Ne tür müzik seversiniz? Konum ve koşullara göre değişir mi? Örneğin üzgün ya da öfkeli olduğunuzda acılı arabesk mi yoksa “trash” mi tercih edersiniz?
Peki ya caz? Örneğin isyan etmek istediğinizde, âşık olduğunuzda, oturup ağlamak ya da dans etmek istediğinizde aklınıza gelir mi? Hayatınızın her köşesinde, her türlü duyguya cevap verebilecek kadar zengin bir forma sahip olan cazın ikna edici özellikleri tarihine dayanır.
Müzik tarihçilerine göre caz kelimesinin kökeni dönemin argosundan geliyor. Tahminen “enerjik ve ruhani titreşimleri dile getiren” anlamında olan “jazz” kelimesi ilk kez 1913’te bir yayında kullanılıyor. 1880’lerin sonlarına doğru Louisiana’da ardından ABD’nin diğer güney eyaletlerinde duyulmaya başlayan cazın önce Louisiana’da duyulmasının sebebi eyaletin sosyo-ekonomik alt yapısı.
1718 -19 yılında Louisiana’ya 147 köle ile yerleşen Fransızlar, 27 yıl sonra geri alana kadar, Louisiana’yı İspanyollara hediye ederler. İspanyolların topraklar üzerinde iyileştirici etkisi olur. Çok sayıda kölenin özgür bırakılmasıyla, özgür siyahların nüfusu artar. Farklı etnik gruplardan insanların birbirleriyle evlenmeleri serbest olur. 1800’lerin ortalarına doğru, siyah ve beyazların bir araya gelmesi ve bu birliktelikten doğan biraz Afrikalı, biraz Fransız “Creole” toplumu; bir liman şehri ve gelişmekte olan ticaret yolunun merkezi olması sebebi ile dünyanın birçok yerinden insanların gelmesi, Louisiana’yı kozmopolit bir yerleşim yerine dönüştürür. Tüm bu gelişmelerin doğal sonucu olarak da New Orleans’ın eğlence hayatı renklenir. Birçok bar açılır ve sık sık dans partileri yapılır ve tüm bu gelişmeler müzisyenlere birçok iş imkânı doğurur.
Elbette bu istek ve ihtiyaçlar müzisyenlerin yeni stiller yaratmasına neden oldu. Müzisyenler bütün farklı stilleri bir araya getirip harmanladılar ve yeniden düzenlediler ki bu gelişmeler cazın ortaya çıkışı için gereken zemini hazırladı.