı duyuyor. İstiyor ki, soyunulsun, öpüşülsün, bir iki dokunuş, güzel söz, birleşme ve nihayet. Ardından kalkılsın, duş alınsın ve günlük hayata, uykuya artık ne yapılacaksa ona dönülsün. Yok ön sevişme bu kadar olmalı, yok illaki bir oral olmalı, memelere özel ihtimam gösterilmeli, kalçaya şaplak, dirty talking derken alıp başını giden söylemleri sevmiyor. Ne yapılacaksa yapılsın da işimize bakalım istiyor. 

Bu bağlamda Türk kızını sevişmeden soğutan aslında biraz da biz erkekler. O kadar çok kavramla saldırıyoruz ki sevişiyor muyuz seminer mi veriyoruz belli değil. Mesela izle bir alman pornosu, sonra bir de Türk pornosu farkı hemen göreceksin. Diyalogları, kamera açılarını, çözünürlüğü falan geçtim, sevişmenin içeriğine bakın. Almanın sevişmesinde bir ahenk, bir neşe, bir bilinmezlik, bir her an bir şey olacakmış hissi var. Gülüşmeler ile çığlıklar çok dengeli bir şekilde harmanlanmış, pozisyondan pozisyona geçişlerdeki uyum, hız mükemmel. Ama Türk pornosuna bakıyorsun adam 30 dakika misyoner takılıyor, 5 dakika başka bir pozisyon hop bitti. Gerçeği de bu çünkü, sadeliğin ihtişamı var Türk kızının sevişmesinde.

Sessiz, sakin, ne istediğini bilen, istediğini alan, fazla renklendirmeyen, susayınca su içmek gibi basit ve amaca yönelik. Şimdi burada kimse bana “ay ben de Türk kızıyım ama Alman gibiyim”, “sen benle sevişmemişsin belli :p”, “her gece komşularla kavga ediyorum çığlıklarım yüzünden”, vb. şeyler yazmasın, inanmıyoruz. En güzel günler sizin olsun.

5. Sevişme ihtimali olan erkeğin sorun çözme becerisi

Öncelikle “sevişme ihtimali olan erkek” ifadesini açmak gerek sanırım. Kısaca özetlemek gerekirse, kız arkadaşından, sevgilisinden yakın zamanda, mesela akşama bir sevişme olabileceğinin işaretlerini almış erkek diyebiliriz buna, yani aklına sevişme fikri düşmüş erkek. İşte böyle bir erkeğin sorun çözme becerisi o kadar ileri düzeye erişir ki, Mustafa Koç tatile çıkarken Koç grubunu bu elemana emanet etse geldiğinde yüzde 5 büyümüş halde bulur holdingi. 

Bir erkeğin sevişmeye giden yol üzerindeki engelleri nasıl aştığını görmek insanın gözlerini yaşartır. Eğer erkek kişisi, sevişme anına ulaşmak için harcadığı enerjinin, yolunun üstüne çıkan engelleri aşma becerisinin 10’da birini iş hayatında sergileyebilse ülke, kendi şirketini kurmuş, 30 yaş altı milyoner erkekten geçilmezdi yemin ediyorum. Ev mi yok? bulunur, kız izin mi alamıyor? alınır, patron sorun mu çıkarıyor? halledilir, yetişmesi gereken işler mi var? yetiştirilir, mesaiye mi kalmak gerekli? arkadaş ayarlanır, vakit mi dar? genişletilir. Hem de bütün bunlar saatlerle ifade edilebilecek zaman dilimi içerisinde, paniğe kapılmadan müthiş bir organizasyon becerisi ile yapılır.

Kadınlar bunu bilmezler, eğer bilselerdi, eğer erkekte böyle bir potansiyel olduğunu bilselerdi bunu hayatın geneline yayma gayretine girerlerdi ki bu boş bir gayret olurdu. Bir erkeğe sevişme ihtimalinin verdiği pozitif enerjiyi, sorun çözme becerisini, organizasyon kabiliyetini verebilecek başka herhangi bir duygu yoktur. Ne ev, ne araba, ne de başka bir şey erkekte bu motivasyonu sağlayamaz. 

Erkeklerin sorun çözme, işleri aşama aşama halletme becerisini kazandıkları ve bunu kusursuza yakın bir şekilde uyguladıkları tek an sevişme ihtimalinin ortaya çıktığı andır. Ama bak bu evlenince ortadan kayboluyor. Nedendir bilmiyorum ama sevişme fikri evlilikte pozitif bir motivasyon kaynağı olmaktan çıkıyor. Akşama sevişme var dediğin adam, “arkadaşlarla iki tek atıp öyle gelirim eve ben” diyebiliyor. Oysa bu lafı sevgililikte desen, adam Alarko Holdingi yeni baştan kuracak kapasitede çalışıyor düşün.

