İşin daha da ilginç yanı Aristoteles'ten yaklaşık 150 yıl önce, MÖ 500'lerde Antik Yunan'da şeklini almaya başlayan yedi liberal sanatın kökeni Antik Mısıra dayanıyor. Pythagoras Mısırda geçirdiği yıllarda, matematikçilerden öğrendiği bilgilerle evrenin-kosmosun, matematik ve geometri ile uyum içinde hareket ettiği fikrini ortaya atıyor.
Bu fikirlerden gelişen ve zaman içinde kendini tamamlayan; Yedi Liberal Sanat ya da bilgeliğin yedi stunu, 'Trivium' ve 'Quadrivium' altında toplanmaktaydı.
Konuşmanın mekaniğini öğreten, beş duyumuzla birlikte keşif ve sembolleri birleştirerek tanımlamalar yapmamızı sağlayan Gramer; düşünmenin, analizin, doğruları yanlış argümanlardan ayırarak çelişkileri ortadan kaldırıp, güvenilir olabilecek gerçeklere dayalı bilgiler üretmek için kullanılan Mantık ve bu düşünceleri bir başka kişiye aktarma sanatı olan Retorik 'Trivium' u oluşturuyordu.
Trivium' u takip eden 'Quadrivium' da ise; soyut değer ve rakamların teorisi olan Aritmatik ve bunun yani matematiğin şu anda uygulaması sayılan Müzik, uzayı ve boşluğu tanımlayan Astronomi ve soyut olanı anlamayı, düşünceleri biçimlendirmeyi sağlayan Geometri.
Copernicus ölümünden kısa bir süre önce yayımladığı 'Göksel Kürelerin Devinimi Üzerine' kitabında şöyle diyordu; 'Bütün gök çemberlerin ya da kürelerin merkezi tek değildir, yerin merkezi evrenin merkezi değil, yalnızca ağır olanın ve ay çemberinin merkezidir.
Bütün gök çemberleri sanki o hepsinin ortasındaymış gibi, güneşin merkezinde dönerler. Bunun için evrenin merkezi güneşin yakınındadır, güneş ve yer yüzü arasındaki uzaklık sabit yıldızlar küresi yüksekliğine göre önemsizdir.' Yani evrenin merkezi güneşti ve sonsuzdu.
Üstelik bu görüş yani 'Güneş merkezli evren modeli' Aristoteles'ten yüzyıllar önce başka astronomlar tarafından da ortaya atılmış ve Copernic ise bu görüşü güncellemişti.
Yani kilise hemen hemen aynı döneme ait birçok fikirden birini benimsemiş, benimsediği fikrin gelişmesine yenilenmesine bile izin vermemiş hatta tam bu merkezden farklı fikirleri ortaya atanları engizisyon mahkemelerinde yargılamıştı.
Galileo Galilei onlardan biriydi ve 1633 Temmuz'unda kilise tarafından yasaklanan fikirlerin hiçbirini savunmadığını söyleyip, Engizisyon Mahkemesi önünde imzasını attı.
Muhtemelen imza atmasına asıl sebep, kendisi gibi Copernicus' çu evren anlayışını benimsemiş ve sırf doğruları olanca yalınlığı ile söylediği için üç büyük mezhebe ait kilise tarafından aforoz edilmiş olan tek filozof, Giordano Bruno'ydu. Bilim Devrimi'nin şafağı sayılan Nolalı önce 1576 yılında Napoli'de Roma Katolik Kilisesi , 1579 yılında ise Cenevre'de Calvinist Kilise ve 1589 yılında ise Lutheran Protestan Helusteat kilisesi tarafından aforoz edildi. İşin daha da ilginç yanı, Bruno da aslında bir papazdı.