'Seven erkek terk eder mi?' soruyla daha önce karşılaşmış olabilirsiniz. Bazen bir ilişkiyi yürütmek için sadece aşk ve sevgi yeterli olmayabilir. İşte bir erkeğin sevdiği kadını terk etmesine neden olabilecek durumlar... 👇
'Seven erkek terk eder mi?' soruyla daha önce karşılaşmış olabilirsiniz. Bazen bir ilişkiyi yürütmek için sadece aşk ve sevgi yeterli olmayabilir. İşte bir erkeğin sevdiği kadını terk etmesine neden olabilecek durumlar... 👇
Erkekler çoğu zaman derin hislerini dışarıya belli etmek yerinde kendi içlerinde yaşar, bazen hiç beklemediğiniz bir anda aldıkları ayrılık kararıyla sizi şaşırtabilirler...
İşte erkeklerin sevseler bile sizden uzaklaşmalarına neden olan en önemli sebepler!
Erkeklerin ister dostlukta, ister işte, isterse aşk ilişkilerinde olsun karşı taraftan en büyük beklentilerinden birisi saygı görmek. Fikirlerine ve duygularına saygı gösterilmediğini düşünen erkek, gururu ve öz güveni incindiği için sevse bile o ilişkiden uzaklaşmayı tercih eder.
Eğer sizi terk eden eski sevgilinizin;
Kişisel sınırlarını aştıysanız,
Sürekli hayat düzenini ve kararlarını eleştirdiyseniz,
Kendi başına karar almasına izin vermediyseniz,
Kişisel başarılarını küçük gördüyseniz,
Sır sakladıysanız,
Veya onu sır olarak çevrenizden sakladıysanız,
Zamanına değer vermediyseniz,
Konuşurken sürekli lafını kesip düşünceleriyle alay ettiyseniz...
Sizden saygı göremediğini hissedip uzaklaşmış olması muhtemeldir.
Hayatta attığımız tüm adımları, öz güvenimizi, varlığımızı belirleyen şey kimliğimizdir. Ulaşmak istediğimiz hedefler ve değerlerimiz bizim kimliğimizin bir parçasıdır.
Zamanla bu ilişki yüzünden kaybolduğunu düşünen erkek, bir nevi hayattaki çizgisini kaybettiğini hisseder.
Ancak bu durumda suçlanacak bir taraf olmadığını not edelim. Sadece zamanla bir taraf kendisini kaybederken, partneri de muhtemelen o kişiden bunalmaya başlar ve artık kendi yollarına bakmanın zamanı gelmiştir.
Tarafların ciddi düşündüğü, bir hayat kurmayı planladığı ilişkilerin sorumluluğu göz ardı edilemez. Çağımızda çoğu genç insan ekonomik sıkıntılar çekerken evlenmek, bir ev dizmek, ileride çocuk sahibi olmayı planlamak maalesef kolay değil...
Maddi sıkıntılar bir yana, partneriyle bir ömür boyu birlikte olma kararını vermek de büyük bir sorumluluktur. Evlilik bizim kültürümüzde de sadece iki kişi arasında değil, ailelerin işin içine girdiği bir kurum bildiğiniz üzere.
'Bir erkek sevdiği kişiyle gerçekten beraber olmak isterse elinden gelen her şeyi yapar' sözünü çokça duyduk. Ancak ilişki başladıktan sonra işler değişebiliyor…
Eğer taraflardan biri ilişkinin çok hızlı gelişmeye başladığını düşünürse duygusal olarak kendisini hazır hissetmeyebilir, partnerinin hislerinin kendisinden daha güçlü olduğunu düşünebilir.
Unutmayın, sağlıklı ilişkiler zaman gerektirir.
Modern toplumlarda bu düşünce tarzı değişmeye başlasa da erkeklerin ev geçindirmesini, maddi yükleri sırtlanmasını bekliyoruz. Erkeklerin de biyolojik olarak sevdikleri insanın ihtiyaçlarını karşılamak istediğini biliyoruz. Ancak hem bu yükün altında kaldığını hisseden erkekler, hem de verdiği emeğin yeterince takdir görmediğini düşünen erkekler partnerlerinden soğuyabilirler.
Partnerinize destek olmak, yapmak istedikleri şeyler için cesaret vermek sağlıklı bir ilişki göstergesidir. Ancak sürekli eleştirildiğini ve azarladığını düşünen erkek artık kendisini ilişkide çocuk gibi, sizi de annesi gibi görmeye başlayabilir.