6. Kadının domine ettiği sevişmede erkek çaresizliği

Son zamanlarda çok duygusallaştım ben. Nerede bir yaşlı, nerede bir çocuk, nerede bir yuvasından düşmüş kuş yavrusu görsem ağlıyorum. Yaşlanmanın getirdiği bir duygusallık sonbaharla harmanlanınca böyle oldu diye düşünüyorum. Bu duygusallık sebepleri içerisinde öyle bir tanesi var ki aklıma geldiğinde bile gözlerin sulanıyor. Kadının domine ettiği sevişmeye maruz kalan erkeğin çaresizliği.

Bu erkeğin içinde bulunduğu ruh halini anlatmaya kelimeler yetmez. Hangi birinden bahsedeyim ki? Yatakta sürekli ters yüz edilmesinden mi? Kaldırılıp duvara dayanmasından mı? 'Bak benim pozisyonum bu, sen de şu şekli al' diye yönetilmesinden mi? 'Alta geç alta!!' diye sürekli itilip kakılmasından mı? Hangi birinden. Allah hiçbir erkeği kadının çekip çevirdiği sevişmenin kucağına düşürmesin arkadaşlarım. Acısı yıllarca unutulmayacak bir deneyim oluyor. 

Erken boşalsan dayak yemekten beter oluyorsun, biraz geciksen oflayıp puflamalar yüzünden hiç gelemiyorsun. Kadının canını yaksan azar işitiyorsun, o sana sürekli pis sözler söylüyor sen 'canım' desen karşı tarafa batıyor, susturuluyorsun. Sevişmeyi domine eden kadınlar acayip oluyor, seni oyun hamuru gibi şekilde şekle sokuyor. Senden istediği verimi alana kadar hırpalıyor, yumuruyor. 

Kadın sevişmeyi senden iyi biliyorsa ağzına s.çıyor benim güzel kardeşim. 'Bırak bırak, bana bırak' diyerek ipleri bir kere eline aldı mı, vah benim zavallı kardeşime. Ne zevk bırakıyor insanda, ne libido. Hal böyle olunca azıcık yumuşayıveriyorsun, kıyamet kopuyor. Yumuşamaya, boşalmaya, kadını çevirmeye, bir şey demeye hakkın yok. Canlı vibratör oluyorsun resmen kaçarı yok. 

Erkekler sözüm size, sevişmede ipleri kadının eline vermeyin, ne yapın edin bir şekilde siz hakim olun yatağa. Kadına bıraktınız mı tahtı, ne krallık kalıyor ne payitaht!

7. Eve çağrılan kıza sevişme olabileceğini ima etmek

Gördüğüm yanlış uygulamalar, eli boş dönmeler, acıklı öyküler üzerine üzerinde durulması gerektiğine inandığım konudur. Son zamanlarda eve çağırdığı kız arkadaşı, sevgilisi ile sadece yemek yiyip pişti oynayan, bir türlü sevişme faslına geçemeyen erkek sayısında korkunç bir artış var. Erkek milleti evinde ağırladığı kıza misafir gibi yaklaştığı için bir türlü açılamıyor. Doğrudur, açılmak kolay değil ama kolayı var. Sevişme isteğini evde değil öncesinde yapmak.

'Lan kıza 'gel bize sevişelim mi diyeceğiz” diye düşünen arkadaşlar var ki bunlar sittin sene sevişemez zaten. Kolayı şu, sevişme isteğini eve çağırırken ima etmek. Mesela kıza “bize gelsene film falan da izleriz” demek. Buradaki “de” bağlacının anlamı büyük, akıllı bir kız derhal kavrar olayı ve ona göre tavır alır. Yani bir şeyler yapılır, film de izlenir. 

Mesela “vakit kalırsa sana müzik CD’lerimi gösteririm”, dahiyane! Vakit kalırsa, yani uzun uzun sevişiriz demek istiyor arkadaş. Mesela “valla tüm komşular tatilde, gelsene” vay vay vay süper, yani diyor ki istediğimiz kadar bağıra çağıra sevişiriz. Mesela “gelmişken ortalığı da toplarsın” nefis, yani önce dağıtalım, sonra toplanır nasıl olsa. 

Örnekleri çoğaltmak mümkün. Eve çağrılan kıza bir sevişme olabileceğini hissettirmek iki taraf için de önemli. İstenmeyen hareketlerin, vakit kaybının önüne geçilmiş olur. İki tarafın da kafası rahat olur. Deneyin faydalarını göreceksiniz.

