Sevdiğiniz Kişiyi Etkilemek İstiyorsanız Eğer Bilimin Önerdiği Bu Yolu İzleyin!

11.08.2016 - 17:19

Her birimiz, her gün farklı kararlar alıyor ve bu kararları hayatlarımıza bir şekilde yansıtıyoruz.

Bazılarımız gündelik akışın getirdiği kararlar alırken, bazılarımız da iş ya da arkadaşlık ilişkilerimiz açısından önemli kararlar alıyoruz.

Tüm bu kararların tek bir ortak noktası var ve o da şu ki, bu görüşmelerin birçoğu istediğimiz zaman diliminde ve genellikle bizim seçtiğimiz mekanlarda meydana gelmeleri.

Peki, bir karar alırken seçtiğiniz zamanın ya da mekanın alacağınız karara etki ettiğini biliyor muydunuz?

Pek çoğumuz böyle bir gerçeği göz önüne almayız, hatta böyle bir şeyin psikolojik temellere dayandığının da farkında değilizdir.

Fakat, son yapılan araştırmalar gösterdi ki günün belli zamanları, davranışlarımız ve diğer insanlar üzerindeki eylemlerimiz üzerinde önemli bir etkiye sahip.

Araştırmalardan çıkan bir diğer ilginç sonuç ise, pek çoğumuzun sabahları mental anlamda çok daha güçlü ve rahat olduğumuz.

İdeal olarak pek çoğumuz güne rahat ve ferah bir biçimde başlarız ve gün ilerledikçe, karşılaştığımız sorunlarla birlikte mental kaynaklarımızı tüketmeye ve bilişsel anlamda odaklanma sorunu yaşarız.

Kısacası günün ilerleyen saatlerinde davranışlarımız giderek daha kötüye doğru gelişir.

Araştırmaların gösterdiğine göre; insanlara karşı daha kaba davranmaya ve yaşanan olayları kötücül bir algılayışla değerlendirerek, daha kuşkucu yaklaşmaya meyilli hale geliyoruz.

Örneğin çalışırken belli bir saatten sonra bilişsel yorgunluk iyice baş gösterir ve tükenmişliğe neden olur, dikkat dağınıklığı veya odaklanamama gibi sorunlar ortaya çıkar ve performansımızda düşme görülür.

Kısacası günün belirli saatleri aldığımız kararları fazlasıyla etkiliyor, olumlu ya da olumsuz olarak bilişsel durumumuzu yönlendiriyor.

Konu üzerine yapılan bir çalışmada, şartlı tahliye davalarının görüldüğü bir mahkemede verilen 1112 ara karardan, olumlu sonuçlar çıkanların günün hangi zamanlarına denk geldiği analiz edilmiş.

Elde edilen veriler; yargıçların günün ilerleyen saatlerindeki duruşmalarda tutuklunun beraat ya da tahliye gibi isteklerini reddetmeye ve tutukluluk halinin devamına dair karar vermeye daha yatkın olduklarını gösteriyor. Olumlu sonuç çıkan davaların ise büyük çoğunluğunun (yaklaşık %65’inin) sabahın erken saatlerine denk geldiği ve zaman ilerledikçe de bu oranın giderek düştüğü gözlemlendi. Hatta, öğle yemeği arasına yaklaşan duruşmalarda verilen kararların olumlu sonuçlanma oranı ise neredeyse sıfır.

Öğleden sonra, dava tekrar başladığında bu örgü kendisini tekrarlıyor; yani olumlu sonuçlar çıkma oranı tekrar yüksek seviyelerdeyken günün sonuna doğru bu oran tekrar sıfıra yaklaşıyor.

Fakat ilginç bir şekilde, ne hakimler ne de birçok avukat, mental enerjinin gün boyunca azaldığının ve bir öğle yemeği arasının pozitif bir etkiye sebep olabileceğinin farkında.

Araştırmadan elde edilen tüm bu sonuçlar tek bir şeye işaret ediyor, gün içinde bilişsel anlamda daha yorgun hale geliyoruz ve bu da kişiyi doğru olmayan kararlar almaya zorluyor.

Öte yandan, günün belirli saatleri; insanlarla olan etkileşimimizi de etkiliyor. Yorgunluğun, gün içerisinde biriken bir şey olduğunu hepimiz biliyoruz ancak performansımızın da bu sonuçtan etkilendiğini genellikle aklımıza getirmiyoruz.