Sesil Aktürk Yazio: Sanat ve Ekonomi

Sanat ve ekonomi kelimelerini aklımızda yan yana koymayız, düşünmeyiz bile. Oysa talihsizlik dolu şarkılar, daha iyi ve güzel olana övgü, aşkın olana hasret, aslında daha iyi bir hayat arayışının yani pesimist, aldatıcı bir ekonominin sonucu mu?

Sanatın var edilişi ve sanatla ilgili ürünlerin yaşatılmasında, temel neden birçoklarına göre ekonomi.

Sanatın insan aklının ürünü olduğu, toplumsal bir karakter taşıdığı ve sosyo-ekonomik durum içinde, sınıfsal ekonomik gelişmenin basamaklarını yansıttığını görüşü hâkim.

Hollandalı expresyonist ressam Vincent Van Gogh 1885 yılında tamamladığı ünlü “Patates Yiyenler” tablosunda; içinde aşk, nefret ya da entrika değil sadece ekmek ve yaşam kavgası olan basit ama bir o kadar hayatın içinden bir hikâyeyi resmeder.

Masanın üstündeki lamba ektikleri patatesleri yiyen çiftçilerin, tabaklarındaki patatesleri ve ellerini aydınlatır. 

Sefaletin kol gezdiği, duygu ve düşüncelerinin ağır yaralar aldığı, hezeyanlar içindeki hayatında ressam, Belçika’da madencilere yardım etmek için binbir güçlükle savaştığı dönemde, ekonomik açıdan köylülerin yardımı olmadan günü tamamlayamayacak duruma gelmişti.  

Aşk acısı, madenciler için savaşırken tanık oldukları, kafasında her şeyi sorgular hâle getirmiş ve tam bu noktada aslında kendini aşmak, sınırlarının ötesinde ama yine kendi için vazgeçilmez bir şeyin parçası olmak isterken, tanrıya olan inancını yitirmişti.

Marx, belli bir zamanda var olan üretim sisteminin, bir toplum sanatının stil ve içeriğini belirlediğini; sanatın da dâhil olduğu manevi, kültürel değerlerin tamamen ekonomik alt yapı tarafından belirlendiğini savunuyor.

Günümüzde kapitalist ekonominin oluşturduğu pazara her sınıftan insanı katmak amacı ile, bütün sınıfsal farklılıkları aşarak “ideal” olan bir ortak yaşam biçimi, ortak bir kültür sunarken bir müzisyen kendi kariyerinin gelişimini kontrol altında tutabilir ve özgün seçimler yapabilir mi?

Müzikteki, repertuar sıkıntısı ve ritimlerin tekdüzeliği plak firmalarının ya da menajerlerin yatırımlarının geri dönüşlerini garanti etme çabasına mı dayanmakta?

Gelişen teknoloji aracılığı ile; plak firmaları, spotify, amazon, radyolar, televizyonlar, eğlence yerleri ve daha birçok alana yayılmışken ve müziksiz bir yasam olması düşünülemezken, Bob Geldof “Eğer zorunlu ihtiyaçlarınızı müzikten karşılayabiliyorsanız, başarılı bir müzisyensiniz” diyor.

Steely Dan’in davulcusu Donald Fagen 2017 de neredeyse yetmişinde turneye çıkıyor ve bunu tamamen ekonomik nedenlerle yaptığını açıklıyor.

David Bowie ise “Müzik su ve elektrik gibi bir hizmet haline gelecek.” diyor.

.-ülkemizdeki müzisyenleri parlak günler bekliyor-

Televizyonlardaki müzik yarışma programlarında aldığı smsler binleri bulan yorumcuların albümleri çıktığında aynı oranda satmıyor.

MESAM’ın telifleri toplamak ve hak sahiplerine dağıtmaktaki performansı yeterli mi ya da işleyişi güçlendirecek neler yapılabilir? Korsan albümler ve karaborsa biletlerin baskısı ne? Radyo ve televizyonlarda yayımlanan klipler için yapılan ödemeler sektörü nasıl etkiliyor? Bir de tabi dinleyici profilinin ekonomik yapısı var.

Johann Heinrich Füssli’nin söylediği gibi “Uygulamadaki kusursuzluk kuramdaki yetersizliği gidermiyor.”

Müziğin işlevi politik ve ekonomik elitler tarafından değerlendiriliyor ise bu değerlendirmede eksik olan nedir?

Ve şimdi…

Müzik sektörünün hâlihazırda bütün dertlerine ek bir de pandemi döneminin etkisi ile katlanarak artıyor.

Yüz binlerce insanın hayatını kaybettiği bu dönemin etkisi ne kadar sürecek belli değil. Müzisyenler hayatlarını nasıl kazanacak?  Bundan sonra örneğin canlı müzik piyasası ne olacak, nasıl evrilecek, ilerleyecek? Konserlerde aslan payı şöhret isimler alırken müzik emekçileri hayatını nasıl yaşayacak?

Biz bir şarkıyı dinlerken ve onun yarattığı düşte kaybolurken notaların ardında hayatlarını müziğe adamış emekçileri nasıl bir gelecek bekliyor?  

Notlar: Alan B. Krueger / Müzikonomi - 2020 Mundi, Wikipedi

Popüler İçerikler

Yabancılar Hayran Kaldı: Mourinho'nun Trabzonspor Maçındaki Heyecanı Dünyanın Dilinde
Erdoğan’dan Ortak Türk Alfabesi Açıklaması: “Ortak Türk Alfabesi Projesi Tarihi Adımdır, 34 Harften Oluşuyor”
Narin Güran Davasında Anne Yüksel Güran İfade Verdi: "Namusuma Leke Sürdüler, Beni Burada Asın"