Mesela “bütün işlerimi bitirdim, çamaşır bile yıkadım inanmazsın”, meali; 'yıkandım, kıçımda da temiz don var', enfes.

8. Planlı sevişme

Önceden planlaması yapılarak hazırlıklarına başlanan, belli rutinlerin gerçekleştirilmesiyle nihayete erdirilen tatsız tuzsuz bir sevişme türü. Genellikle evli çiftlerde sıklıkla karşılaşılan, “evliliğimiz monotonlaştı” cümlesinin sık duyulur hale gelmesinin baş aktörü olan sevişmedir. 

-Çocuk uyuduktan sonra sevişelim mi?

-Olur ama önce ortalığı toplayayım

-Sen toplarken ben de çay koyayım, sonrasında içeriz

-Altını kıs ama hemen kaynamasın

-Tamam, hadi seni git yatır çocuğu.

İşte böyle bir şeydir planlı sevişme, her şey planlanır. Genellikle ilişkinin kadın tarafı “görev gibi yapıyorsun” yakınmalarını çok sık dillendirir bu sevişmelerin sonrasında. E haliyle sevişmeye 'kalkınma planı' hazırlar gibi başlarsan, 'yıl sonu bilanço incelemesi' gibi de bitiriyorsun. 

Diyorlar ki evlilikte kavga sık olur mu? Eğer planlı sevişme aşamasına gelmişseniz evet çok olur, çünkü barışma seksi bir nebze olsun planlı sevişmenin o acı tadının üstüne çok iyi gelir. 

-Bu akşam oğlanı anneye bıraksana

-Niyeee

-Ya bırak sen işte, yaramazlık yaparız

-Tamam ama önce şu faturaları bir düzene koyalım akşama

-Olur önce onu yaparız, sonra adam akıllı bir sevişiriz

-Bakalım, şu an için mümkün gibi?

Sanırsın sevişmeyecek de patronuna randevu alıyor.

9. İlk sevişmesinde jartiyere denk gelen genç bünye

36 yaşındayım hala bir kadının üzerinde jartiyer görebilmiş değilim. Yakında jartiyerin sadece filmlerde görülen hayali bir varlık olduğuna inanmaya başlayacağım. Zaten bir araştırma yapsan, Türkiye’de filmler haricinde, kanlı canlı jartiyer görmüş insan sayısı bini (1000) geçmez. Herkeste bir jartiyer tutkusu var ama jartiyer gören yok. Ben çoğu yerde satıldığına bile inanmıyorum. Belki havalimanında falan, yabancı hostesler alır diye o da.

İşte böyle bir durumda, ilk sevişmesinde jartiyere denk gelen genç Türkiye’de parmakla gösterilebilecek bir insandır bana göre. Yıllar yılı sadece bu anısını anlatarak prim yapabilir, bunun ekmeğini yiyebilir. Ancak bu işin dezavantajı da vardır, bu tıpkı sırıkla atlama müsabakasına herkes 5.65 metre atlarken, 6.05 metreden başlamak gibidir, çıta çok yüksektedir artık. Bundan sonraki ilişkilerde jartiyersizlik onu buhrana sürükleyecek, her ilişkisinde sürekli o tadı arayacaktır. 

Hiç bilmiyorum ama sanki ben bir defa jartiyer görsem bir daha ondan ayrılmayı hiç istemem gibime geliyor. Sen onu ilk ilişkinde yakalamışsın, bundan sonra pazen dona fit olabilir misin? Farklı renk sutyen-külot ikilisi seni tatmin edebilir mi? Hava soğuk diye çorabıyla sevişen bir kıza müsamaha gösterebilir misin? 

Jartiyerin ilmek ilmek işlenmiş dantelinin verdiği huzuru, zevki, iştiyakı semt pazarından alınmış ayıcıklı külotta bulabilir misin? İşin çok zor senin kafadan jartiyeri bulan genç, işin çok zor. 

Ne dedi 'adını Feriha koydum' dizisindeki Feriha’nın annesi Zehra; “keşke köyümüzden hiç gelmeseydik, bunları hiç görmeseydik. gördükten sonra bunlara bu kadar uzak kalmak, erişememek insanı mahvediyor.” Sen artık jartiyer görmüş adamsın aşağısı kesecek mi seni? Allah sabır versin.

Popüler İçerikler

Berfu ve Eser Yenenler'in 3. Kez O Ses Yılbaşı'na Katılmaları Tepki Topladı
Kadınların Kırmızı Ruj Sürerek "Çiftleşme" Mesajı Verdiğini İddia Eden Uzman
Kadınlarla Kafayı Bozan Sözde Hoca Bu Kez de "Karını Bize de Evde Oynat" Sözleriyle Tepki Çekti