Annem, gül yüzüyle gül sunan Romeosunu hiç ummadığı bir anda kaybetmiş, bedenini toprağa vermişti çünkü.
Aylar geçti.
Babamın bedeniyle toprağa karışan “Romeo ruhu” bir tohummuş meğer. Bahar gelince filizlenirmiş.
Bu sabah, çalışma odamın aralık kapısından uzatılan gülleri gördüğümde şaşırdım. Heyecanlandım, babam geldi sandım. Oysa babam artık yoktu. Hüzün doldu yüreğim.
Elinde gül dalıyla içeri süzülen annemdi.
“Sevgililer günün kutlu olsun.” dedi.
Gözlerimden yaşlar süzüldü.
“Bugün sevgililer günü değil ki.” demedim, diyemedim.
Ona göre her gün sevgililer günüydü çünkü.
54 yıl boyunca babam annemi her günün sevgililer günü olduğuna ikna etmişti.
Yani onlar için 14 Haziran’ın 14 Şubat’tan hiç bir farkı yoktu.
“Sevginin günü olmaz.” derdi babam “Sevene her gün sevgililer günü.”
Nur içinde uyu babam.
Gittiğin yerde güller açsın.
Dilerim ki ruhun, bir cana değil bin cana ulaşmış olsun.
Toprağa karışan bedeninden arşa uzanan ruhun, her canlının yüreğine sevgi tohumu bıraksın. Dilerim senin ruhun sevgiyi çoğaltsın.
Romeo temelli bir babanın mirası olarak bana da her gün sevgi günü. 14 Şubat’ın neden yılın en romantik günü olduğuna dair birçok teori var. İnsan inanmak istediğine inanır öyle ya. Ben İngiliz şair Chaucer’e inanmayı seçtim. 14. Yüzyılda yaşamış olan Chaucer, kuşların eşlerini 14 Şubat günü seçtiğine şahitlik etmiş. Bugün dünden farklı olarak sevgi gününüzün yeni bir başlangıcı olsun. Siz de sevgiyi abartanlardan mısınız? O halde hadi hep beraber abartalım.
Instagram
Twitter
'Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio'