Dört süitin kartları içinde en zalim olanı, kartların Nazgul’u, gizemli uğursuzluğun belirtisi “Maça Kızı” çapkın çapkın Herman’a gülümseyene kadar, akıllı uslu biriydi. Çevresindeki herkes kumar masasında kazanıp kaybederken, o sadece izlemekle yetiniyordu. Ta ki “Dişi Aslan”ın yani “Kontes”in sıra dışı hikâyesine kulak misafiri olana dek.
Kontes bir zamanlar Paris’te bütün servetini “Faro” adlı bir oyunda kaybetmişti. Uzak bir akrabası olan kocasına durumu anlatıp bu borcu ödemesini istemişti. Elbette bir prens ve bir arabacı arasında farklılıklar olacaktı. Prens meblağın yüksekliği sebebi ile itiraz etti ve geceyi Kontes’ten uzakta geçirmek zorunda kaldı.
Ertesi gün tekrar bir araya geldiklerinde, Kontes hiçbir şart altında kocasını bu borcu ödemeyeceğini anlamış bulunmaktaydı. Borcunu ödemek zorundaydı ve tanıdığı varlıklı Kont St Germain’ den borç istedi.
Kont’un bu kadar parası yoktu ama ona tekrar parasını geri kazandıracak çok önemli bir sırrı paylaşacağını söyledi tabi bir aşk gecesi karşılığında. Bir süre sonra Kontes bütün servetini geri almıştı. Elbette bu gizemli üç kart sayesinde.
Herman’ın hayatını yeni baştan yazan bu sihirli üç karttı…