Sevdiğiniz insanla birlikteyken kendi davranışlarını uzaktan izleyemediğiniz için ilişkideki rolünüzü fark etmeyebilirsiniz. Ayrıca negatif ve toksik ilişki yaşayan insanlar zamanla bunu normalleştirmeye başlar. Kıskançlık krizleri, bitmek bilmeyen tartışmalar artık ilişkinin bir parçası haline gelmiş olabilir.
O yüzden bir adım geri dönüp kendi davranışlarınıza göz atın. Sevdiğiniz kişiyle beraberken söylediklerinize, yaptıklarınıza tekrar bir göz atın. En başlarda her şey güllük gülistanlık iken birbirinize yabancılaşmış ve sağlıksız bir ilişki yaşayan iki kişi olabilirsiniz… Unutmayın, ikiniz de iyi insanlar olsanız bile yaşadığını ilişki size iyi gelmeyebilir.
Uzun ilişkiler yaşayan çiftler bir noktada birbirlerine alışmaya başladıkları için ilk günlerindeki o heyecanı kaybedebilir. Ancak birbirlerine zaman ayırmayı bırakır ve hislerini eskisi gibi paylaşmazlarsa, sevdikleri hobileri yapmayı ve günlük hayatta yaşadıklarını birbirlerine anlatmayı bırakırlarsa bağları zayıflayabilir.
İnsanlar her geçen gün büyür, fark etmeseler bile değişirler. Kabul etmesi ne kadar zor olsa da karşınızdaki insan, ilk tanıştığınız gün sevdiğiniz insan olmayabilir. Eğer sevdiğiniz kişiyle gelecek 20, 30 yılınızı ve hatta bir ömrü beraber geçirmeyi düşünüyorsanız onu her haliyle kabul etmek gerekir.
Ve artık bir noktada beraber atmanız gereken adımları sadece tek bir kişi istiyorsa, ayakta tutmaya çalıştığınız ilişki yıkılabilir. Değişim kimsenin suçu değildir, hala aşık olsanız bile değişen zaman size engel olabilir.
Daha önce bahsettiğimiz gibi ilişkileri yürütmek emek ister. Sevdiğiniz kişi sizi hala deli gibi seviyor olsa da kendisini bu çabanın içinde duygusal ve psikolojik olarak yorgun düşmüş halde bulabilir. Bu noktaya gelen bir insan kendisine “Tüm bunlara değer mi?” diye sorar.
Cinsellik ve duygusal bağ, ilişkilerin özel ancak bir o kadar da önemli boyutudur. Boşanan çiftlerin arasındaki en büyük sorunlardan birisi artık birbirlerine karşı cinsel çekim hissetmiyor olmalarıdır. İki insandan birisi artık eskisi gibi hissetmiyorsa aradaki çekim kaybolur ve karşı taraf da reddedildiğini ve istenmediğini düşünmeye başlar…
Sizin suçlu veya sıkıcı olduğunuz anlamına gelmiyor bu. Eğer bir taraf artık ilişkiden zevk almadığını ve karşısındaki insana sevgi beslemediğini hissederse çekip gidebilir. Hatta ilişki bir yana, kendi hayatında sorunlar yaşıyorsa bu ilişkisine de yansımış olabilir.
Bunu önlemenin bir yolu, ilişkide mutlaka sağlam ve sağlıklı bir iletişim sürdürmektir. Eğer iki taraf da ilişkiyi yürütme konusunda kararlıysa ellerinden geleni yapmalı, tüm endişelerini birbirleriyle paylaşmalılardır.
Kadın da erkek de olsanız hayatın uzun bir macera olduğunu, karşınıza bir gün sizinle daha uyumlu, belki daha çok değer verecek olan doğru insanın çıkacağını unutmayın.
Sizin eklemek istediğiniz bir şey var mı? Yorumlarda buluşalım!
Iyi de bunların hepsi kadınlar için de geçerli. Ama güzel dolu bir içerik.
12 fazla olmuş.. “İstememek” tek neden budur benim nazarımda. İstersen çare istemezsen bahane her zaman vardır. Her düşünceye saygım var ama benim edinimlerime göre durum bundan ibaret.
Bir karikatür vardı "bak şuradan s*ktir git" diye... Şaka bir yana bunlar görünen bahaneler, gerçek olan alt beyinlerinde çocuk-ergen zihin yapısında olmalarıdır. Biraz da olsun psikolojinin kimseye zararı olmaz; en önce kendimizi tanımak, anlamak sonra başkalarını tanımak, anlamak için.